Une Station Espion De La NSA, En Plein Paris
La
semaine passée, L'Obs révélait, en "une", que la Chine espionnait la France grâce à une station d'écoute
installée sur le toit d'une annexe de l'ambassade de Chine à Chevilly Larue, en
banlieue parisienne.
Geçen hafta, L'Obs dergisi, Çin'in, Paris
yakınlarında Chevilly Larue'de Çin büyükelçiliğine bağlı bir ekin çatısında bir
dinleme istasyonu aracılığıyla Fransa'da casusluk yaptığını “1. sayfadan” vermişti.
De
fait, le "scoop" de Vincent Jauvert,
intitulé "Comment la Chine espionne le monde depuis la
banlieue parisienne", explique que les antennes pointent
vers des satellites permettant des communications entre l'Europe, l'Afrique et
le Moyen-Orient, et qu'ils ne ciblent donc pas particulièrement les Français.
Vincent Jaubert'in «Çin, Paris banyölerinden dünyayı nasıl izliyor » başlıklı « özel haber »inde, bu antenlerin Avrupa, Afrika ve Orta-Doğu arasındaki iletişimleri sağlayan uydulara doğrultulduğunu ve dolayısıyla özel olarak Fransızları hedeflemediğini anlatıyor.
Hier, j'en faisais ma chronique pour L'Autre
JT, la nouvelle émission hebdo de France4, expliquant que, si les
Chinois n'espionnent probablement pas particulièrement les Français, la NSA a,
de son côté, installé une station d'écoute sur le toit de l'ambassade des USA,
place de la Concorde, à quelques mètres de l'Elysée.
Dün
France4 kanalının haftalık yeni programı L'Autre JT'de bu konuya değindim:
Çinliler muhtemelen Fransızları özellikle izlemiyor, ama NSA Elysee sarayına birkaç metre ötesinde Concorde meydanında bulunan
ABD Büyükelçiliğinin çatısına bir dinleme istasyonu
kurdu.(Video)
Passée jusque là inaperçue, l'information avait été révélée par le
blogueur (et twittos) Zone d'intérêt, puis confirmée par le journaliste Antoine
Lefébure (auteur d'un excellent essai sur l'affaire Snowden), avec qui j'avais
été, sur place, en compagnie de Duncan Campbell, le journaliste britannique qui
avait, le premier, révélé l'existence du système anglo-saxon Echelon de
surveillance des télécommunications.
Daha önce fark edilmeyen bu bilgi,
önce blogcu (ve tivitçi) Zone d'intérêt tarafından açıklanmış, daha sonra da
gazeteci Antoine Lefébure (Snowden olayı hakkında mükemmel bir deneme yazarı)
tarafından teyit edilmiştir. Lefebure ve Anglo-Sakson Echelon telekomünikasyon
izleme sisteminin varlığını ilk ortaya çıkaran İngiliz gazeteci Duncan Campbell
ile birlikte o meydana gittik.
Et on
avait bien rigolé en découvrant que les fenêtres avec volets fermées que l'on
peut voir sur la photo ont en fait été peintes : ce sont des fausses, à la
façon des villages Potemkine, ces trompe-l'oeil créés
afin de masquer la pauvreté des villages lors de la visite de l'impératrice
Catherine II en Crimée en 1787...
Fotoğrafta görülen kapalı kepenkli pencerelerin aslında boyalı
olduğunu görünce iyi güldük: onlar sahte, 1787 yılında Kırım'i ziyaret eden
İmparatoriçe Catherine II'den yoksul köyleri gizlemek için oluşturulan Potemkin
köyleri misali.
Dans
son article (passionnant : Les grandes oreilles américaines à Paris)
Zone d'Intérêt explique que cette station a vraisemblablement été installée
entre 2004 et 2005, et que ce type de centres d'écoute (Special Collection
Service -SCS), opérées conjointement par la CIA et
la NSA, est en mesure d'intercepter les signaux dans les gammes de fréquences
correspondant à la téléphonie mobile, aux transmissions HF et aux
communications satellite, d'assurer la géolocalisation des terminaux, et de
recourir à des IMSI catchers pour simuler de fausses
antennes-relais et intercepter des communications.
Yazısında (Büyüleyici: “Paris'te ABD'nin
büyük kulakları”) Zone d'Intérêt bu istasyonun muhtemelen 2004 ve 2005 yılları
arasında kurulmuş olduğunu açıklıyor ve CIA ve NSA tarafından ortaklaşa
işletilen bu tür dinleme merkezlerinin (Special Collection Service -SCS), cep
telefonu, HF yayınlar ve uydu iletişimine uyan frekans aralıklarındaki
sinyalleri kesebilen, terminallerin
konumunu belirleyebilen, IMSI yakalayıcılar kullanarak sahte bas istasyonları
simüle eden ve iletişimleri dinleyebilen merkezler olduğunu anlatıyor.
Il
souligne également que cette station espion est opportunément située "à seulement 350m du palais de l'Elysée, 450m du Ministère de
l'Intérieur, 600m du Ministère de la Justice, 700m du Ministère des Affaires
Etrangères et de l'Assemblée Nationale, et 950m du Ministère de la Défense (et
qu')on trouve également dans un rayon d'un kilomètre plusieurs ambassades et
des entreprises stratégiques...
Bu casus istasyonunun elverişli bir şekilde
"Elysee Sarayına sadece 350m, İçişleri bakanlığına 450m, Adalet Bakanlığına 600m, Dışişleri Bakanlığı
ve Ulusal Meclisine 700m, Savunma
Bakanlığına 950m var, ve bir km civarında çeşitli büyükelçilikler ve
stratejik şirketlerin” bulunduğunun da altını çiziyor.
A
noter que la pratique n'a rien de très exceptionnel : on trouve ce type de
stations d'écoute sur le toit de nombreuses autres ambassades dans le monde
entier (Duncan Campbell en a répertorié plusieurs), et que les
Etats-Unis ne sont pas les seuls à le faire, Vincent Jauvert évoquant ainsi les
pratiques des services de renseignement israélien et russes en la matière.
Bu uygulamanın istisnai
olmadığını not etmeliyiz. Bu tür dinleme istasyonlarını dünya çapında birçok
elçiliğin çatısında bulmak mümkün (Duncan Campbell birkaç tanesini tespit
etti) ve bunu sadece ABD'nin yapmadığını söyleyen Vincent Jauvert,
İsrailli ve Rus istihbarat servislerinin uygulamalarını hatırlatıyor.
Mevlude Baysal, 15.12. 2014, Sonsuz
Ark, Konuk Yazar, Çevirmen Yazar, Çeviri
Metnin orijinali: