11 Aralık 2014 Perşembe

SA1035/TG79: CIA, Sorgulama ve Feinstein Tarafından Giderayak Atılan Son Taş

Sonsuz Ark'ın Notu:

Julian Paul Assange'ın 2006 yılında kurduğu WikiLeaks, Küba'daki Amerikan üssü Guantanamo'da esirlere yapılan muameleye dair kurallar, Kenya'daki yargısız infazlar, Afganistan ve Irak Savaşı'ndaki sivil ölümlerine ve İsrail hariç birçok ülkedeki diplomatik misyonların ABD ile yazışmalarına dair 'Top Secret' belgeler yayınladığında temelde ABD'nin yüzyıllık politikalarının sona erdiğinin ilk işaretleri ortaya çıkmıştı. 

Ardından Amerikalı bilgisayar uzmanı, eski Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) ve eski Ulusal Güvenlik Dairesi (NSA) çalışanı Edward Joseph Snowden, 5 Haziran 2013'ten itibaren NSA'ya dair gizli bilgileri  The Guardian ve The Washington Post gazetelerine sızdırdı, yedi ay sonra görevinin tamamlandığını belirtti. 

Assange'ın aslı şüpheli tecavüz davası sonrası Londra'da Ekvador gibi küçük ve etkisiz bir ülkenin elçiliğine sığınarak aldığı desteğe karşı ABD'nin yaşadığı acziyet herkesi şaşırtırken, Snowden Rusya'ya sığındı ve ikisi de CIA'ye rağmen halen hayatta. Ve şimdi de CIA'in Senato'da kabul edilen ve yayınlanan İşkence Raporu ile ABD'ye yönelik aşağıdaki analizde de eleştirilerek belirtildiği gibi 8 yıllık 'İtibarsızlaştırma Operasyonu' tamamlanmış görünüyor. Açık olan verilere göre bu operasyonun sahibi de derin ABD. Peki ABD neden kendisini itibarsızlaştırıyor? 

2006-2014 arasındaki 8 yıllık sürede Başkan Obama döneminde CIA'in önceki zamanlardan daha masum olmadığı bilinmesine rağmen bu operasyona duyulan ihtiyaç, henüz çoğumuzun anlamadığı gerekçelere sahip, fakat söyleyebileceğimiz temel şey şu: katliamcı, soykırımcı ve İslam düşmanı ABD artık kullanım ömrü dolmuş bir ülke, daha büyük bir operasyon için bütün bunların yapılması, 11 Eylül 2001'de uygulamaya konan küresel polarizasyon sürecinin tamamlanması ve CIA'ın kirlerinden arındırılması gerekiyordu. Seçkin Deniz, 11.12.2014

***
The CIA, Interrogation, and Feinstein’s Parting Shot

CIA ‘işkence” raporu ile alakalı haberleri okuyan okuyucular belki sorgulayıcılar tarafından terör şüphelilerinden bilgi almak amacıyla uygulanan nahoş teknikleri de görerek ABD devletine bağlı bir örgütün niye bu tür iğrenç işlere giriştiğini merak etmiş olabilir. Bu sorunun cevabı kıdemli bir Washington politikacısından geliyor:


"(11Eylül)2001’in ardından topluma yayılan korkuyu ve hissedilen tehdidi hatırlamak gerekir. 11 Eylül’den sadece bir hafta sonra, içinde toz şarbonun bulunduğu zarflar çeşitli haber ajanslarına ve Amerikan yetkililerine gönderilmişti. Yeni terörist komploları ve 'Ülke Güvenliği Danışma Sistemi' tehdit seviyesinin kırmızı koda yükseltilmesi ile ilgili haberler Amerikan halkında şoka yol açmıştı. Buna bağlı olarak ulusa yönelik yeni terör saldırılarını bekler duruma gelmiştik…

CIA tarafından bilgi elde edebilmek ve teröristleri uzak tutabilmek amacıyla her türlü muhtemel aracı değerlendirme düşüncesini anlayabiliyorum. Bu şartlarda CIA, politik liderler ve halk tarafından olası başka bir saldırıyı engellemek için elinden ne gelirse yapması anlamında cesaretlendirilmişti.
Ayrıca İstihbarat Komitesi de tehditlere ve diğer dünya olaylarına derhal müdahale etmesi için istihbarat örgütlerini sıklıkla zorlamaktaydı."

Bu sözleri dile getiren kişi söz konusu raporun derlenmesi ve yayınlanması emrini veren Senato İstihbarat Komite Başkanı Dianne Feinstein’dan bir başkası değildir.

Yazının girişi niteliğinde verilen sözleri her ne kadar gerçeği yansıtmış olsa da, Amerika’nın güvenirliğini ve dünya nezdindeki duruşunu zedeleyecek ve aynı zamanda bizi günümüzün tehlikelerinden koruması anlamında kendilerine güvendiğimiz istihbarat örgütlerinin etkinliğini azaltabilecek bu raporun yayınlanması noktasında senatörün kendini niye mecbur hissettiğini anlamak son derece güçtür.  

Senato İstihbarat Komitesi’nin bu eylemi aslında 1976 yılında gerçekleşen ve CIA’in kirli işlerini gözler önüne seren önceki istihbarat komite araştırmalarından pek farklı bir şey ortaya koymamaktadır.

