"Fas’tan
Hindistan’a kadar geniş bir bölgedeki halklar tarafından Sufizm hala yaygın bir
yaşam biçimi olarak görülmektedir. Aşırılıkçılığa karşı mücadelede İslam
dünyasının en çok ihtiyaç duyduğu şey olan dini reformun gerçekleşmesi
aşamasında bu durum önemli bir rol oynayacaktır."
Sonsuz Ark'ın Notu:
Sufizmin ülkemizde ve Dünya'da aşırı bir şekilde öne çıkarılmasının temelinde hangi saikler var? İslam'ın esas kaynakları olan Kur'an ve sünnetten kesin delillere sahip olmayan ve itikadî sistematiği, ritüelleri ile tamamen İslam dışı bir taban üzerinde inşa edilen Sufizm, İslam'da Reform haykırışları adı altında açık-alenî bir şekilde devletlerin desteği ile yaygınlaştırılmaktadır. (Kurucusu ve sahipleri ABD ile ilişkileri açıkça bilinen Al Monitor sitesinin Lübnan’daki kadrosu ve Lübnan yazarlarının tamamı Hizbullah yanlısı gazete ve televizyonlardan seçilmiş isimler, Yıldıray Oğur) En son Mısır'ın darbeci devlet başkanı Sisi de İslam'da Reform yapılması gerektiğini iddia etmişti. Aşağıdaki yazı, bu türden reform söylemlerinin operasyonel iztaşlarını sergilemektedir. Seçkin Deniz, 21.01.2015
***
İslam
tarihini takip edenler, yaygın Sufi İslam ile yine geniş bir alana yayılmış
Selefi İslam arasındaki değişimi gördüklerinde şaşıracaklardır. Bununla
birlikte Sufizm, doğası gereği aşırılıkçılığı reddettiği için dini
aşırılıkçılığın yükselişinin bilişsel değişimle çatıştığını fark ettiklerinde
şaşkınlıkları daha az olacaktır. Selefi ideoloji genellikle dindarlığını
aşırılıkçılık üzerine inşa eder.
Politik
ve sosyal faktörler Selefiliğin Sufizm karşısında genişlemesini sağlayacak
zeminin hazırlanmasına yardım etmiştir. Daha da ötesi Müslüman dünyadaki
sömürge devrinin kalıntıları ve İsrail Devleti’nin kurulması –ki bu İslam
dünyasındaki Batı’ya karşı süregelen muhalefetin de sebebidir- genelde devrimci
İslam için bereketli bir toprak vazifesi görmüştür.
Devrimsel
ideoloji geçen yüzyılda hem solcu hem de milliyetçi çevreler tarafından
yansıtılmış, solcu ve milliyetçi partiler, Orta Doğu’da istikrarlı devletler
kurmayı başaramadıkları için Selefilik formundaki Politik İslam yükselmiştir.
Selefi
ideolojiye yönelim, karşısındakine düşmanlık kadar dogmatizmin de bir
sonucudur. Bu ideoloji, istikrarsız koşullar ve politik ve sosyal krizler
arasında serpilir.
Selefiler,
Sufizm’i sapık bir düşünce olarak gördükleri için Selefiler ve Sufiler
arasındaki ilişkiler şiddetli bir düşmanlık barındırmaktadır. Selefiler ayrıca
Sufi dini pratiklerinin çok tanrılı bir niteliğe sahip olduğunu düşünmektedir.
Sufiler türbe inşa eder, buralara ziyarette bulunur ve dini olayları şarkı ve
dans ile anarlar.
Hindistan’dan
Kuzey Afrika’ya kadar geniş bir alanda yer alan kültürleri kucaklayan Sufizm,
kültürel anlamda çeşitlilik arz etmektedir. Sufi öğretiler, dinin politik
yanından ziyade ruhani yönüne odaklanmakta ve cihad gibi temel dini
prensipleri, kişiyi yumuşak kalpli yapması gereken ve onu iyiliğin yoluna
ileten bir kılavuz olarak yorumlama eğilimi göstermektedir.
