15 Aralık 2014 Pazartesi

SA1042/KY19-MBAY2: Paris'te bir NSA Casus İstasyonu

 Une Station Espion De La NSA, En Plein Paris


La semaine passée, L'Obs révélait, en "une", que la Chine espionnait la France grâce à une station d'écoute installée sur le toit d'une annexe de l'ambassade de Chine à Chevilly Larue, en banlieue parisienne.

Geçen hafta, L'Obs dergisi, Çin'in, Paris yakınlarında Chevilly Larue'de Çin büyükelçiliğine bağlı bir ekin çatısında bir dinleme istasyonu aracılığıyla Fransa'da casusluk yaptığını  “1. sayfadan” vermişti.

De fait, le "scoop" de Vincent Jauvert, intitulé "Comment la Chine espionne le monde depuis la banlieue parisienne", explique que les antennes pointent vers des satellites permettant des communications entre l'Europe, l'Afrique et le Moyen-Orient, et qu'ils ne ciblent donc pas particulièrement les Français.

Vincent Jaubert'in «Çin, Paris banyölerinden dünyayı nasıl izliyor » başlıklı « özel haber »inde, bu antenlerin Avrupa, Afrika ve Orta-Doğu arasındaki iletişimleri sağlayan uydulara doğrultulduğunu ve dolayısıyla özel olarak Fransızları hedeflemediğini anlatıyor.

Hier, j'en faisais ma chronique pour L'Autre JT, la nouvelle émission hebdo de France4, expliquant que, si les Chinois n'espionnent probablement pas particulièrement les Français, la NSA a, de son côté, installé une station d'écoute sur le toit de l'ambassade des USA, place de la Concorde, à quelques mètres de l'Elysée.

Dün France4 kanalının haftalık yeni programı L'Autre JT'de bu konuya değindim: Çinliler muhtemelen Fransızları özellikle izlemiyor, ama NSA Elysee sarayına birkaç metre ötesinde Concorde meydanında bulunan ABD Büyükelçiliğinin çatısına bir dinleme istasyonu kurdu.(Video)

Passée jusque là inaperçue, l'information avait été révélée par le blogueur (et twittos) Zone d'intérêt, puis confirmée par le journaliste Antoine Lefébure (auteur d'un excellent essai sur l'affaire Snowden), avec qui j'avais été, sur place, en compagnie de Duncan Campbell, le journaliste britannique qui avait, le premier, révélé l'existence du système anglo-saxon Echelon de surveillance des télécommunications.

Daha önce fark edilmeyen bu bilgi, önce blogcu (ve tivitçi) Zone d'intérêt tarafından açıklanmış, daha sonra da gazeteci Antoine Lefébure (Snowden olayı hakkında mükemmel bir deneme yazarı) tarafından teyit edilmiştir. Lefebure ve Anglo-Sakson Echelon telekomünikasyon izleme sisteminin varlığını ilk ortaya çıkaran İngiliz gazeteci Duncan Campbell ile birlikte o meydana gittik.

Et on avait bien rigolé en découvrant que les fenêtres avec volets fermées que l'on peut voir sur la photo ont en fait été peintes : ce sont des fausses, à la façon des villages Potemkine, ces trompe-l'oeil créés afin de masquer la pauvreté des villages lors de la visite de l'impératrice Catherine II en Crimée en 1787...

Fotoğrafta görülen kapalı kepenkli pencerelerin aslında boyalı olduğunu görünce iyi güldük: onlar sahte, 1787 yılında Kırım'i ziyaret eden İmparatoriçe Catherine II'den yoksul köyleri gizlemek için oluşturulan Potemkin köyleri misali.

Dans son article (passionnant : Les grandes oreilles américaines à Paris) Zone d'Intérêt explique que cette station a vraisemblablement été installée entre 2004 et 2005, et que ce type de centres d'écoute (Special Collection Service -SCS), opérées conjointement par la CIA et la NSA, est en mesure d'intercepter les signaux dans les gammes de fréquences correspondant à la téléphonie mobile, aux transmissions HF et aux communications satellite, d'assurer la géolocalisation des terminaux, et de recourir à des IMSI catchers pour simuler de fausses antennes-relais et intercepter des communications.

Yazısında (Büyüleyici: “Paris'te ABD'nin büyük kulakları”) Zone d'Intérêt bu istasyonun muhtemelen 2004 ve 2005 yılları arasında kurulmuş olduğunu açıklıyor ve CIA ve NSA tarafından ortaklaşa işletilen bu tür dinleme merkezlerinin (Special Collection Service -SCS), cep telefonu, HF yayınlar ve uydu iletişimine uyan frekans aralıklarındaki sinyalleri kesebilen,  terminallerin konumunu belirleyebilen, IMSI yakalayıcılar kullanarak sahte bas istasyonları simüle eden ve iletişimleri dinleyebilen merkezler olduğunu anlatıyor.

Il souligne également que cette station espion est opportunément située "à seulement 350m du palais de l'Elysée, 450m du Ministère de l'Intérieur, 600m du Ministère de la Justice, 700m du Ministère des Affaires Etrangères et de l'Assemblée Nationale, et 950m du Ministère de la Défense (et qu')on trouve également dans un rayon d'un kilomètre plusieurs ambassades et des entreprises stratégiques...

Bu casus istasyonunun elverişli bir şekilde "Elysee Sarayına sadece 350m, İçişleri bakanlığına 450m,  Adalet Bakanlığına 600m, Dışişleri Bakanlığı ve Ulusal Meclisine 700m, Savunma  Bakanlığına 950m var, ve bir km civarında çeşitli büyükelçilikler ve stratejik şirketlerin” bulunduğunun da altını çiziyor.

A noter que la pratique n'a rien de très exceptionnel : on trouve ce type de stations d'écoute sur le toit de nombreuses autres ambassades dans le monde entier (Duncan Campbell en a répertorié plusieurs), et que les Etats-Unis ne sont pas les seuls à le faire, Vincent Jauvert évoquant ainsi les pratiques des services de renseignement israélien et russes en la matière.

Bu uygulamanın istisnai olmadığını not etmeliyiz. Bu tür dinleme istasyonlarını dünya çapında birçok elçiliğin çatısında bulmak mümkün (Duncan Campbell birkaç tanesini tespit etti)  ve bunu sadece  ABD'nin yapmadığını söyleyen Vincent Jauvert, İsrailli ve Rus istihbarat servislerinin uygulamalarını hatırlatıyor.


Mevlude Baysal, 15.12. 2014, Sonsuz Ark, Konuk Yazar, Çevirmen Yazar, Çeviri



Metnin orijinali:


Seçkin Deniz Twitter Akışı