31 Aralık 2014 Çarşamba

SA1071/ KY6-SK34: Özdilek ve Kadının Özgürlüğü...

"Özgür kadını, sadece kıyafeti ile resmetmek gerçeklik ile ilişkili bir görsel sunum olamaz."



Özdilek AVM 2015 için hazırladığı takvimde bir çocuk tarafından çizilmiş bir resme yer verdi. Bu resimde arka safta parmaklıklar ardında kalmış çarşafla örtünmüş kadınlar yer almakta. Aslında şu anki çarşaflı kadınlar hedeflenerek resmedilmiş gibi durmuyor. Zira bu kadınların önünde kırmızı renk ve üzerinde beyaz ayyıldız bulunan bir elbiseyle başka bir kız resmedilmiş. Bu elbise Cumhuriyetin sembolü olan bayrak ile çizilerek, kadınların bu dönemde elde ettikleri haklar ile özgürleşmelerini gösteriyor.

Sarışın ve elbiseli kız ile özgür kadını resmetmek bir çocuğun ailesinden veya Kemalist eğitim sisteminden aldığı eğitim ile ilgili bilinçaltını ve algısını göstermekte.

Cumhuriyet öncesi dönemlerde ve hâlâ, dinin ve inancın, insanın iradesi ile kabul ettiği bir öğreti olduğunu görmezden gelen çevrelerde, kadına baskı ile örtünme zorunluluğu getirildiği bir gerçek.

Bununla birlikte düne kadar Kemalist laik sistemde iradesi ile örtünen kadına da yasaklar getirildiğini hatırlatmalı. Bunların hepsine birlikte karşı durarak özgür, üreten, mutlu, ailesine ve çevresine mutluluk veren kadını var edebiliriz.

Kıyafet özgürlüğü ile özgürlüğün sadece kıyafet ile olacağını zannetmek aynı şey değil.

ABD dahil batı toplumlarında da kadınlar seçme seçilme hakkı gibi pek çok hakkı oldukça geç elde etti. Bu bilinen bir gerçek. Elbette Cumhuriyet, kadın vatandaşlara önemli haklar getirdi. Bu hakları dayatma ile vermek belki o dönem için bir metottu. Bugün ise kadının iradesine destek verirken tek tip dayatan yaklaşımlara ihtiyaç yoktur.

Çocuklara anaokulda ilahi öğretilmesi konusuna atıf yapanlar var. Bu bir dayatma ile değil, ailenin seçimi ile olabilir. Buna karşı çıkanlar oldukça fazlaydı. Hatta geçen haftalarda konuyu 'çocuğuna ilahi öğretmek isteyenleri aşağılamadan 'ben öğrenmesini istemiyorum' diyebildiğimiz toplumsal olgunluk ve yasal altyapı ortamını hayal ettiğimi' yazmıştım.

Yani; söz konusu resimdeki algıya sahip çocuğun zihin dünyasında özgürlüğü kıyafete hapseden önyargıyı yaratmayı hedefleyen eğitim sistemi de aynı şekilde uçtur.

Özgür kadını, sadece kıyafeti ile resmetmek gerçeklik ile ilişkili bir görsel sunum olamaz.

Mühim olan bu resim değil. Bu resim nedeni ile İstanbul Levent'te bulunan 'Özdilek AVM yıkılsın yerine camii yapılsın' tepkisi aşırı bir tepkidir. Asıl olan, kadını kıyafetine göre özgür ya da değil diye yargılayarak etiketleyen zihniyetleri değiştirecek diyalog ve hoşgörü ortamını yeşertmektir. Bunun yerine 'yıkalım' zihniyeti toplumu böler.

Konuyu bir de şu not ile görmeli. Aynı tarzda çizilmiş ve Cumhuriyet değerlerini, elbiseli bir kadın zatında herhangi şekilde aşağılayan bir resimde örtülü kadın yüceltilseydi, bu da tepki toplardı.