Sufiler
ve Sünni olmayan din ve mezhep taraftarları arasındaki ilişkiler büyük ölçüde
dostçadır. Bu, özellikle Sufizm’i yakın dinlere ve kültürlere daha açık hale
getiren nitelikteki farklı kültürel doğasına ilaveten, eskatolojik(1)
kurtuluşunda yer alan derin köklere sahip çoğulculuk dikkate alındığında doğru
bir tespittir.
Ünlü
Iraklı alim Mustafa Shibi, “Sufizm ve Şiilik Arasındaki Bağ” adını taşıyan
kitabında Sufilerin ve Şiilerin ezoterik (2) ve gnostik (3) yönlerden aynı
noktada birleştiğini ifade etmiştir.
İslam
tarihindeki mezhepsel çatışma bağlamında Sufi çoğunluk, Sünni doktrinlere bağlı
olmasına rağmen bu iki taraf arasında herhangi önemli bir düşmanlık vuku
bulmamıştır.
Bu
bağlamda, Al-Monitor’un edinmiş olduğu bilgiye göre, Necef’te bulunan bir din
adamı olan Şeyh Mohammed Sanad, İslam dünyasının değişik yerlerinde bulunan
Şiiler ve Sufiler arasındaki bağların, aşırılıkçı Selefi ideoloji ile mücadele
kapsamında yeniden canlandırılması çağrısında bulunmuştur.
Bu
ikisini sapkın ve gerçek İslam dinine ait olmayan düşünceler olarak gören
Selefiler, Şiilere ve Sufilere karşı eşit miktarda düşmanlık beslemektedir.
Suudi
üniversiteler, kendilerine göre aynı tahrif edilmiş kaynaktan beslenen Şiiliğe
ve Sufizm’e cevap verir nitelikteki kitap ve makaleler için büyük çaba sarf
etmiştir. Diğer yandan İslam dünyasının değişik bölgelerinde bulunan pek çok
Sufi türbe ve dini mekân Selefi gruplar tarafından tahrip edilmiştir.
Arap
Baharı’nın ortaya çıkması ve İslam dünyasının bazı bölgelerinde Selefi
hareketlerin yükselişe geçmesinden sonra Sufizm ve Selefizm arasındaki çatışma
şiddetlenmiştir. Örneğin Selefi gruplar Mısır’da 2011 ve 2012 seneleri arasında
çok sayıda Sufi türbeye saldırıda bulunmuştur. İslam Devleti (IŞİD) Musul’un ve
Irak’ın diğer kuzey ve batı bölgelerinin kontrolünü ele geçirdikten sonra çok
sayıda Sufi ve Şii dini mekânı tahrip etmiştir.
Dünyadaki
en yaygın Sufi ekollerinden veya tarikatlarından biri olan Abdülkadir Geylani
türbesi Bağdat’ta yer almaktadır. Bu caminin imamı olan Şeyh Mahmud el-İsevi
Irak’ta yer alan diğer dinler ve mezhepler arasında dostane ilişkiler
kurulmasını sağlayan önemli bir Sünni din adamı sayılmaktadır.
Eski
Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin tarafından başlatılan ve Sufi öğretiye
yönelik saldırılara giden yolun taşlarını döşeyen inanç kampanyası ile büyük
bir düşüş yaşamasına rağmen pek çok Sufi tarikat, Irak’ta bulunan Sünni toplum
arasında hala yaygındır.
Suudi
Arabistan’da bulunan dini enstitülerden almakta oldukları mali yardımlarla
Selefiler, İslam dünyasında büyük bir politik güce sahip olmalarına rağmen,
Fas’tan Hindistan’a kadar geniş bir bölgedeki halklar tarafından Sufizm hala
yaygın bir yaşam biçimi olarak görülmektedir. Aşırılıkçılığa karşı mücadelede
İslam dünyasının en çok ihtiyaç duyduğu şey olan dini reformun gerçekleşmesi
aşamasında bu durum önemli bir rol oynayacaktır.
