"İnanıyorum;
muhtemelen çok şükrettiğimi zannederken az şükrediyordum ve şükrü arttırmam için
böyle bir şey yaşıyorum."
Bugün
Green Gem Chlorella yosun haplarından 7 tane alma günümdü. Zekiye mesaj
göndermiş "Bugün kaç tane alacaktın yazmamışsın" diyerek.
Canım
Zekiye'm yarın 9'a çıkacak hapların sayısı. Durum mu? Hâlâ aynı. Zaten bu
hapların ilk neticeleri üç ay sonra görülmeye başlıyor. Sabredip devam edeceğim
inşallah...
Geceyi
çok kötü geçirdim.Ellerimin ağrısı omzuma kadar çıktı ve sol elimi kullanmam
hakikaten çok zor. Ama işte yine de akrobatik hareketlerle klavye kullanmaya
çalışıyorum.
Psikolojinin
organizma üzerindeki tesirini inkar etmek mümkün değil Zekiye can, bunu daha
önce de konuşmuştuk...
Mesela
artık yanımda birisine ağız alışkanlığı ile geri zekalı, salak vs. gibi hakaret
edilmesinin bünyem kabul etmiyor, herhangi birisi için ne söylediğini fark
etmeden sürekli şikayet edilmesini bünyem kabul etmiyor, kalbim daralıyor,
bunalıyorum ve patlayacak gibi oluyorum..Bana aktarılan üzüntülü hikayeleri de
kaldıramıyorum. (buradan artık zavallı güçsüz bir insan olduğum sonucunu
çıkarma lütfen) Yalnızca bünyem istemiyor gelişi güzel üzüntü boca edilmesini,
Ebubekir'in tabiriyle çöp bidonu gibi kullanılmaya itirazı bünyemin bu...
Yoksa
Allah'ın izniyle daha çok yeni başka bir sıkıntı atlattık Teresa ile ilgili çok
şükür Allah c.c yardım etti altından kalktık...
Jale de
durumu şöyle mizahi hâle getirdi, hâlâ eski günlerdeki gibi sana günlük
sıkıntılarımızı aktarıyor ve dolayısıyla seni tıbbi tatile çıkarıyoruz, halbuki
senin gerçek tatile ihtiyacın var:)) Nasıl espri ama.. Çok yaşa sen Jale e mi?
Adli tatilden sonra tıbbi tatil:))
Bunlar
gündelik hayatın sıkıntıları ve geçiyor bir şekilde, bir de kronikleşmeye yüz
tutan problemimiz var; neredeyse elli gün oldu ve hâlâ Adem ve Hamit'in Suriye'de nerede
olduklarını, ne hâlde olduklarını bilmiyoruz. Hakan, Gökhan, Yahya en ufak bir
haberde harekete geçip yola koyuluyorlar ama tek bir elle tutulur netice yok ne
yazık ki...
Daha bir
yığın üzücü şey her gün her gün üst üste gelebiliyor..Nasıl toparlayacağız bu
işleri bilmiyorum... Artık Twitter ve Facebook'da da birkaç hassas arkadaş
dışında onlarla ilgilenen yok neredeyse, daha önce TRT'den Ahmet Böken'le
görüşmüştüm sanırım 15. gündü ve Ahmet Böken Suriye ile ilgili her haberde
muhakkak Adem Özköse ve Hamit Coşkun'a dair bilgileri de ekleyeceğini
söylemişti ama o da olmadı maalesef...
"Bekliyoruz"
kelimesi Hamit'in arkadaşı Muhammed Halil'in dediği gibi artık manasız.
İstiyoruz, o çocukların bir an önce vatanlarına dönmesini istiyoruz ve bunu
yalnız Allah'a c.c arz ediyoruz. Allah c.c izin vermediği taktirde, bazı
arkadaşlarımızın muhtemelen duygusallıkla yazdıkları "Kardeşlerimiz gelecek!
zalim Esed, onları alacağız!" gibi hüküm bildiren ve Allah'ın gücüne giden
iddialarla imtihan ediliyoruz...bu tehlikeli iddiaları bırakmak icap ediyor
artık...
Sanki o
çocukların geri dönmesi benim de iyileşmeme yardımcı olacak gibi hissediyorum
ve dua ediyorum; inşallah en kısa zamanda dönerler...
Yetiştirmem
gereken o kadar çok yazı ve proje var ki ayrıca, ellerim bu haldeyken nasıl
altından kalkacağımı bilemiyorum.
Neyse
Zekiye can Allah c.c bir şekilde yardımcı olacak, buna inanıyorum muhtemelen çok
şükrettiğimi zannederken az şükrediyordum ve şükrü arttırmam için böyle bir şey
yaşıyorum...
Her gün
sanki kendi gücümüz ve kudretimizle yaptığımızı zannettiğimiz o kadar çok iş
var ki; elimizi havaya kaldırmak, düğme iliklemek, iğneye iplik geçirmek, kalem
tutmak, çatal kaşık kullanmak, adım atmak...bunların hiçbirisi bizim
kendiliğimizden yapabildiğimiz şeyler değil oysa, değil! Allah c.c izin
vermediği taktirde bu basit gibi gördüğümüz ve hayatımızı doğru düzgün devam
ettirmeye yarayan hareketlerin hiçbirisini yapamayız, ya- pa- ma- yız!
Bütün
güç ve kudret Allah'tandır. (c.c)
Bu
hareketlerin ve her nimetin şükrünü eda etmek gerekiyor, hem de çok..Allah azze
ve celle, Rabb (terbiye eden, öğreten) Adı ile bana çok şey öğretiyor, şükür ki
öğretiyor, hepimize öğretiyor.. ya benden Elini çekseydi...Ya bizden Elini
çekseydi...
Dilek'ten
bahsedecektim bugün biraz ama şimdi gücüm azaldı, sonra inşallah..
Zekiye
can bugünkü yazı sana mektup gibi oldu biraz.. olsun bakalım..
sevgiler
sana canım kardeşim...Dua ile..
Neşe Kutlutaş, 14.12.2014, Konuk Yazar, Sonsuz
Ark, (İlk Yayın Tarihi, 29.04.2012)