Sonsuz Ark'ın Notu:
Aşağıdaki analiz IŞİD denen vahşi terör örgütünün İslam'la hiç ilgisi olmadığını kanıtladığı gibi, okuyacaklarınızla, İslam düşmanlığı yaparak adı konmamış 3. Dünya Savaşı'nı İslam'ı yok etme savaşı olarak kurgulayan ve gerçekleştiren küresel para lordlarının ürettiği kapitalist döngüde yer alan her şirketi ve her kasttan kişiyi de doyuran çıkar çarkının sürmesi için Suriye ve Irak'a bağlı olarak çevre ülkelerdeki her türlü insan hakkı ihlaline neden olan stratejik savaşları inşa ettiklerini anlayacaksınız. Mesele'nin asla Erdoğan, Mursi ya da Esed, Kaddafi, Saddam, Suud Hanedanı, İran Velayeti, Kürt-Türk, Şii-Sünni olmadığı gerçeği de, ahlakını yitirmemiş olanların açıkça kabullenecekleri teori ile sınırlanmayacak bir realite olarak ortada durmaktadır.
Seçkin Deniz, 03.08.2015
The Company Getting Rich Off the ISIS War
Kendinden menkul terör grubu IŞİD’e karşı Suriye ve Irak’ta gerçekleştirilen Amerikan hava saldırılarına rağmen direnen terör örgütüne karşı mücadelenin pek de iyi gittiği söylenemez. Fakat çatışmanın ortasındaki savunma alanında yer alan girişimcilerin bu durumdan oldukça iyi yararlandığı görülüyor.
Lockheed Martin, şu ana kadar verilenlere ilave olarak binlerce Cehennem Ateşi (Hellfire) füzesinin daha siparişini aldı. AM General şirketi 160 adet Amerikan yapımı Humvee’nin Irak’a gönderilmesi işi ile meşgul durumda, General Dynamics ise aynı ülkeye milyonlarca dolar değerinde tank cephanesi satıyor.
Merkezi New York’ta bulunan ve bir aile şirketi olan SOS International (SOSi) Irak cephesindeki en büyük oyuncular arasında yer alıyor ve Amerikan büyükelçiliğinden sonra ülkede Amerikalılara en fazla iş imkânı sağlayan şirket niteliği taşıyor. Şirketin danışmanları arasında şunlar yer alıyor; eski Savunma Bakan Yardımcısı Paul Wolfowitz (ki kendisi Irak işgalinin en önemli mimarlarından birisi sayılmaktadır) ve Pentagon kıdemlisi Donald Rumsfeld’in eski özel asistanı Paul Butler.
SOSi internet sitesinde, 2015 senesi içinde kendilerine sağlanan sözleşmelerin toplam olarak 400 milyon $ dan daha fazla bir değere sahip olduğunu belirtiyor. 40 milyon $ değerini taşıyan bir sözleşmeye bağlı olarak, ABD’nin Iraklı askerleri eğitmekte olduğu bir kamp olan Irak Besmaya Bileşkesine yemek, çevre güvenliği ve acil yangın ve medikal yardım hizmeti sağlanıyor.
Camp Taji’ye (Taji Kampı) benzer hizmetleri sağlamak üzere ödüllendirilen SOSi şirketi, ABD ordusu ile Haziran ayı sonlarında 100 milyon $’lık bir sözleşme daha gerçekleştirdi. Pentagon tarafından sözleşmelerin Haziran 2018 sonuna kadar devam etmesi öngörülüyor.
Irak’ta, İslam Devleti (IŞİD) olarak adlandırılan örgüte ABD tarafından havadan başlatılan operasyonların bir yıl sonrasında, Iraklı birliklerin eğitimi ve yönlendirilmesi amacıyla 3500 adet Amerikan askeri bölgeye konuşlandırıldı. Fakat pek tartışılmayan bir konu, bu operasyonları desteklemek için ihtiyaç duyulan ve giderek artan sayıdaki girişimcilerin varlığıydı.
ABD ordusuna göre günümüzde Irak’ta iş yaparak operasyonlara destek sağlayan 6300 adet girişimci bulunmaktadır. Ayrıca Savunma Bakanlığı tarafından, Irak’taki tesislerde hizmet vermek üzere bakımcılar, sürücüler, dil uzmanları ve güvenlik sağlayıcıları aranmaktadır.
Bu sayılar, Irak Savaşı’nın zirve yaptığı zamanlardaki 163.000’den fazla çalışan ile karşılaştırıldığında yok hükmünde olsa da giderek artmaktadır. Afganistan’daki imkânlar gittikçe azalırken birkaç yıl sürmesi beklenen IŞİD’le mücadele; savunma, güvenlik ve lojistik alanlarındaki üslenicilere gittikçe artan iş fırsatları sunmaktadır.
