"Dizleri görünmeyene kadar yürüdü, okyanusun içinde... üşüdüğünü sanmıyordu... ısındığını da..."
Çıplak ayaklarıyla koşuyordu kıyısında okyanusun; kolları yanlara açık, yüzü göğe dönüktü... Hızlanıyordu giderek... daha sert çarpıyordu bedenine damlalar... bulanık gökyüzünde bir çift iri göz gülümseyerek bakıyordu ona... başka hiçbir zaman bakmadıkları gibi bakıyorlardı…
Genç adam durdu birden; iri gözlere baktı bir kez daha... O kadar uzağa bakıyorlardı ki... bir an, yanıldığını düşündü; uzağa bakmıyorlardı, uzaktan kendisine bakıyorlardı...
Gülümsedi ve ıslak saçlarını kavradı ensesinde... ıslak saçları kayıyorlardı avucunda... Ama o ne yaptığının farkında değildi... kuma oturdu... ensesindeki elleri, başının yan taraflarına yaklaştılar... Ve kavradılar başını genç adamın... acı dayanılmazlaşana kadar sıktılar...
"Var olanlarla-olmayanları ayrıştırmak ne kadar zor!" diye mırıldandı... "Sen, ey Kadın!... Bakışlarında saklı duran acıları unutmadan, yüreğinin götürdüğü yere nasıl gideceksin?"
Dizleri görünmeyene kadar yürüdü, okyanusun içinde... üşüdüğünü sanmıyordu... ısındığını da...
Seçkin Deniz, 30/11/2001, 11:42/ Peynir Gemisi'nden, Dalgaların Sesi
Dalgaların Sesi
Seçkin Deniz Yazıları
Takip et: @Seckin_Deniz