2 Haziran 2015 Salı

SA1383/KY22-AB10: Kılavuzu Karga Olanın Burnu Altın Klozete Sıkışır

"Acaba görmüş olduğunu iddia ettiği şeyleri gece uykusunda mı görüyordu?"


Ülkemizde art arda gelen seçim dertlerimiz ve çilelerimiz bitmedi gitti vesselam. Ülkece başladığımız Gezi Ruhu ile ülkemizin üzerine tuz ruhu dökmeye çalışanlara el-cevap, Cumartesi günü yapılan İstanbul’un Fethi kutlamalarında toplanan iki milyon kişi ile Fetih Ruhu olarak iade edildi çok şükür.

Buna rağmen CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun parti projeleri ve vaatleri basında alay konusu olunca, kendisi rotayı değiştirerek Belediye Başkanlığı seçimlerindeki söylemlerine döndü. Kendisine format atıp 'Belediye Ayarları'na dönen Kılıçdaroğlu, bir yalana daha imza atarak kaçıncı kezdir bilmediğimiz tarihe geçme rekorunu kırmayı gene başardı. Ve tabi her zamanki gibi partilere tarafsız davranmasını gerektiğini söylediği Cumhurbaşkanı'na, kendisi tarafsız davranmayarak…

Seçim konuşmalarında sürekli polemik olarak kullandığı yeni Cumhurbaşkanlığı köşkü olan Beştepe'deki Aksaray ile ilgili esrarengiz iddialarına devam eden Kılıçdaroğlu bu hafta seçim konuşmasında halka sarayın tuvaletlerinin, yahut klozetlerinin altından yapılmış olduğundan bahsederek gitmediği saray ile ilgili iddialarına bir yenisini ekledi Guiness Rekorlar Kitabı'na girmeyi bizce gerçekten hak etti.

Gün içinde yaptığı konuşmaya ise Cumhurbaşkanlığı'ndan hemen cevap geldi. Kendisi saraya davet edilerek, kendisinden bahsettiği mekanları incelemesi istendi. Ancak geceye kadar devam eden atışmalarda "Cumhurbaşkanlığı'na gitmeyeceğim işte gitmeyeceğim" diye, cevap vererek kendi yalanını da kendisi doğrulamış oldu.

"Ben öyle demedim aslında şöyle dedim. Saray'ı kastetmedim, Cumhurbaşkanı tuvalet temizleyenlerle alay ediyor. Ben o eli ekmek tutan tuvalet temizleyenlerin alnından tutar öperim" diyerek altın klozet yalanlarına son verdi, daha doğrusu yalanı ile suçüstü yakalanınca son vermek zorunda kaldı Kılıçdaroğlu.

Kars Mitingi'nde , "Altın klozetli tuvalet dedin onu da aldın, saraylar dedin onu da aldın, uçak dedin onu da aldın. Bu nasıl mağduriyet ya bırak biraz da böyle mağduriyet varsa vatandaş mağdur olsun" demişti.

Olamaz. Beyin fatal error olmalıydı. Önüne geleni alnından öpen sayın Kılıçdaroğlu bu sefer iddiaları ile Altın Kozet yalanlarına sıkışıyordu.

Gezi olaylarında eli molotoflu gençler için, "Onların elindeki çiçek, ben o gençlerin alnından öpüyorum", diyordu.  

Simya Tarihi bu kadar büyüleyici bir insan görmemiş olmalıydı. İnsan dinlerken bile doğadan direkt disconnect olabiliyor, "out felan oldum" modunda takılabiliyor. 

Acaba görmüş olduğunu iddia ettiği şeyleri gece uykusunda mı görüyordu?

Ya da kim bilir, belki istihareye yatıyordur. Ne de olsa kendisi soyunun peygamber soyundan geldiğini iddia ediyor. Şimdi durduk yere günahını alarak, günaha da girmeyelim değil mi? Ne olur ne olmaz.

Boşuna dememiştir herhalde atalarımız. Kılavuzu karga olanın burnu klozetten çıkmaz, üstelik altın klozete sıkışır. Biz de o atalarımızın hepsinin alnından öpüyoruz.

Neden mi?

İleri derecede zeki olduklarından, bir de şunu söylemişlerdir çünkü.

“Altın pas tutmaz, deli yas tutmaz.”

Ne olur seçmenlerine söyleyin değiştirmesinler kendisini, yoksa 'Macera Dolu Amerika' senaryolarını bu kadar ilginç, yalanlarla, iftiralarla süslemiş bir tarzda oyunculuk yeteneği ile sergileyecek insan bu dünyada gerçekten çok zor bulunur. Kıymetini de bilmemiz lazım. Yiğidi öldürürsek de, hakkını veririz netekim.



Azize Bahtiyar, 02.06.2015, Sonsuz Ark, Konuk Yazar


Seçkin Deniz Twitter Akışı