16 Şubat 2015 Pazartesi

SA1166/KY22-AB5: Aynanın Arkasından Dökülen Sırlar ve Özgecan

"Eğer aynaya bakmayı bilmiyorsa medya, aynanın arkasından dökülen sırlarıyla toplumu daha ne kadar sıvazlayabilirler?"


Günlerden kötü bir gün, Mersin’de üniversite öğrencisi Özgecan adlı bir kız öğrenci alçakça bir saldırıya uğruyor ve öldürülüyor. Câni-kâtil hemen yakalanıyor. Tüm ülke olarak tepkiliyiz. Ailenin acısını, yüreğinin sızısını düşünmek bile istemiyor insan. Rabbim çok büyük sabırlar versin. Bu tip olaylarda her seferinde tekrarladığımız gibi yapanlara da en büyük ceza verilmeli. Keza bu olayı ne siyasetle ne inançla ne de başka bir şeyle bağdaştırmanın akıl alır, elle tutulur hiç bir tarafı yok.

Ancak bu olayın suçlusu kim? Birtakım medya gene bir türlü bulamıyor. Abuk subuk yazılar karalayan köşe yazarlarını okumaktan insanın zihni yerinden oynuyor. Herkes suçu kendinden olmayana atarak işin içinden sıyrılmaya bakıyor.

Zanlının sosyal medyada olaydan bir hafta önce yaptığı paylaşım dolaşıp duruyor. Arkadaşları ile 'Fatma Gül’ün Suçu Ne?' dizisini izlemişler. Bir hafta sonrada izlediklerinden ne kadar etkilendi ise câni, dizide izlediklerini hayata geçiriyor.


***
Bu elbetteki ülkemizde benzer yaşanan tek olay olmadı, olmayacak da.

Çünkü hiç bir şekilde, hiç bir yerde, verilen hiç bir sözünde insanların emniyetinin de  garantisi yok. Ancak toplum olarak şimdiye kadar oluşturduğumuz yetiştirdiğimiz nesle bakarken, nerede hata var sorusunu sormadan da edemiyor insan, canileri izledikçe.

Zanlının haberlerini izlerken A. Hakan'ın köşe yazısını okuyoruz. Konuyu Diyanet’e, İŞİD’e,Gezi olaylarında ölen gençlere ve Cumhurbaşkanı'na hakaret edenlere uygulanan yasal işlemlere bağlayarak dolaylı tümleç zihniyetine bağlamış yazısını...

Aklı başında muhafazakârlara sorsanız gerçekte... Diyanet istedikleri fetvaları mı veriyor? -Hayır. 

İŞİD kendilerini mi temsil ediyor? -Hayır.

Küçük yaştaki çocuklara din evlenme ruhsatı mı veriyor? -Hayır.

Bu medya popüleri hacı-hoca takımının dediklerine mi inanıyorlar? -Hayır

Gezide ölenleri ve öldürülenleri sokağa çıkaranlar onlar mı? -Hayır.

Soma ve Ermenek’te ölen madencileri onlar mı öldürdü? - Hayır.

Yırca’da ağaçlar kesilmeseydi mi?...

Ne?

Yırca’daki ağaçlarla ve kazada ölen maden işçileri ile konunun ne bağlantısı var?

Ağaçlar kesilmeseydi? Maden işçileri ölmeseydi? Olay olmayacak mıydı yani? -Hayır.

Yazının sonrasında Cumhurbaşkanına hakaret edenlere yapılan cezai işlemleri sıralamış. 

Aklınca gençler istediği gibi aileden başlasın, toplumun her kesimine istediği gibi herkese hakaret edebilsin, bu olaylar olmayacak öyle mi? -Hayır.

Toplum gayet ahlaklı ve de düzgün olacaktı şüphesiz.

Altına da şu notu düşmüş yazısında.

NOT: Yukarıdaki bilgilerin bir kısmını dünkü Yeni Şafak'tan, bir kısmını ise Bugün'de yazan Orhan Kemal Cengiz'in köşe yazısından aldım.


***
Yazının akabinde sosyal medyada, zanlının sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımlarda ' Fatma Gülün Suçu Ne?' dizisini izlediği görülüyor. Olay da bir hafta sonra gerçekleşiyor.

İlginç bir örnek almadır ki, zanlının kimi ve hangi basını örnek aldığı sorgulanmaya değer.

İsteyen istediği kişileri suçlayarak yazısını yazar bu ülkede özgürlük var. Ancak o gün A.Hakan’ın yazısını yazdığı gazetenin haberlerine ve eylemlerine bir göz atalım.

1- 'Fatma Gül’ün Suçu Ne?' Bu diziyi senelerdir tekrar tekrar veren kanal sahibi medya kim?

Yazılarını yazdığı basın gurubu. Kötülüğe örnek olmuşlar mı? -Evet.

