"Cemaat karikatür çizer; biz de arada gevezelik ederiz."
Bir şarkı kadar kısa aslında her şey... başlar, biraz sürer ve
biter. Başlarken ürettiği tat sürerken gözyaşı ya da neşe sürükler insanın
ruhuna. Ve insan bu neşe ya da gözyaşı ile ölür gider. Gündem de öyle. Birdenbire
dayanıyor burnumuza, içimizde kendisine dair ne varsa evirip çeviriyor,
yoğuruyor, ağzımızdan burnumuzdan taşıyor ve sonra hüznümüzle ya da
sevincimizle beraber sönüp gidiyor.
Sönmüş gündemlerin altında kalmamış olmayı seviyoruz evet;
sönmemiş olanlara karşı direncimiz artıyor. Heyecanlarımızın sürmesi ve
hayattan kopmamamız için gündem şart. Birdenbire birileri Paris'te bir yeri
basacaklar, 12 kişiyi öldürecekler, kimliklerini de bırakıp gittikleri arabada unutacaklar, sonra
"El Kaide'nin Yemen şubesindeniz" diyerek her yere ilan
yapıştıracaklar.
Ve sonra onlar polis tarafından kıstırılıp öldürülecekler; arada onlardan
birkaçı ek fayda olarak bir yahudi marketine saldırıp gösteri yaparak
öldürülecekler ve 5000 askerle korunan 717 Yahudi okuluna giden yolu açacaklar.
Netanyahu kanlı diliyle İsrail'e çağıracak saldırıya uğrayan Fansız yahudileri. Charlie Hebdo saldırısının ertesinde, beş gün
içinde müslümanlara 50 saldırı gerçekleşecek muhteşem Fransa'da.
Tabi gösterinin 40 tane anlı şanlı Devlet ya da hükümet başkanının
kol kola yaptığı yürüyüşteki dokunaklı enstantanelerden birinde, binlerce Filistinli
masumun katili Netanyahu'nun salladığı el, çok etkiliydi. Bütün gözler ona
odaklanmıştı. Merkel ve Hollande birbirlerinin gözlerinin içine ağlayacak kadar
yıkılmışken ve henüz BMGK Fransa'nın evet demesine rağmen, Filistinlilerin,Yahudileri
işgal ettikleri topraklarından çıkmasını istedikleri tasarıyı yeni reddetmişken;
gündem o kadar iğrençti ki...
Müslümanların peygamberine hakaret eden bir insanlık dışı merkez, güya karikatür merkezi; ABD'nin,
Avrupa'nın, Rusya'nın, Çin'in, İran'ın, İsrail'in, tüm Arap yarımadasının
ürettiği IŞİD-El Kaide mandallı birkaç uyuşturucu müptelası müslüman asıllı
Fransız vatandaşının birkaç Fransız vatandaşına yaptığı katliam; yıllardır aşağılanmaya, hakarete uğrayan
göçmen Avrupalı müslümanlar; Paris Gösteri Yürüyüşü ve katılanlar, Fransız
askerlerince korumaya alınan yahudi okulları; tartışılmaya başlanan Schengen Vizesi
ve göçmenlerin ikametlerine getirilecek sınırlamalar; Almanya'da İslam düşmanı
PEGIDA; BBC'nin kendini aşarak aşağılık karikatürleri yayınlaması;
Esed-Nasrallah-Netanyahu gibi katillerin yanında Hamas'ın da Paris Saldırısı'nı
kınaması; Filistin'in ne idüğü belirsiz, temsil yetkisi olmayan devlet başkanı Mahmud
Abbas'ın Paris Yürüyüşü sonrası Erdoğan tarafından Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda,
tarihteki 16 Türk Devleti'nin askerlerini temsilen basamaklara dizdiği
askerlerin arasından inerek karşılanması; Obama'nın güvenlik zaafiyetinden korktuğu
için Paris'e gelemeyişi, Paris'teki Adalet bakanı yerine büyükelçisini yürüyüşe
göndermesi; Putin'in sessizliği; ABD'de mukim Türk vatandaşlarının,
Mısırlıların, 'Paralel Devlet'e Hayır' yürüyüşü; cemaatin terörün baş destekçisi olan ABD dışişleri
sözcüsüne "Türkiye'yi teröre destek veren ülkeler listesine almayacak
mısınız?" diye soran şakirdi ve onun şakird kardeşlerinin gazetelerine ek
olarak çıkardıkları karikatür dergisi ve yeni ABD Büyükelçisi'nin yeni dönemde
nasıl bir heyecanla yasa-iade falan filan açıklamaları...
