"MHP'nin HDP'ye, her üç partinin de AK Parti'ye olan tavrı göz önüne alındığında Seçim Hükümeti'nin akibetimize etkisini tartabilmek zor."
MHP'nin seçimden sonra ki ana stratejisi HDP ile hiçbir zeminde bir araya gelmemek oldu. Seçim öncesi, meclis içerisinde daha önce asgari düzeyde de olsa BDP/HDP ile aynı kare içerisinde bulunmuş olan MHP, seçim sonrasında (muhtemelen bir erken seçim stratejisi olarak) bu partiyle ipleri iyice gerdi.
Ve sonuçta (bence çok doğru bir kararla) meclisin en büyük partisi olan AK Parti'nin adayının meclis başkanı olmasının yolunu açtı.
Bahçeli'nin bu tavrı, her şeyini Ak Parti karşıtlığına odaklamış olanları çileden çıkarmış olsa da, seçimlerde en yakın rakibine 16 puan fark atmış olan bir partinin adayının meclis başkanı seçilmesi demokratik teamüllere en yakın olanıydı.
Buraya kadar durum böyle; ancak merak edilen şey bundan sonrasında Bahçeli'nin nasıl davranacağı, HDP'yi yok saymayı sürdürüp,sürdürmeyeceği..
Eğer meclisten bir Ak Parti-CHP koalisyonu çıkmazsa, önümüzde koalisyon için tek seçenek kalıyor; AK Parti-MHP Koalisyonu..
MHP bu koalisyona yanaşmayıp, erken seçimin yolunu açarsa, en erken Kasım'da yapılacak olan erken seçime bir seçim hükümetiyle gidilecek.
Bu hükümetin bakanlık dağılımının partilerin aldığı oy oranı üzerinden belirlenecek olması nedeniyle, HDP'nin de içinde yer aldığı 4 partili zorunlu seçim koalisyonu kurulacak ve böylece MHP, HDP ile hükümet ortağı olacak!
HDP ile ipleri koparmış olan MHP'nin böyle bir koalisyona onay vermemek için farklı alternatifler araması kaçınılmazdır. Başka türlü seçmenine hiçbir şeyi izah edemez.
Bunun için muhtemeldir ki (geniş kesimlerin istediği gibi) Bahçeli, AK Parti ile CHP'nin koalisyon hükümeti kurmasını yeniden dillendirecektir.
Bu koalisyonun gerçekleşmemesi halinde ise "Ülkeyi zorda bırakmayız" diyen Bahçeli'nin önünde iki yol kalıyor; AK Parti ile koalisyon kurmak veya bir AK Parti azınlık hükümetine onay vermek..
Seçim rizikolarını her zaman hassas şekilde gözeten ve sandıkta kötü bir sürprizle karşılaşmak istemeyen Bahçeli'nin Ak Parti ile koalisyon yapmamanın daha yarar sağlayıcı olacağını düşüneceği akla ilk gelen tahmindir.
Bu şartlarda gündeme gelecek tek alternatif bir AK Parti azınlık hükümetidir. Bu model bir hükümetin kurulması halinde Bahçeli, diğer partiler gibi partisini AK Parti iktidarının uzağında tutup, mecliste AK Parti aleyhine verilmiş olan bazı önergelerde ille de Ak Parti'nin yanında yer almamış olacaktır.
Doğrusu ben de, bir kısım yasal değişiklikler yapılması için üzerinde önceden uzlaşılan, erken seçim hedefli bir AK PARTİ azınlık hükümetinin, seçim hükümetinden daha yararlı olacağını; kısa süreli de olsa kavgalı bir koalisyonun, ayrıca sırtında "Seçim hükümeti olma" kanburu taşıyan bir iktidar sürecinin ülkeye karmaşadan başka hiç bir şey sağlayamayacağını düşünüyorum.
MHP'nin HDP'ye, her üç partinin de AK Parti'ye olan tavrı göz önüne alındığında seçim hükümetinin akibetimize etkisini tartabilmek zor.
Eğer MHP'nin HDP ile ipleri koparması söz konusu olmasaydı "Şurada Kasım'a 3 ay kaldı. Çok kısa bir süre birlikte hükümet olacaklar, bir de bunu görmüş, denemiş olurduk" diyenlere itiraz çok da anlamlı olmazdı elbet..
Adnan ONAY, 05.07.2015, Sonsuz Ark, Konuk Yazarlar