11 Haziran 2015 Perşembe

SA1411/KY10-MrÖz10: "Kardeş, Bi El At da Düşürüverelim!"

"Ha gayret; hem dışarıdan hem içeriden salladık tek başına iktidardan düşürdük; biraz daha güçlü sallarsak tümüyle düşecek."


Öğretmeni 3.sınıf öğrencisi oğluma 'Şafak Pavey’in Hayatını Araştırma Ödevi' vermiş. Araştırdıkça kendisine olan "sevgim(!)" arttı.Yetmezmiş gibi bir de Demirtaş’la karşılaşınca ‘Birlikte iyi salladık ama’ demesi, sevgimi  %13 artırdı.

Sallayınca bu kadar mutlu olduysa devirse kim bilir nasıl sevinir.Hadi canlar bi el atında sevindirelim. Kimi sallıyoruz? Tabii ki AK Parti'yi dolayısıyla Erdoğan’ı.


Sizi yormak istemezdim, ama son çare sizsiniz. Dışarıdan vurmayla olmuyor bu işler. Eskiden olsa orduya bi göz kırpardık, paşa paşa gelir darbesini yapardı. Çok denediler, ama beceremeyince bıraktılar. Tabi bunda sizinde suçunuz yok değil. Önünüze sandık koydular akıllanırsınız sandılar, yok siz ille de "Ak Parti ille de istikrar!" dediniz.

Karşıtları sokağa döküldüler. Mesele ağaç değildi, siz hala anlamadınız. Aylin i polis panzerle ezdi diye şaka yaptılar gülüp geçmediniz, yalan dediniz, yanlış dediniz. Doğrusunu bulup çıkardınız!


Çiçek çocuklar ne güzel eğleniyorlardı sokaklarda; yakıp yıkmalarına müsaade etmediniz. Erdoğan’a "DİK DUR EĞİLME BU MİLLET SENİNLE" dediniz. Ülkemin aydınlarını, sanatçılarını üzdünüz.


Hukukun üstünlüğü aynı zamanda hukukçuların üstünlüğüydü. Yargı darbesi yapalım dediler. Büyük balık küçük balığı yeme hakkına her zaman sahipti.’"YEDİRMEYİZ" deyip boğazlarına dizdiniz.


Baktılar olmayacak, her şeyi bir tarafa bırakıp Ak Parti karşıtlığında birleştiler. Hepsi bir ağızdan aynı sözü söylediler. Aynı safa geçip ellerine ne geçtiyse aynı yöne fırlattılar. Nişan al; ateş!


Bu saldırıya kalkansız yakalandı AK Parti. İçerideki herkesin kendi doğruları vardı ve hemen yanında konuşan mutlak yanlıştı.


Örneğin, birileri Milli Görüş çizgisine dönmekle suçluyordu,birileri Milli Görüş çizgisinden tamamen kopmakla. Birilerine indirilmişti olaylar. Örneğin; "Bakara makara" demişti biri ve bu Ak Parti'nin suçuydu.


Birbirlerini suçlayanlar. Örneğin, basın önünde söz verilmiş 8 Haziran'a ertelenmişti hesaplaşmalar.


Bir olunamadı. Örneğin,  Kardeşim deyip baş tacı edilenler, tacın büyüsü olsa gerek tarafsızlığını korumaya çalıştı.


Birer birer döküldü itiraflar. Örneğin, cemaate saldırıyor diye sevilip yükseltilenler, çatır çatır HDP'yi savundu.


Bir de ben vurayım telaşı başladı. Gazete köşesinden savurdu kimi, kimi ekrandan, en çok da sosyal medyadan. AK Parti'nin hiç bir hatası atlanmadı.


Ak Partili  fenomenler, aktrol olmadıklarını ispatlamak için olsa gerek kendi aralarında eğleniyordu. Yandaşlıkla suçlanan gasteciler savunmayı ironiyle yaptılar. Kafalar karıştı.


Aday gösterilmeyenler ya da sıralamayı beğenmeyenler en insaflılarıydı. Sustular.


Anketlere göre kesin kazanılmıştı seçim. Mitinglerde ‘Var mısın’ diye sorulunca ‘Varım’ diyenler, "Ben olmasam da nasılsa kazanacak" diye ders vermeye kalktılar.


Muhalefet direk cumhurbaşkanına saldırdı. Siyasete çekmeyi başardı. Başkanlık sadece konu başlığı olarak kaldı, içi altı doldurulamadı. Birileri hala paralelle uğraşıyordu. Oysa halk paralele cevabını daha önceki seçimlerde vermişti.


Diyanet İşleri Başkanı'na saldırdılar. Savunurken "Makam aracı çerez parası" dendi, izahı yapılamadı.


