...hayat, yeni insanlar için eski insanlara sunduklarının aynısını sunacak...
...yaşlanan eski insanların, büyüyen yeni insanlara verebileceklerinin önemi kuşaklar arasındaki iletişimle ölçülecek...
...eskilerin yenilerle kurdukları fayda/çıkar ilişkisi ile değil...
...iletişimde bir tür faydadır; ancak eski insanların fayda endeksini doğru okumadıklarını görüyoruz...
...maddî beklenti ve fayda kompozisyonları, yeni insanın ruhuna değen iletişim faydalarını önemsizleştiriyor...
...eskinin yeniye verdiği şey, tamamen olmasa bile, yoğunlukla hayatın maddi formlarını ilgilendiriyor...
...ruhu terbiyeden muaf tutulan yeni insan ise, eskiyi kendisi için bir uşak olarak algılıyor; geçmiş zamandaki gibi efendi olarak değil...
...muhakkak ki; eski ile yeni arasında ne efendilik ne de uşaklık söz konusu olmalı...
...sevgi paydasına tutunan eski ve yeni, mümkün olan tüm fayda terkiplerini oluşturacak ve bu faydanın ideal sistemlerini kuracaklardır...
...insan üç kuşakla büyür...
...dedeler, babalar ve oğullar ile nineler, anneler ve kızlar olarak...
...ardıl üçkuşağın ikincisi, birincisini dışlamayı; birincisi, üçüncüyü hoşgörüyle karşılamayı tercih etmektedir...
...ikinci ile üçüncü arasındaki ilişki de, birinci ile ikinci arasındaki gibi sürmektedir...
...üç kuşak ilişkisinde, bu iletişim şekli ideal olmasa bile, periyotlar hâlinde iletişim sürmekte ve yeni insanların ruhlarına eskilerin sesleri değmektedir...
...endişe edilecek sorun, birinci ile üçüncü kuşak arasındaki iletişimin kopması, üçüncünün, ikinciyi dışladığı gibi, birinciyi de dışlamasıdır...
...bu hâlde, periyodik iletişim zinciri son halkada kopacak ve asla birleşmeyecektir...
...bu, insanlık tarihi için yeni birşeydir...
...ve bu durumun gerçekleşme alanı hızla yayılmaktadır...
...birinci kuşak, sonraki kuşaklardan kopuk hayat alanlarına mahkûm edilmekte; ikinci kuşak, hayatın karmaşık problemleriyle boğuşmaya çalışmaktadır...
...ve sonra, yeni insan dediğimiz üçüncü kuşak, birinci ve ikinci kuşağın sağladığı maddî temelleri önemsiz addederek, ruhsal terennümlerden bağımsız bir karanlığa sürüklenmektedirler...
...bu karanlığın önündeki tek engel, ardıl üç kuşakta sevgi paydası oluşturabilmektir.
seçkin deniz
pürüzsüz patikalar
Seçkin Deniz Yazıları
Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk
- Seçkin Deniz
- Mustafa Tamer
- Arif Şahin
- Eyüp Kaan
- Ahmet Faruk
- Cemal Çalık
- Şahin Torun
- Naif Karabatak
- Ata Atun
- Tamer Güner
- Mustafa Ege
- Yaşlı Bilge
- Ahmet Haydar
- Alper Selçuk
- Faruk Tamer
- Hakkı Aslan
- Doğa Toprak
- Khorto Bâri
- Mustafa Eyyüboğlu
- Âkil Ağazâde
- Mustafa Ekici
- Biz Kimiz?
- Yıllık Sonsuz Ark Yayın Raporları
- Sonsuz Ark Manifestosu
20 Aralık 2014 Cumartesi
SA1051/SD198: "ardıl üç kuşakta sevgi paydası" /04.08.2006/ 530. patika
Labels:
Deneme
,
Pürüzsüz Patikalar
,
Seçkin Deniz