Özel askeri yükleniciler üzerine çalışan ve George Washington Üniversitesi’nde hukuk profesörü olan Laura Dickinson şöyle diyor: "Bu durum bize, sahadaki varlığımız anlamında görünmezlik sağlarken bir yandan da hâkimiyet alanımızı genişletme imkânı veriyor.”
Günümüzde Afganistan, sivil girişimciler için hala önemli iş olanakları sağlıyor. Orta Doğu’daki denizaşırı askeri operasyonlardan sorumlu olan ABD Merkez Komutanlığı’nın dört ayda bir yayınlanan raporlarının sonuncusuna göre, Nisan ayında Afganistan’da çalışmakta olan 30.000 adet sivil üslenici bulunuyor. Fakat bu sayıda sürekli bir düşme görülüyor. Örneğin Nisan 2014 tarihinde orada çalışmakta olan üslenici sayısı 60.000’den daha fazlaydı.
Bu arada, üs güvenliğinin sağlanmasına yönelik Irak hükümetine silah satışının desteklenmesi ile birlikte Irak’taki üslenici faaliyetlerinde ise artış görülüyor.
SOSi ayrıca Irak Savunma Bakanlığı ve Irak Kürt bölgesel hükümeti ile çalışmak üzere yüksek seviyede danışman sağlıyor. Haziran ayı sonunda 700.000 $ değerindeki ihaleyi kazanan şirket bir yıllığına güvenlik asistanlığı ve danışmanlık hizmeti sağlayacak. Dört yıl daha uzatılabilecek sözleşmenin bu halde toplam maliyeti 3.7 milyon $ değerinde olacak. İşe alınacak olanların özellikleri şirket sitesinde yer alırken, bu özellikler arasında “Irak [Savunma Bakanlığı] yetkilileri ile bir yıl veya daha fazla çalışmış olma” şartı yer alıyor. Yapılacak işler arasında ise “üst düzey askeri yetkililere yönelik; Iraklı askerler, sistemler, programlar ve intikal gelişimi hakkında sunum hazırlama ve sunma” görevi yer alıyor.
2003 ve 2011 yılları arasında Irak’ta üç dönem görev yapmış ve şu anda SOSi şirketi Görev Çözümleri bölümünde başkan yardımcılığı yapmakta olan emekli korgeneral Frank Helmick’in belirttiğine göre; şirket tarafından, Irak Kürt bölgesel yönetimine bir adet, Irak Bağdat hükümetine ise beş adet danışman sağlanacak.
Helmick şöyle diyor: “Bu pozisyonlar çok önemli. Bunlar sadece çevirmen değil, karar verme seviyesinde danışmanlık hizmeti veriyorlar. Esas itibarıyla bunlar güvenlik anlamında Iraklı Amerikalılar.”
Helmick, 2008 ve 2009 arasında Irak’taki ikinci döneminde, Irak güvenlik güçlerine eleman bulma, bunların eğitimi ve donatımında görevli olduğu için, bugün yaptığı işler kendisine yabancı değil.
Daily Beast ile gerçekleştirdiği mülakatta ise: “İki yıldan fazladır Irak’a bir iş adamı olarak gidip geliyorum, bu bir asker olarak gitmekten çok çok farklı bir şey. Fakat üniforma üzerimdeyken orada birlikte çalıştığım insanların birçoğu hala oradalar” diyor.
Helmick, girişimcilerin Irak’ta önemli anlamda destekleyici bir rol üslendiğini belirtiyor:
“Girişimciler, Amerikan varlığını güçlendiriyor. Askerler oraya danışmanlık ve eğitim için gönderilirken onların yemeğini yapacak, çamaşırlarını yıkayacak ve güvenliklerini sağlayacak elemanların gönderilmesine gerek yok. Bu işleri girişimciler yapabilir. Amerikan askeri veya koalisyon askerleri bizim sayemizde asıl uzmanlık alanındaki işlere odaklanabiliyorlar.”
SOSi, Irak hükümetine üst düzey danışmanlık hizmeti vermekte olan tek şirket değil. Yine merkezi New York’ta yer alan ABM, doğrudan Iraklı terörle mücadele yetkilileri ile çalışmak üzere “Güvenlik Asistanları ve Danışmanları” aramaktaydı.
Şirketin iş tanımına göre pozisyon, “Güvenliğin sağlanması ve iyi bir yönetim için, Irak Terörle Mücadele Servisi’nin kurumsal niteliklerine yol gösterecek ve rehberlik edecek şekilde Başbakanlık Terörle Mücadele Danışman’ına doğrudan asistanlık hizmetini” gerektirmekteydi. ABM artık sözleşmeye dâhil olmadığı için iş ilanı geri çekilmiş.
Fakat oluşan boşluk hemen başka biri tarafından dolduruluyor. Şirketler, IŞİD’i ortadan kaldırmak için yapılan bugünün operasyonlarına, yemek hizmeti vermekten stratejik danışmanlık hizmeti sağlamaya kadar çeşitli yollarla dâhil olmuş durumda. İşin gerçeği ABD’nin onlar olmadan savaşa girmesi, hatta görevlere yönelik asistanlık ve danışmanlık hizmeti sağlaması artık mümkün görünmüyor.