Bütün bunlar yaşanırken Suriye'de, Yemen'de, Irak'ta, Afganistan'da, Pakistan'da, Nijerya'da, Çin'de müslüman masumların Amerikan, Fransız, İngiliz, Rus, Alman, Belçika, İtalyan, Avusturya, İsveç, Norveç ve Çin silah ve cephaneleriyle ölmeye devam etmesi.
Yine Yemen'de, Somali'de patlayacak olan Haçlı seferi... Fransa'nın 11 Eylül'ü imiş...
Bütün bunlar yaşanırken Suriye'de, Yemen'de, Irak'ta, Afganistan'da, Pakistan'da, Nijerya'da, Çin'de müslüman masumların Amerikan, Fransız, İngiliz, Rus, Alman, Belçika, İtalyan, Avusturya, İsveç, Norveç ve Çin silah ve cephaneleriyle ölmeye devam etmesi.
Yine Yemen'de, Somali'de patlayacak olan Haçlı seferi... Fransa'nın 11 Eylül'ü imiş...
Bütün bu gündemin çirkinliğine karşı Netanyahu katilinin el
salladığı yürüyüşte bir Davutoğlu görmek, Avrupa'daki müslüman yüzlerde belki
iyimser bir tebessüm doğmasına neden olabilirdi; fakat orada ne işi vardı ki? Müslümanları
birbirine öldürterek ya da onları bizzat kendi elleriyle öldürerek silah sanayisini ayakta tutan ve geliştiren o
katillerin arasında ne işi vardı? Gitmeseydi, cemaat şöyle diyecekti, falan;
iyi de Davutoğlu Paris'te iken Washington'da soruyor sorusunu vatandaş. Hem ne zamandan
beri politika belirlemede karşıt etken oluyor cemaat?
Ama'sız karşıyım katliamlara; ama, (herhalde bu ama BM'ye ama
dememe mani değildir) bu utanç verici dünyada milyonlarca müslüman ölü 12
Fransız ölüden büyük değilse, hangi yürüyüşün bir anlamı vardır? Paris Gösteri
Yürüşü, neye ve kime karşı gösteridir? Davutoğlu kime karşı yürüdü? Putin ve
Obama gelmedi, onlara karşı mıydı yürüyüşü? Ya da Hamaney'e, ölüm döşeğindeki
Kral Abdullah'a, Sisi'ye, Esed'e, Nasrallah'a? Gelmeyenlerin tümüne mi,
kınamayanların tümüne mi?
Gündem bu ya... başlıyor, biraz sürüyor ve bitiyor. Bu da bitecek
ve biz bir güneş daha batarken, yarınlardan umut çalmaya devam edeceğiz.
Belki bir gün terörist BMGK'ya ABD'ye, AB'ye, Çin'e, terörist diyebileceğiz.
Yüzümüz kızaracak ve gösteri amaçlı bu tür işlerle zamanımızı heder
etmeyeceğiz.
Iraklı ve İranlı milletvekillerinin, generallerinin bağırarak
söylediği gibi (Tuhaftır İran ve Irak ABD ile beraber IŞİD'e karşı savaşıyorlar),
herkes IŞİD'e havadan, silah, cephane, yiyecek vs lojistik destek sağlayan ABD
helikopterlerini ve uçaklarını izlemeye devam ederken, Alman Savunma Bakanı
Erbil'de şekerpâre dağıtacak.
"Şalgamcı, çek oradan acılı-taneli bir şalgam!" diyelim
isterseniz; madem ölenler ölüyor kalanlar sağ, yapacak başka bir şey yok;
oturup gündemi seyredeceğiz.
Kahvedekilerin aklıyla yürüyecek bir devletimiz var şükür, bağırıp
çağırıyoruz ya... o da yeter.
Nasılsa gündem geçip giderken aklımıza sarkıntılık yapıp duruyor; boş kalmayız.
Cemaat karikatür çizer; biz de arada gevezelik ederiz.
Nasılsa gündem geçip giderken aklımıza sarkıntılık yapıp duruyor; boş kalmayız.
Cemaat karikatür çizer; biz de arada gevezelik ederiz.
Arif Şahin, 12.01.2015, Sonsuz Ark,
Şaşkınların Tarihi 57