8 Ağustos 2015 Cumartesi

SA1625/KY32-YR7: İdealleri Olan Bir Rektör

"Sessiz sedasız güzel işlere imza atan vizyon sahibi, çalışkan, idealist, kendi kendini görevlendiren insanlara ihtiyacımız var ve sayılarının hiç de az olmadığına inanıyorum. Barışı da hakça paylaşmayı da onlar getirebilir bu fani dünyaya."


Gündemin yoğunluğu yüzünden yolumuzu aydınlatan insanlara eğilemiyoruz ne yazık ki. Gecikmiş bir yazı olacak bu yüzden. Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Rektörlüğü'nden edebiyat üzerine bir konuşma yapmam için davet aldığımda heyecan duymuştum. Üniversite hakkında fazla malumatım yoktu, ama amcamın madende eksper olduğu zamanlardaki ziyaretimiz ve geçirdiğimiz inanılmaz çocuksu maceralar nedeniyle hayatımda çok izler bırakmış bir şehirdi Zonguldak.

Daha sonra şehir burada çekilen filmler sayesinde bir film platosuna dönüştüğünde şehri tekrar görmek çok istedimse de kısmet olmadı. Zorlu coğrafyası yüzünden ya da yeterince yatırım almamasından büyük değişimlerin yaşanmadığı şehir, on yıllar önce bıraktığım gibi sade gizemli ve doğal, bildiğim gibi kalmış.

2010 yılında seçildiğinde Türkiye’nin en genç rektörü olarak anılan Prof. Dr. Mahmut Özer öğrencilerin huzur içinde ve eldeki imkanlar tümüyle seferber edilerek iyi bir eğitim alabilmeleri için kolları sıvamış. Şehir toplum ve üniversite arasında köprüler kurarak ilerleme düşüncesi çalışmalara bire bir yansımış. Kısa zamanda kendi yayınevini kurmayı başaran üniversitenin yayınladığı kitaplar toplumdan soyutlanmama yaklaşımı hakkında epeyce fikir veriyor. Yerelden insanlığa doğru genişleyerek çağın meselelerine eğilmek hiç kolay değil.

'Osmanlı'dan Cumhuriyet'e Belgelerle Zonguldak', 'Bülent Ecevit Üniversitesinin Zonguldak’a Etkileri ve Şehrin Üniversite Algısı', 'Zonguldak İlinde Göçün Sosyo-Ekonomik Nedenleri ve Alınabilecek Tedbirler ve Zonguldak İl Merkezinde İntihar Davranışının Yaygınlığı', 'Sosyodemografik, Klinik ve Ailesel Risk Etkenleri' adlı çalışmalar yayınlanmış durumda. Bu çalışmalar aynı zamanda akademisyenler ve bütün araştırmacılar için itibar ve etki değeri yüksek bir akademik zemin oluşturma çabasının sonucu.(*)

Kampüsü gezerken rektörün eşi Nebahat Hanım'ın çabaları da dikkatimizi çekiyor. Aynı idealleri paylaşan ve inşaat mühendisi olarak kampüsteki eskiyip dökülmüş mekanların  modern biçimde ihtiyaca göre şekillenmesinde gönüllü çalışan bir kadın. 

Enerjilerini mesai kavramına hiç aldırmadan seferber eden, kendilerini ülkeye ve milletine borçlu hisseden  vermeye niyet etmiş insanlar.

Size teslim edilmiş binlerce öğrenciye ilmin ışığını taşımaktan daha kıymetli ne olabilir ki? Bu görevler küçümsenip milletvekili olmaya değişilir. Gecenin onbirinde hala öğrencilerle dolu olan kütüphaneyi gezmemiz umut bahşetti doğrusu. Farklı eğilimlerden öğrencilerin fırsat eşitliği içinde kucaklanmış olması, gece vakti bir yerde çay içerken gençlerin gelip rektöre rahatça meseleleri için başvurabilmeleri, bu ulaşılabilirlik dikkat çekici geldi bana. 

Mahmut Bey'in çabaları Nurettin Topçu’nun Amerikan Mektupları’ndaki bir anekdotu hatırlattı.

Çamlıca’ya doğru yürüyüş yapıyorduk. Toprak bir yokuşun üstünde yolu tıkayan bir kaya parçasını kazma ile kırarak yolu açan bir adama rastladık. Önce bunu bir amele zannettik. Arkadaşım siyah sakallı, tatlı, güler yüzlü, oldukça iri ve dinç cüssesiyle çalışan adamı selamladı, “Amele misin, yalnız mı çalışıyorsun?” diye sordu….Türkmenin heyecanlı, gür sesini dinlerken kulaklarıma inanamıyordum: “Ben arabacıyım, na şu karşı kulübede oturuyorum, amele değilim. Allah için bu yolu yapıyorum…Babam Çanakkale’de şehit oldu, bir helva pişiremedim. Evladımı İstiklal Harbi'nde kurban verdim bir mevlit okutamadım. Günahlarım için verecek bir şeyim yok, işte bu hayrı yapıyorum.”

Sessiz sedasız güzel işlere imza atan vizyon sahibi, çalışkan, idealist, kendi kendini görevlendiren insanlara ihtiyacımız var ve sayılarının hiç de az olmadığına inanıyorum. Barışı da hakça paylaşmayı da onlar getirebilir bu fani dünyaya.


Yıldız Ramazanoğlu, 08.08.2015, Sonsuz Ark, Konuk Yazar, Çöl'de Yürüyüş Yazıları
Yıldız Ramazanoğlu Yazıları



Sonsuz Ark'ın Notu: 
Yıldız Ramazanoğlu Hanımefendi'den yazıları için yayın onayı alınmıştır.  Seçkin Deniz, 28.06.2015

Yazının ilk yayınlandığı yer: Serbestiyet:

http://serbestiyet.com/Yazarlar/idealleri-olan-bir-rektor-159858



(*)Yeniden ele alınan Prof. Dr. Durmuş Günay Kütüphanesinin ulaştığı erişim hacmi hakkında fikir vermesi için veri tabanının güncel halini eklemek istedim.

Merkez kampüs basılı kitap sayısı: 46 396
Merkez kampüs basılı Türkçe kitap sayısı: 36 903
Merkez kampüs basılı yabancı dildeki kitap sayısı: 9 493
Basılı süreli yayın: 11 383
Tüm kampüsler dahil toplam basılı kitap sayımız: 71 218
Veri tabanı sayısı (Ulakbim, Ekual ve Ankos aracılığıyla): 23
Toplam E-kaynak: 4 949 095
E-Kitap: 3 002 477
E-dergi: 46 880
E-sesli kitap: 24 500
E- standart (TSE, DIN ve benzeri): 89 879
E-El kitabı: 115
E-Doktora ve Yüksek lisans tezi: 1 776 360
Cochrane tıp incelemesi: 4 400
Monograf, prosedür ve benzeri: 4 484

Seçkin Deniz Twitter Akışı