Carnegie
Endowment for International Peace tarafından gerçekleştirilen ve “Mısır’da
Sufi-Selefi Çatışması” adını taşıyan bir çalışmada, Sufilerin Müslüman
Kardeşler ve Selefi müttefiklerine karşı liberallerle aynı tarafta yer
aldıkları belirtilmektedir. Dolayısıyla bu durum, Sufi düşüncenin İslam
ülkelerinde demokrasiyi ve politik reformları desteklediğinin bir
göstergesidir.
Sufi
düşüncenin tarihi arka planı ve İslam dünyasındaki yaygınlığı, onun İslam
dünyasında gerçekleşecek reformcu dini ve politik projelere girişimine olanak
sağlayacaktır. Bununla birlikte görünen odur ki Arap dünyasının içinde veya
dışında bulunan karar vericiler bu ihtimale karşı gözlerini kapamış
durumdadır.
Ali Mamouri(*), Al-Monitor, Köşe yazarı
Tamer Güner, 21.01.2015, Sonsuz Ark,
Çevirmen Yazar, Çeviri
(*) Ali Mamouri; Din konusunda uzmanlaşmış araştırmacı köşe yazarı. O İran Üniversitelerinde ders, Irak ve İran'da seminerler vermiş, Ortadoğu'da iki ülke ve toplumsal dönüşümler ve mezhepçilik gibi din işlerine ilişkin çeşitli makaleler yayınlamıştır.
Çevirenin Notu:
1
)Eskatoloji: (Yunanca έσχατος yani "son" sözcüğünden) teoloji
(dinbilim) ve felsefenin bir bölümüdür. İnsanlığın nihai kaderi veya dünya
tarihini sonuçlandıran olaylar, daha kaba bir tabirle dünyanın sonu ile
ilgilenir.
Birçok
din, öğreti veya kültte dünyanın sonu gelecekte olacak bir olay olarak kutsal
metin, mit veya folklorda belirtilir. Daha geniş bir açıdan, eskatoloji Mesih,
Mesih Çağı, ahiret ve ruh gibi konuları da kapsayabilir. Farklı inanışların
eskatolojik inançları ve düşünceleri farklı olsa da belli benzerlikler var
olabilir. Hristiyanlık eskatolojisinde apokaliptik bir felaket sonrası gelecek
bin yıllık refah krallığı inanışı vardır. (Wikipedia)
2)
Ezoterizm: Ezoterizm, bir konudaki derin bilgilerin ve sırların ehil
olmayanlardan gizlenerek, bir üstad tarafından sadece ehil olanlara inisiyasyon
yoluyla öğretilmesidir. Ezoterizm bir din veya bir inanç sistemi değildir.
Çoğunlukla ezoterik yani ezoterizm ile ilgili veya ezoterizme dair şeklinde
kullanılır
Ezoterizm
(içe yönelik anlam/ileti), asıl olarak belirli kişilerin içselliği ile
sınırlandırılmış felsefî öğretilerdir. Bu öğretiler herkes tarafından bilinen
egzoterik (dışa dönük anlam/ileti) öğretiler değil, tam tersine belirli
kişilerin aşamalardan geçerek bilmeye hak kazandığı öğretilerdir. Diğer anlamı
ise içsel, tinsel farkındalığa sebep olan, Mistisizm ile eşanlamlı kabul edilen
önemli ve kesin bilgilerdir. Ayrıca Ezoterizm geniş, farklı öğreti ve pratik
yelpazesine sahip olan bir akımdır. (Wikipedia)
3)
Gnostisizm: Antik Mısır ezoterizmini, Antik Yunan ezoterizmini (Platon,
Pisagor), İbrani geleneklerini, Zerdüştçülüğü, bazı Doğu geleneklerini ve
dinlerini, Hıristiyanlığı eklektik bir tutumla sentezleyen, birçok tarikâtın
benimsediği mistik felsefeye verilen genel addır.(Wikipedia)
Metnin Orijinali:
http://www.al-monitor.com/pulse/originals/2015/01/islam-sufism-salafism-ties-extremism-reform.html#
http://www.al-monitor.com/pulse/originals/2015/01/islam-sufism-salafism-ties-extremism-reform.html#