27 Haziran 2015 Cumartesi

SA1465/KY13-AO4: AK Parti-MHP Koalisyonu'na Engel Ne?

"Koalisyon, zaten o koalisyonu oluşturan tarafların kendi düşüncelerini ortak bir düşünce etrafında buluşturması, kendi düşüncesinden olabildiğince fedakarlık etmesi demektir."


Ak Parti'den uzaklaşan kimi sol/liberal/demokrat çevrelerin Ak Parti'ye yönelttikleri en önemli iddiaları/suçlamaları "AK Parti'nin otoriter, merkeziyetçi, milliyetçi, devletçi bir partiye dönüştüğü ve tıpkı MHP gibi şoven bir söylemlerin esiri olduğu" yönündeydi.

Bu iddiaları ileri sürenlerin bunları niçin söylediklerine, bağlantılarına, hesap ve hedeflerine hiç değinmeden belirtmeliyim ki; bugün mevcut siyasi partiler içerisinde birbirine en yakın parti MHP ile AK Parti'dir.

AK Parti'nin bu noktaya gelmesinin doğruluğu/eğriliği bir yana ortada böylesi bir realite var. Bu yakınlığın ne düzeyde olduğunu ölçebilmek elbette mümkün değil. Yapılan anketlerde "Kim kimle koalisyon yapmalı"sorusuna verilen cevaplarda ilk tercih olarak öne çıkan AK Parti-MHP koalisyonu için desteğin %22 olduğunu düşünürsek ortada abartılı bir yakınlık yok.

Ancak yine de mevcut realiteye göre koalisyon için partiler arası yakınlık gözetilirse ilk akla gelecek koalisyon modeli AK Parti-MHP koalisyonu'dur..

Durum böyleyken bu koalisyonu engelleyen nedenler nelerdir?

AK Parti'yle koalisyon kurmamak için her üç partide Erdoğan'la ve Ak Parti iktidarlarıyla hesaplaşmayı öne çıkarmaktadır. Koalisyon yapılacak bir partiye, "Ben seninle, senin ne mal olduğunu ortaya çıkarmak ve seni yargılatıp, içeri tıkmak için koalisyon yapıyorum" diyerek kurulabilecek bir koalisyon örneği var mı, böyle bir şey olabilir mi?

Kaldı ki MHP geçmiş koalisyonlarda yer almış bir parti olarak kendi görüşünün uzağındaki birçok uygulamaya diğer ortakları nedeniyle suskun kalmıştır. Onlarca AB yasası, Apo'nun idam edilememesi için idam kararının kalkması ve affın sınırlarının genişletilmesi gibi bir çok uygulama koalisyon ortaklığı nedeniyle gerçekleştirilmiştir. 

Yani koalisyon zaten o koalisyonu oluşturan tarafların kendi düşüncelerini ortak bir düşünce etrafında buluşturması, kendi düşüncesinden olabildiğince fedakarlık etmesi demektir.

Bunları tecrübeyle öğrenmiş olan Bahçeli'nin bu yöndeki ısrarının hiçbir tutarlı, mantıki, anlaşılır tarafı yoktur.

MHP ile kurulacak bir koalisyona en büyük engel olarak ise çözüm süreci gösterilmektedir.

Süreç Ak Parti-MHP Koalisyonu'na engel mi?

Bu koalisyonun olamayacağını ileri sürenlerin tezlerine göre "AK Parti Kürt oylarını yeniden kazanmak için süreci devam ettirmek isteyecektir, oysa MHP sürecin derhal sona erdirmesini istemektedir. O nedenle bu koalisyon olamaz" denmekte.

Oysa; bugün gelinen noktada ortada yeni bir durum vardır. Çözüm Süreci denilen süreç seçimlerden çok önce kesilmiş; HDP, Erdoğan ve AK Parti düşmanlığını aylar önce keskin bir dille ilan etmiştir.

Ayrıca; çatışmaların son bulması ve kardeşliğin yeniden inşası için bugüne kadar devlet olarak atılması gereken tüm adımlar atılmış, ancak örgüt sözlerini tutmayarak silahlı güçlerini sınır dışına çekmemiştir. Yani PKK/KCK/BDP/HDP bir nevi süreci sabote etmiş, iktidarı gelecek hedefleri için kullanmış, iyi niyetli çabaları istismar etmiştir.

Eğer bugün yeniden bir çözümden söz edilecekse, PKK'nın silahlı gücünü sınır ötesine taşıması, dağlardaki militanları dağıtması ve Türkiye'de silah kullanmaktan vazgeçtiğini açıklaması gerekmektedir. Süreci yeniden ele almak için başlanabilecek yer burasıdır.

Şu ana kadar bu çevrelerden böyle bir şey duymadığımıza/duymayacağımıza göre AK Parti-MHP koalisyonunun önünde böyle bir engel yoktur.

Genel tablo böyle iken AK Parti MHP koalisyonuna engel olan şey nedir?

CHP'nin cumhurbaşkanı adayı olarak gösterdiği Kemal Derviş'in sağ versiyonu Ekmelettin İhsanoğlu'nun MHP'den milletvekili seçtirilip meclis başkanlığa aday gösterilmesi ve HDP'nin barajı aşması için CHP genel başkan yardımcısı Murat Özçelik'in oyunu HDP'ye verdiğini açıklaması buna verilecek cevabın en kestirmesi bence..



Adnan ONAY, 27.06.2015, Sonsuz Ark, Konuk Yazarlar

Seçkin Deniz Twitter Akışı