Bu sıralarda komiteler tarafından herhangi bir kimsenin suikast ile CIA tarafından gerçekten öldürüldüğüne dair hiçbir kanıt ortaya koyulmamış olmasına rağmen (bunun sebebi de CIA’in kendi beceriksizliğidir) dünya, CIA’nin dâhil olduğu suikast planlarından ve insanlar üzerinde haberleri olmadan yapılan LSD testleri gibi diğer gizli operasyonlardan haberdar olmuştur.

Bunlar her ne kadar yanlış işler olsa da CIA’nin yürütmeye dair emirlere karşı geldiğine dair herhangi bir kanıt bulunmamaktaydı; bu durum itaatsizlik değil bir istihbarat örgütünün sırasıyla gelen başkanlar tarafından kendilerinden istenileni yerine getirmesiydi.

Bu nedenle en agresif gizli eylemlerin yapılması emrini veren John F.Kennedy gibi başkanları yüceltirken CIA’yi şeytanlaştırmak adil olmayan ve zararlı bir düşünceydi. Kamu nezdindeki bu kınayıcı tutum ve ardından Jimmy Cater döneminin CIA başkanı Stansfield Turner’ın feci yönetimi, CIA’in bozulmuş bir örgüt haline gelmesine neden oldu. En iyi CIA yetkililerinin çoğu görevden ayrıldı ve ülke, İran Rehine Krizi gibi felaketlerin tespit edilmesi ve önlenmesi noktasında yetersiz kaldı.

Yeni yayınlanan raporun sonuçlarını henüz bilmiyoruz, ama aynı şekilde istihbarat kapasitemizi düşüren haksız sonuçlara neden olacağa benziyor. Buna rağmen İstihbarat Komitesi raporu başkan tarafından tamamen onaylanmış ve Dianne Feinstein’da olduğu gibi kongrede bulunan liderler konu hakkında şahsen bilgilendirilmiş-ve kendileri tarafından zımnen onaylanmış- olmalarına rağmen durdurulmuş sorgulama teknikleri nedeniyle CIA’yi suçlamaktadır.

Rapor, Obama tarafından atanmış CIA başkanı John Brennan ve kendinden önceki yetkililer ile George W.Bush ve onun yönetimindeki yetkililer tarafından hararetli bir şekilde inkâr edilmesine rağmen belirli bilgilerin başkandan gizlendiğini iddia etmektedir. Belki Beyaz Saray ile paylaşılmamış detaylar vardır, ama şu da açıktır ki; başkan geniş anlamda ne olup bittiğini bilmektedir ve bunlar başka bir 9/11 olayının gerçekleşmemesi anlamında Beyaz Saray tarafından yasal bir durum olarak değerlendirilmiştir.

Zorlayıcı sorgulama tekniklerinin karşı-terör anlamında başarı elde etmeye yönelik bilgi elde edilmesine yarayıp yaramadığına dair tartışmalar bulunmaktadır; Feinstein’ın raporu bunu kabul etmiyor, ancak şu anki ve daha önceki birçok CIA yetkilisi şu ifadeleri dile getiren Brennan’ın tarafında durmaktadır:

“İncelemelerimiz göstermektedir ki; üzerinde ileri sorgulama teknikleri uygulanan tutuklular, saldırı planlarının engellenmesi, teröristlerin yakalanması ve hayatların kurtarılması noktasında istihbarat edinilmesinde faydalı olmuştur. Programdan elde edilen istihbarat el-Kaide’yi anlamamızda kritik bir rol oynamıştır ve terör karşıtı çabalarımıza bilgi sağlamaya şu anda da devam etmektedir”  

Dışarıdan bakan bir gözlemci olarak gerçeğin ne olduğunu yargılama pozisyonunda değilim. 

Gelişmiş sorgulama tekniklerinin geçmişte kullanılıp kullanılmaması gerektiği veya gelecekte de bunların tamamen yasaklanmasının gerekli olup olmadığı noktasında da kararsızım.

Güvenli bir koltukta oturarak bu tür acımasız önlemleri kınamak kolaydır, fakat zor olan şey; ABD’ye her an yapılabilecek ve binlerce belki de milyonlarca insanın ölümüne neden olabilecek bir saldırıdan korku duyan ve bu nedenle sayısız insanın hayatını koruyabilmek için ne kadar iğrenç olursa olsun uygun olan her türlü yöntemi kullanmaya mecbur kalan bir başkanın yanında durmaktır.

Durum ne olursa olsun şundan eminim ki; Senato raporunun yayınlanması düşmanlarımızın propaganda değirmenine daha çok su taşınmasına yarayacaktır.

Tartışılan sorgulama tekniklerinin savaş suçu olduklarına inansanız bile, bunların uygulanmasına uzun süre önce son verildiğine dair gerçek bir tarafta dururken, bu raporun yayınlanmasının ABD’ye ne tür bir fayda sağlayacağını anlamak zordur.

Tarihi aydınlatma noktasında faydası bulunmayan Feinstein raporunun, kongredeki tribünlere oynamaktan başka bir amacı bulunmamaktadır.   

Max Boot, 12.09.2014


Tamer Güner, 11.12.2014, Sonsuz Ark, Çevirmen Yazar, Çeviri



Orijinal Metin:









Seçkin Deniz Twitter Akışı