(Durdu bütün sesler, seslerin sırtındaki yükten kesildi nefesler...)
(Bir ışık aradı hüzün, kaldırımlardaki gölgelerde can çekişti hevesler...)
(...)
Hüzünlerimiz zincir...
Sıra sıra sarılmış yetimler gibi...
Sıra sıra sarılmış yetimler gibi...
Zincirlerimiz boynumuza bağlı
Gecelerimiz sıra sıra zehir...
(...)
Boynumuzda yularlarımız
Para, kadın, makam, itibar...
Ve kölelerimiz sandığımız şeylerin kölesi kendimiz...
O kadar beş para etmeziz ki
O kadar zavallı, o kadar iğrenç bir tülle sarılı ki ruhumuz...
Açlıklarımız, heveslerimiz, hazlarımız... ağlarda bulanan boyunduruklarımız...
(...)
Çek bir çizgi tam ortasından hayatın...
Yarımız o tarafa yarımız bu tarafa dağılalım hey dost....
Hasret kalalım bağlarımıza... özleyelim,
Üzülelim yokluğumuza...
Kendimiz için bekleyelim... kölelerimiz efendimiz, bilelim,
Bildiğimiz kemendimiz nefsimiz, öğrenelim...
(...)
Çalsana kemancı...
Çal yüreğimizden kopup gelen ihanetleri...
Çal, kıysın bizi notaların... bırakmasın dokunulmamış tek hece,
Eğsin bizi...
(...)
Eski bir zamandan çağır şarkılarını huzurun,
Huzur dediğin hey kemancı,
Sol omzuna dayadığın ezilmiş buyruklar olsun...
(...)
Çal kemancı bizim için...
(...)
Çal sızım sızım sızlayan sağ kolunla...
Öldürsün bizi inleyen nağmelerin...
(...)
Çal kemancı bizim için,
Ölene dek çal...
Öldürene dek çal bizi...
Khorto Bâri, Sonsuz Ark, 10/07/2015