2- Gezi olaylarında ölen gençleri sokağa çatışmaya çıkmaya davet eden basın kim? 

Yazdığı basın gurubu. Gençler çatışmaya sürüklenerek ölümlerine nasıl sebep olunur? Bu konuda örnek yazar-çizer takımı olmuşlar mı? -Evet.

3- Olay sonrası dizi oyuncusu Beren Saat adlı bir oyuncu bir demeç veriyor konu bağlamında. Başına gelen taciz olaylarını anlatarak gençlere rol model oluyor üstelik. Bu haberi veren kim? 

Yazdığı basın gurubu.

4-İşin en can alıcı noktası da magazin bültenlerinde…

Açılışa katılan Beren Saat’in kıyafetinden verdiği frikiği haber yaparak Beren Saat adlı oyuncuyu taciz eden haber yapıyorlar.

Üstelik kadının istediğini giymekte özgür olduğu ve istediği gibi dolaşabileceği düşüncesine sahip olan ve bu düşünceyi savunan medya.

Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu bir haberdir ki, yazdıklarına ve ifade ettiklerine göre bu ülkede herkesi taciz eden ve öldüren ve her şeyin sorumlusu muhafazakârlar oluyor?

İlginç bir akıl tutulması olmalı. O bakımdan olsa gerek, yayınladıkları oyuncu kıyafetleri üzerinden yapılan taciz haberleri bir örnek teşkil etmiyor olmalı bu medya için. Bunu da mı muhafazakârlar yaptırıyor olmalı? dersiniz.

Özgecan’ın katledilmesi olayı açısından görülmesi gereken bir haber ki, modernlik ve taciz bağlantısı açısından da değerli haberler bunlar.

Kadınlar giydikleri kıyafet ile nasıl taciz edilir, nasıl haber yapılır?

Topluma iyi ve güzel örnek olunmalı değil mi?

Yapılan dizilerle de olay yerini canlandırıp canilerin zihinlerine montajlanabilmeli ki, ölümler artsın ve rahatlıkla dindarlar suçlansın. Böylece toplumda modernleşsin.

Örnek bir zekâ modeli ve habercilik davranışı, tebrik etmek gerek.

5- Malum medyanın verdiği kıyafet frikiği haberinde kaç muhafazakâr var? -Sıfır. 

Beren Saati kıyafeti yüzünden kaç muhafazakâr haber yapıyor? -Sıfır.


***
Umurlarında bile değil.Umurunda olan medya yaptığı taciz haberlerini görmeden, zeytinyağı dağıtıyor etrafa. Üstelik bu din onların dini olamazmış.

Evet, bu din sizin değil. Belki her türlü cinsel yasağı hoş gören Yahudilik ya da küçücük yaştaki çocuk tacizi haberleri ile meşhur Vatikan’a ait dine de mensup olabilirler. Kimseyi ilgilendirmiyor. Yazdıkları ne taciz haberleri, nede yaptıkları diziler ilgilendiriyor muhafazakârları...

Ancak bu ve her türlü vahşeti dindarlara bağlayan yazarların yazdıklarına göre...

Bir daha böyle bir olayın gerçekleşmemesi için.

1-Gençlerin herkese rahat rahat hakaret edebilmeleri...

2-Herkesin Yırca’ya bir kaç zeytin ağacı dikmesi...

3-Eylemlere katılarak her tarafı yakıp yıkması gerekli.

Medeniyetin, önlemez ülke ilerleyişinin, tacizleri ve ölümleri kesmenin ön koşulu bu. Üstelik böyle bir olayın bir daha yaşanmaması içinde ön şart görülüyor.


***
Mantığını yediğimiz Dünya'nın zihinlerine akıl fikir dilemekten başka çare kalmıyor. Çünkü bizce de Fatma Gül’ler  hangi dinî ya da siyasî görüşten olursa olsun, onların suçu yok.

Ancak bu mantıkta hareket edenlerin ve bu haberleri yapanların hiç mi suçu yok?

Sütten çıkmış ak kaşık olmak bu kadar kolaysa... Batıdaki bu olaylarla ilgili haberlerle de ilgili bir analiz durumu yapmaları gerekmez mi?

Avrupa Birliği (AB) Temel Haklar Ajansı, kadına en yüksek şiddetin Kuzey Avrupa ülkelerinden Danimarka'da yüzde 52 oranında görüldüğünü, bunu Finlandiya'nın yüzde 47 ve İsveç'in yüzde 46 oranları ile izlediğini bildirdi. Bu oran Polonya, Avusturya ve Hırvatistan ise yüzde 20'lik oranlarla en düşük şiddet oranına sahip. Almanya yüzde 35'lik oranla AB ortalamasının (yüzde 33) üzerinde çıktı.