Bence artık her iki yönde uçta olan, karşısındakini dine dair duruşu ve pratiği veya pratiksizliği nedeni ile aşağılayan bu zihniyet yansımalarını, düşünce özgürlüğü kapsamında görmeli veya tatlılıkla tepki göstermeyi öğrenmeliyiz. Netice itibariyle bunlar resimdir ve bir fikri gösterir.

Ticari firmaların sahiplerine baktığımızda bazen yönetim kademelerinden çıkan gözden kaçmış bir kararın onlara toplumda tepki çeken işler ile anılma ortamını getirdiğini görüyoruz. Bu gibi durumlarda özür dilenmiş olması son derece önemli ve anlamlı.

Zira Özdileklerin 150 derslikli İmam Hatip Lisesi yaptırdığı bilgileri var. Hiçbir işadamı İHL yapmak zorunda değil. Ancak düşünce özgürlüğü derken nefret suçuna yakın kaçabilecek işlerde dikkatli olunmalı. Bu okulu yaptıran bir işadamı elbette örtünmeyi aşağılayacak işlere girmez.

İşadamlarına hayır işlerine dair öneri yaparken dayatmalardan kaçınmanın da önemini hatırlatmalı. Kanyon AVM'yi seven ve içinde mescit bulunmamasından yakındığım halde giden bir vatandaş olarak 'metrocity' ve 'kanyon' isimlerinin yanında bir Türk markasının o lokasyonda kendi adı ile AVM açmasından hoşlanmıştım. Ki; şehir dışında ve Bursa, Afyon gibi Anadolu'nun bazı bölgelerinde uğradığım duraktır Özdilek.

Söz konusu resimdeki algıyla düşünenlere, hoşgörü ve özgürlük anlayışlarında, özgürlüğün irade ve seçim hakkı ile olduğunu kavrayacak açılımlar, buna karşı tepkide aşırı kaçanlara da, aynı şekilde hoşgörü açılımları getirecek yeni bir sene dilerim.

Bana 'çarşaflıları bırak da öldürülen, işkence gören kadınları savun' diyen kardeşlerime cevaben, elbette onların haklarını da savunacağımızı, savunduğumuzu, bu konuya girmenin o konulara engel olmadığını hatırlatalım.

Kendisine entelektüel diyenler, herkesin hakkına birlikte sahip çıkmanın önemini kavramıştır.


Serra Karaçam, 31.12.2014, Sonsuz Ark, Konuk Yazar, Medya Müfettişi




Sonsuz Ark'ın Notu:

Özdilek'in çocukların çizdiği resimleri il milli eğitim müdürlüklerinin öğretmenlerden oluşturduğu jürinin seçtiğini ifade etmişti. Skandal resim Eskişehir'de çizilmişti. Eskişehir İl Milli Eğitim Müdürü Özmen, "Resimleri biz seçmedik. Basından haberimiz oldu" açıklaması yaptı. Yarışma şartnamesinde çocuklar yaptıkları resimleri direkt mağazalara teslim etmeleri maddesinin yer aldığını belirten Eskişehir İl Milli Eğitim Müdürü Necmi Özen yaptığı açıklamada resimlerin seçilmesinin kontrollerinde olmadığını sadece yarışmanın yapılacağına dair duyurulara izin verdiklerini söyledi. 

Özen, “Özdilek mağazamıza öğrenciler müracaat etsinler biz değerlendireceğiz ve çocukların ödüllerini de biz vereceğiz diye şartnamede belirtmiş. Yapılan resimler okullarda hiçbir incelemeden geçmedi. Olayın bizim kontrolümüzde gerçekleşmemesinin kaynağı bu. Yarışmanın yapıldığını biliyoruz. Yarışma için duyurular için izin verdik. Ama resmi seçen kurum ve seçici komisyon bizimle ilişkili değil. Biz de basından haberdar olduk”

Görevlendirme olmadan jüriye katılan ve skandal resmi seçen iki öğretmen hakkında soruşturma açıldı./Yeni Şafak



Seçkin Deniz Twitter Akışı