"Sonsuz
Ark Şiiri yazılmaya devam ediyor; Allah'ın izniyle de devam edecek."
Geriye
dönüp bakıyorum sık sık; aldığımız yolu, bu yolda yaşadıklarımızı,
söylediklerimizi düşünüyorum. Sonsuz Ark 1 Temmuz 2012'den bu yana 999 yazı,
analiz yayınlamış; bu 1000. yazı olacak.
Bin yazı, dile kolay; her yazı için
bir gün takdir edersek en az 1000 gün. Evet; biz Sonsuz Ark yazarları, konuk ve
çırak yazarlarımız dahil 1000 gün vermişiz Sonsuz Ark'a ve siz okuyucularımıza.
Bu az şey değil ve bunun karşılığında bir tek kuruş kazancımız olmamış, aksine
cebimizden, kendimizden harcamışız; özel zamanımızı, dikkatimizi, bilgi birikimimizi,
geliştirdiğimiz becerilerimizi bir şeyler anlatmak için Sonsuz Ark'a vermişiz.
Karşılığında insanlardan hiçbir şey istemedik, okunsun isteği bir karşılıksa,
evet bunu istiyoruz ve istemeye de devam edeceğiz.
Niçin
vardı Sonsuz Ark?
Sosyal medyadan yazılı, basılı, görsel medyaya kadar her
türlü iletişim aracı aktörlerinin
ajandasına bağlı kalarak istendik algılar
oluşturmak için kullanılırken, yerkürede yaşayan bizim gibi birkaç insan buna
itiraz ettik. Bizim dev medya kartelleri ile yarışacak ekonomik kaynağımız
yoktu, insan unsurumuz yoktu, devletin ya da herhangi bir kurumun, kuruluşun
desteğini almıyorduk ve söyleyeceklerimiz vardı. Paraya ve güce karşı söyleyecekleri
olan birkaç kişiydik biz.
Önce tek
kişiydik, sonra çok kişi olduk. Parası olanın ürettiği algılara karşı algı üretmek
ve bu algıyı mümkün olabildiğince 'gerçek' bir algı olarak inşa etmekti amacımız.
Bizi bu benzersiz yolda fedâkârlığa sürükleyen tek etken buydu. Bir başkaldırı
için gerekli olan unsurların en önemlilerinden biri samimiyetti, diğeri
istikrardı. İşin maddi boyutlarından bahsetmiyorum, maddi güce sahip olanların
istikrarından da söz etmiyorum, maalesef maddi güce sahip olanlar için eksik
olan tek şey samimiyetti ve bu bizde vardı, ancak samimi olanların da istikrar
sorunu vardı, biz istikrar sorununu da samimiyetimizle çözdük ve böylece 3.
yılın ilk yarısını bitirirken 1000. yazıya ulaştık.
Yazdıklarımızla
tarihe tanıklık ediyor ve tarihin yazılmasında da etkili olmaya çalışıyoruz.
Medya kartellerinden daha güçlüyüz bu anlamda. Başarıya, huzura hasret kalmış
bir toplumda yaşamak, inançlarıyla, al-üst kimlikleri, dilleri ve kültürleriyle
sürekli tedirgin edilen ve sömürülen bireyler için en büyük istek özgürlük ve
aidiyetliklere saygı isteğiydi ve biz bu isteği iliklerimize kadar
hissediyorduk.
Bireyden
topluma, toplumdan devlete, devletten dünyaya yönelen her bir bakış bizim bu
saygı isteğimize hizmet edecekti ve etmeliydi. Bir Amerikalı'nın, bir İngiliz'in,
bir Alman'ın, bir Fransız'ın, bir Rus'un, bir İsrailli'nin o küstah kibrinin
yakıp kavurduğu bir dünyada ve bir coğrafî bölgede artık nesne olmaktan
bıkmıştık ve bütün cümlelerde özne olmak istiyorduk; bu hakkımızdı, bu hakkı
alacaktık.
İşte Sonsuz
Ark bunun için var. Allah'tan bunun için yardım istedik yola çıkarken ve Allah
bize güzel yol arkadaşları verdi; okuyucularımız yazarlarımız oldular,
yazdılar, çevirdiler; yayınladık. Toplumsal hafızamızı bir 'ahır'a çeviren tüm
artıklardan arınmak için çabaladık. Sorduk, soruşturduk.
Din'den, ekonomiye,
terörden soykırımlara, stratejik analizlerden öykülere ve şiirlere kadar her
türden sesimizle bir şiir yazıyoruz, buna Sonsuz Ark Şiiri de
diyebilirsiniz. Her ne kadar biz şair
değilsek de, şairlerin romantik kırılganlığından uzak olsak da, şiirin melodisi
yaptığımız işin epik yönüne çok uyduğu için şiir diyoruz.
1000.
yazı dolayısıyla tüm sevgili yazarlarımıza, konuk yazarlarımıza, çırak
yazarlarımıza, çevirmenlerimize çok teşekkür ediyoruz. Sevgili okuyucularımıza
da okudukça paylaşmalarını tavsiye ediyoruz.
Sonsuz
Ark Şiiri yazılmaya devam ediyor; Allah'ın izniyle de devam edecek.
Seçkin Deniz, 21.11.2014, Sonsuz Ark Manifestosu