Araştırmayı hazırlayan uzmanlar, elde ettikleri veriler ile gerçek saldırıların genellikle uyuşmadığını, cinsiyet eşitliğinin daha güçlü olduğu bölgelerde daha fazla bilinç ve dolayısıyla daha fazla şikayetlerin yapıldığını bildirdi. Özellikle eğitimli ve üst kademelerde çalışan kadınların olayları daha iyi analiz edebilmeleri nedeniyle şikayetlerini dile getirdiklerini kaydedildi. Araştırmanın değerlendirilmesi sonucu, 83- 102 milyon kadın cinsel taciz mağduru çıkarken bu oran AB'de 15 yaş üstü kadınların yüzde 45-55'ini oluşturduğu kaydedildi.


***
Yok, düşünmek için çok yormayalım biz onları. Tabi ki bu mantıkla yapacakları analiz şöyle olacaktır, biz yazalım kısa yoldan.

- Nesil eğitimsiz, ondan oluyor; tabii ki de.

Başörtüsü yüzünden okuyamayan gençleri genç yaşta evliliğe iten, eğitimine engel olan medya güçleri Avrupa’daki taciz oranlarını yayınlayan haber analizimizi mutlaka okumalı.

- Bakın Avrupa’da yeterince zeytin ağacı dikilmemiş...

- Gençler ülkelerindeki herkese istediği gibi hakaret edememiş,üstelik direnişe de çıkmamışlar ellerinde molotoflarla...

- Papa yeterince fetva verememiş, kınamamış bu kötülükleri yapanları, üstelik günaha girmiş kendisi de, olacak iş mi?


***
İŞID’le güya savaşmaya giden Batı'nın elimizdeki silahlar İŞID'de açıklamasından sonra... Peşmergeye niyet, İŞID'e kısmet ne de olsa.

İşine gelmeyen konuları İşi-de- meyenlere anlatmakta fayda var.

Magazin her daim güzel örnektir topluma, modernlik adına…

Mesela hiç sorgulamazlar kendilerini.

Daha kaç oyuncu kıyafeti ile verdiği frikikle haber yapılarak taciz edilecek?

Daha kaç sosyetik ergen yaştaki çocukların sevgilileri ile haberi yapılacak?

Daha kaç dizi çekilecek, katillere örnek olması bakımından. Hiç bir önemi yok, değil mi?

Çünkü hiç suçu olmayanlar,bu topluma ve gençlere her tarihte çok güzel örnek oldukları iddiasındadırlar. Nasıl bir mide ile bu haberlerin hepsini birden, aynı günde yayınlayabiliyor, toplumsal bir acının yaşadığı günde de kendilerini temize çekebiliyorlar.


***
Sosyal medya yasaları çıksın derken, neden özgürlük naraları atarlar bu ülkede.

'Twitter'ıma, ahlaksız videolarıma dokunma!' eylemlerini kim destekler.

İstenilen özgürlüğün çocuk pornolarını da kapsadığını görmüyor mu kimse? Batıda neden yasaktır peki? Özgür mü değil batı? Bu kadar sapığa kim kötü örnek oluyor, kim sebep oluyor?

Cânilerin içlerindeki kötülüğün sebebini din diye ortaya atmak mı, temize çıkarıyor her şeyi?

Din ve ahlak dersi kalksın diye eylem yapanlar kimdi? Bir sorsanız topluma ne düşünüyor?

Daha 9 Şubat  2011 yılında benzer olaylar yaşandığında o canilere hadım etme cezasından tutun,pek çok ceza önerisi getirildi.

Neredeydiler?

- El cevap; Eylemde. Ülkeye şeriat geliyordu, ülke geriye gidiyordu.


***
Hadi farz edelim yazdıkları çizdikleri doğru olsun. Tebrikler, Ayşe Teyzeden 1000 bonus puan kazandılar. Tamamen olaylarda suçsuzlar ve pırıl pırıllar artık. Ayşe Teyzeler yıkasın o zaman basınlarının kirini, dizilerini ve katillerin akıttığı kanı.

Orantılı mantığı çalışan her insan, sıkıldı artık bu saçmalamalardan. Bu tipte düşünen herkes ve medya her türlü caydırıcı ceza yasasına ya adam gibi destek olsun. Ya da yayınladıkları dizilere, haberlere, yazdıklarına ve tabi ki de eylemlerine bakarak analiz yapsın.

Özgecan olayı bu ülkede herkesin çığlığıdır. Ölümleri, şiddeti, tacizi ve iğrenç haberleri baş tacı yapanlara siyasetine, magazinine, rant ekmeğine sürenlere karşı dindar yada dindar olmayan herkese karşı atılan bir çığlıktır. Umarız ki duyan olup aynaya bakan olur.

Söyler misiniz?

Eğer aynaya bakmayı bilmiyorsa medya, aynanın arkasından dökülen sırlarıyla toplumu daha ne kadar sıvazlayabilirler?




Azize Bahtiyar, 16.02.2015, Sonsuz Ark, Konuk Yazar











Seçkin Deniz Twitter Akışı