Klozetten gündem oluştu. Muhalefetin eksileri, Ak Parti'nin artıları unutuldu.


Erdoğan'cılar ve Davutoğlu'cular çıktı ortaya, birinin söylediğine diğerinin tahammül edemediği iki ayrı cephe oluştu.


Gezi, 17-25 Aralık, 6-7 Ekim olayları cezasını bulmadı. Yapanların yanına kar kaldı. Şiddet karşısında devlet gücünü kudretini gösteremedi. Silahların gölgesinde sandığa gidenler  devlete güvenemedi.


Çözüm süreci askıya alındı, kimisi şimdiye dek atılan adımlar hataydı diye kızdı, kimisi neden adım atılmıyor diye.


Herkesin kendince haklı olduğunu kabul ediyorum. Herkesi tam anlamıyla memnun etmenin imkansız olduğunu da.


Arı görmemiş bal, rüzgar değmemiş dal, yalan söylememiş dil istiyoruz. Hem de siyasette :)


Uzun lafın kısası saldırı güçlü olduğu için değil, içeriden de destek olunduğu ve savunma zayıf olduğu için Ak Parti de ülke de sallandı.

Seçimden bu yana sallantı devam ediyor.


Ha gayret; hem dışarıdan hem içeriden salladık tek başına iktidardan düşürdük biraz daha güçlü sallarsak tümüyle düşecek.


Sonra da herkes kendi payına düşene razı olacak.




Merve Özgül, 11.06.2015, Sonsuz Ark, Konuk Yazarlar

Merve Özgül Yazıları




Lütfen bakınız:

Şafak Pavey'in o sözlerinin anlamı ortaya çıktı!

15.06.2015  12:49 | Güncelleme: 15.06.2015  12:49

Genel Seçimler sonrası Türkiye hakkında son yıllarda büyük kara propagandalara imza atan, Economist, New York Times, Washington Post, Bild, Times, Financial Times gibi baronların gazeteleri sürekli olarak AK Parti olmadan gerçekleşecek bir koalisyonun altını çizerken, bu güçlerin Türkiye'deki işbirlikçileri de aynı senaryoyu pazarlamaya başladı.

TALİMAT BİLDERBERG TOPLANTISINDA VERİLDİ

Yazar Süleyman Yeşilyurt, HDP'nin seçimlere parti olarak girmesi ve elit tabaka ile Beyaz Türkler tarafından desteklenmesi talimatının 2013'deki Bilderberg toplantısında verildiğini anlattı.

Yeşilyurt'un anlattığına göre 6-9 Haziran 2013'te Londra'daki Wattfort Grove Otel'de yapılan Bildelberg Toplantısı'na Türkiye'den daimi temsilci Mustafa Koç, TÜSİAD eski Başkanı Haluk Dinçer, CHP Milletvekili Şafak Pavey ve gazeteciler Soli Özel ile Aslı Altıntaşbaş katıldı. Yeşilyurt o toplantıda yaşananları şu sözlerle anlattı.

AYDIN KESİM VE ELİT TABAKA TARAFINDAN DESTEKLENMELİ

"Bilderberg Toplatıları'na 40 yaşın altında kimse alınmıyor. Ancak sadece bu toplantıya özel Şafak Pavey'in de katılmasına izin çıktı. Pavey'in bu toplantıya katılmasını, PKK dostu İsveç Dışişleri Bakanı Carl Bildt istedi. Bildt toplantılarda Pavey'e, "HDP genel seçimlere bağımsız adaylar olarak değil, parti olarak girmeli" dedi. Pavey'in 'Barajı aşamazlar' uyarısı üzerine "Bunun için özellikle zengin semtlerde oturanların oyunu onlara vermesi gerekiyor. Aydın ve elit kesim, barış ve özgürlük adına HDP'nin yanına çekilmeli. HDP için özgürlük ve barış söylemi geliştirilmeli. Bu söylem büyük şehirlerde, sanat camialarında ve cemiyetlerde dillendirilmeli. Bunu biz sağlayacağız. Siz de yardımcı olun" dedi.

Bildt'in iki yıl önce çizdiği plan tıkır tıkır işlerken, seçim sonrası Atatürk Havalimanı'nda karşılaşan Şafak Pavey ile Selahattin Demirtaş'ın birbirlerini tebrik ettikten sonra Pavey'in "Birlikte iyi salladık", Demirtaş'ın da "Hep birlikte daha iyisini başarırız" sözleri de anlam kazandı.


http://haber.star.com.tr/politika/safak-paveyin-o-sozlerinin-anlami-ortaya-cikti/haber-1036716

Seçkin Deniz Twitter Akışı