“Modern Paralı Askerler: Özel Ordular ve Dünya Düzeni için Anlamı” ismini taşıyan kitabın yazarı ve Ulusal Savunma Üniversitesi (National Defence University) profesörlerinden Sean McFate şöyle diyor: “Bu misyondaki başarının büyük bölümünün girişimciler sayesinde gerçekleştiğini düşünüyoruz.”
Fakat sivil girişimcilerin savaş sahasındaki rolleri hakkındaki tartışmalar, son on yıldır Irak ve Afganistan’da zayiat, yolsuzluk ve suiistimal olaylarının gittikçe artması nedeniyle hala devam ediyor. 2008 yılında Kongre tarafından oluşturulan Savaş Sözleşmeleri Komisyonu, Irak ve Afganistan’daki sözleşme kaynaklı kayıplar ve yolsuzluklar nedeniyle 31 ila 60 milyar dolar arasında bir para kaybı olduğunun tahmin edildiğini belirtmiştir.
Son yıllarda gerçekleşen suiistimaller nedeniyle güvenlik alanında çalışan girişimcilere yönelik soruşturmalar ise devam ediyor. Endüstrinin itibarına zarar veren en önemli olaylardan birisi de, 2007 senesinde (Bağdat) Nisour Meydanı’nda 17 sivilin, Blackwater şirketinde çalışan görevliler tarafından vurularak öldürülmesiydi.
Dickinson, bu skandallar nedeniyle sivil girişimciler üzerindeki gözetimin, ulusal ve uluslararası boyutta arttığını ifade ediyor. Örneğin, girişimcilerin seçilmesi ve kullanım alanlarına yönelik olarak Pentagon tarafından birçok iç değişikliğe gidildi.
Helmick Irak’taki ortamın 2003’ten günümüze girişimciler anlamında değişikliğe uğradığını söylüyor. Irak ve Afganistan’daki savaşlarının en sıcak zamanlarında sivil üslenici sayısı Amerikan askerlerinin sayısını geçmişti.
Pentagon istatistiklerine göre SOSi bu sayıda azaltmaya gitmiş gibi görünse de, bugün Irak’taki üslenici sayısının da asker sayısından daha fazla olduğu görülmektedir. Helmick, “Bu iş için rekabet halinde olan pek çok şirket bulunduğunu ve iş ortamının çok daha rekabetçi hale geldiğini” söylüyor.
DangerZoneJobs.com baş editörü William Beaver, “Son 14 yılda gerçekleşen savaşlar ve tecrübeli üslenicilerin oluşturduğu geniş havuz nedeniyle pazardaki rekabetin gittikçe arttığını; ordudan ayrılarak emekli olan birçok askerin, bu işlerde çalışmanın yollarını aradığını” ifade ediyor. Beaver’a göre bu durum sebebiyle maaşlarda da önemli bir düşüş yaşanmış.
Fakat değişmeyen bir şey var o da sözleşmelerin şeffaflığı noktasında görülen eksiklik. Bu işin kimin tarafından yapıldığına dair kamuya açık merkezi bir veri tabanı bulunmadığı için, FedBizOps.com’da ya da Pentagon’un günlük sözleşme ilanları ile mesleklere yönelik farklı ortamlarda yapılan araştırmalara dayanan gelişigüzel bir bakış açısı edinebiliyorsunuz.
Örneğin ılımlı Suriyeli muhaliflere eğitim veren 935 ABD ve koalisyon askerine herhangi bir şirket tarafından destek verilip verilmediği belli değil.
Bilinen şey; gözlem yapan İHA’ları kontrol eden ve bunlar sayesinde elde edilen görüntüleri analiz ederek, orduya Suriye ve Irak’taki savaş sahasında yer alan IŞİD savaşçılarını hedef alacak enformasyonu sağlayan ekiplerin bu üslenicilere bağlı olduğu.
Bu üsleniciler, denizaşırı üsleri bulunmamasına ve dolayısıyla herhangi bir resmi belgede yer almamalarına rağmen IŞİD’e karşı gerçekleştirilen operasyonları doğrudan desteklemektedir.
Amerikalı komutanlar başından beri IŞİD ile mücadelenin uzun süreli olacağı yönünde uyarıda bulunuyor. SOSi’nin Camp Taji’de verdiği hizmetlere yönelik sözleşmenin 2018 senesinde sonlanma olasılığı var; fakat bu savaş devam ettikçe SOSi ve benzeri şirketlerin bu tür işlere devam edeceği kesin gibi görünüyor.
Kate Brannen, 02.08.2015
Tamer Güner, 03.08.2015, Sonsuz Ark, Çevirmen Yazar, Çeviri,
Makalenin orijnali:
http://www.thedailybeast.com/articles/2015/08/02/the-company-getting-rich-off-of-the-isis-war.html