"Velhasıl hala çözülememiş ve çözülemeyecek bir algı körelmesi yaşanıyor Ortadoğu'ya bakarak konuşanların kafalarında ve içlerinde. Zira onlara göre bu coğrafya da devrim yapacak olanların kaygısı sadece dünyevi bir içerik taşımakla anlam kazanıyor. Seküler bir çaba onlar için çok şey ifade ediyor çünkü."
Y. Doğan
Çetinkaya aslında çok değerli bir çalışma olmasa da ''Ortadoğu: Direniş, Devrim
ve Emparyalizm'' adlı çokça aceleye gelmiş derlemesinde en azından iki önemli
olgunun altını çizmiş. İlki gerek direniş ve gerekse devrim anlamında bu
bölgede yaşananlara bakan Batı'lı algının olaylar karşısında takınmış
oldukları travmatik şok.
Tunus''tan Mısır''a, Libya''ya, Suriye''ye ve hatta
Türkiye''ye kadar ilerletilmek istenen bir eksen üzerinde olup bitenlere
bakarak aslında olmasını istedikleri şeyden de öte ne olup bittiğini bile
anlamadan yorumlamaya başlayan ortalama Batı'lı algıya dair bir şok bu:
Tunus''ta, Mısır''da, Libya'da, Yemen'de neler oluyor; bir devrim mi
yapılıyor yoksa, ama bu bir devrim değil, olamaz, olmamalı vs. vs. gibi…