26 Şubat 2015 Perşembe

SA1185/YB26: Yaşlı Bilge Teoremi: Edebiyat Bilim Değildir


Yaşlı Bilge Teoremi: "Edebiyat bilim değildir."


İspat:


a- Bilimsellik:


Edebiyat'ın bilim olup olmadığına dair yapılmış araştırmaların varlığını düşünmeden; onları bilmeden düşünmek ve sonuçlar çıkarmak bir tercih sorunudur. Edebiyat'ın bilimsel niteliği olup olmadığını düşünürken, ona ait teoremlerin olamayacağını, edebiyata dair teoriler üretilemeyeceğini anlamış olmak gerekir...


Edebiyat birçok kritere göre değerlendirilebilir veya onu yeni bir değerlendirmeye tabii tutmak gereksiz olabilir... Ancak edebiyata hakkı olmayan yükleri taşıtmaya çalışmak, onu öz varlığından uzaklaştırmak demektir; onu kısırlaştırmak ve sınırlamak, hiçbir insana ait olan bir hak değildir.


1- Bilimsel yöntemler:

Edebiyat, bilimsel yöntemleri kullanmaz. Biriktirilmiş bilgileri bilimsel temellere dayalı olmadığı içindir ki; tartışılabilir yapıya sahiptir... Yeni sonuçlara ulaşmak için eski sonuçları temel almak gibi bir determinite yoktur.


2- Yığmalı nitelik:


Edebiyat yığmalı yapıya sahip değildir. Bilimsel değerlendirmelerin dışında kalması gerektiği içindir ki; antik çağ düşünürlerinden artakalan eserler, katkılanmadan aynı tat ve değerini korumaktadır... Oysa bilim katkılanmadan yeni değerler oluşturmaz...


3- Sınanma:


Edebiyat'ın doğruluk -yanlışlık içeriği olmadığı içindir ki; sınanmaz... Aynı zaman ve şartlar oluşturalamayacağı ve aynı üretim duyguları elde edilemeyeceği düşünülürse, aynı sonuçlara da ulaşılamayacağı görülür.


b- Nedensellik:


Edebiyat, ürünleriyle nedenlere bağlıdır; ancak nedenler tamamen duygusaldır... Birey ve toplum psikolojisinin etkisiyle sonuç verir. Bilim duygusal nedenlere bağımlı değildir.


c- Nesnellik:


Edebiyat, nesnel olamaz... Üreten toplum ve bireyin birikimleriyle oluşur... Küresel oluşu, onun nesnel olduğu anlamına gelmez... Edebi eserlerin yerküre de beğenilir olması, onun insan doğasına uygun içeriği olmasındandır; bilimsel olmasından değil.


d- Tarihsel gelişim:


Edebiyat, tarih içinde sürekli gelgitler yaşar... Yığmalı yapısı olmadığı içindir ki; yeni teori ve ispatlarla gelişmemektedir.


e- Durağanlık:


Edebiyat durağan değildir; ancak insan ekseninde sürekli devinimler geçirir... Bu kısmî durağanlık anlamına gelmektedir... Sarkaç salınımı denilebilecek bu durum, bilimde yoktur... Bilim kanıtlanan teoremleriyle durağandır... Buna karşılık, sürekli ilerleme yönü ile kesinlikle durağan değildir.


f- Kapsam:


Bilim, insanla birlikte tüm evreni kapsamayı amaçlar... Edebiyatın böyle bir sorunu yoktur; bireyi ve toplumu, yaşayış ve düşünce perspektifleriyle kapsar... Madde temeline sahip değildir


g- Sonuç:


Görülmektedir ki; Bilimsel Bilgi'nin elde ediliş aşamalarından hiçbirini gerektirmeyen "Edebiyat bir bilim değildir."


h- Değerlendirme:


Edebiyatın bilim olmaması, onun teori içermemesi gerçeğini hatırlatır... Bunun içindir ki; edebiyat ve ürünleri değerlendirilirken, edebiyat sanatçısının ürününü sahiplenişi farklı anlamlara kaydırılmaktadır...


Bir yazarın eserlerinden bağımsız olamayacağı gerçeği ortadayken, onu salt sanat-eser verme kaygısı taşıyan bir üretici ye dönüştürmek mantık sınırları dâhilinde değildir...


Yazar, düşündüklerini hissetmiyorsa ürettiği "şey" asla "asıl" olamaz... "Aslın yansımaları"nı görebilirsiniz ürettiği "şey"de...


Küresel kabul görmüş edebî eserlerin en temel değerlendirme ölçütleri onun insana dair yönleridir... 


Ve bir yazar kendine dair yönleri içermeyen eserleriyle "küresel" niteliğe bürünememektedir... 

Yazarlık (yazma) sanatı ise, kendine dair yönleri eserinde "yaşarken gizleyebilmek" yeteneği ile ölçülür...





Hoş ve hoşnut kalınız.

Selam ve sevgiyle

Yaşlı Bilge, Sonsuz Ark, 11.01.2002, 12:12, Bilim, Teorem
Yaşlı Bilge Yazıları


Not:


1- Hafıza kayıtlarından alıntı yapılmıştır.
2- Bir çok bölümde teori gibi görünen iddialar, teori değildir... Edebiyatta teori olamayacağıının en güzel kanıtı da budur... Tüm yazılanlar sadece benim düşüncelerimdir; "diğerlerini bağlamaz"... Bilimde ise, böyle bir durum söz konusu olamaz..



Yaşlı Bilge Teoremi'ne Şerh , (11.01.2002, 21:01)

Pozitif veya negatif figürler, bir düşüncenin normatif değerlerini yansıtır... ve muhakkak ki; her savunma statükoyu korumayı amaçlar....

Oysa statüko korunmaya çalışıldıkça, değişim geciken bir görünüme bürünür, ama durmaz... Elbette tüm değişimler itirazlarla ortaya çıkmıştır...

Edebiyatın bilim olmadığını iddia etmek,onu aşağılamaktan çok yüceltmeyi amaçlamaktadır..

Edebiyat, her ne kadar sayılabilecek kuramlar içerse de, kendisine yüklenilen sosyal bilim işlevini yerine getirmemekte ısrar edecektir...

Edebiyat bilimden daha çok, sosyal hayatın içindedir...

Ancak bir düşünür, "bilim, kutsal bir inektir", derken, onu herkesin sağabileceğini düşünmemektedir...

Oysa edebiyat aynı değerle düşündüğünüz de farklı anlamlar çıkacaktır ortaya; onu dileyen herkes sağabilir...

Yine, edebiyatın bilim olmadığını kanıtladığım yazı bulunduğu mevkiyi korumaktadır... ve ispat açıklamaları henüz karşı yanıt ve ispatlarla çürütülememiştir...


Edebiyatın içerdikleri, onun bilim olduğunu kanıtlamaz.

Selam ve sevgiyle
Yaşlı Bilge


Seçkin Deniz Twitter Akışı