"Suriye İnsan Hakları Örgütü (SNHR) Ağustos 2014 tarihinde bir rapor yayınlayarak teslim olan 1100 kişinin Esad hükümeti tarafından tutuklandığını bildirmiştir."
Syrians Risk ‘Disappearing’ While Applying for ‘Amnesty’
Aktivistlerin ve yakınları kaybolan Suriyelilerin ifadelerine göre Esad’ın af ilanı, bu çağrıyı kabul eden birçok insanın tutuklanması ile sonuçlanmıştır.
Suriye hükümeti aleyhine barışçıl gösterilere katılmış olan 25 yaşındaki Amer, Haziran 2014 tarihinde Beşar Esad tarafından çıkarılan ve muhalif görüşlü insanlar ile ordu kaçaklarına af sözü veren genel affa başvurmaya karar vermişti. Humus’taki polis merkezine af için yaptığı başvurudan sonra bir hafta bile geçmeden Bayada’da yaşayan Amer kontrol noktasında tutuklanmıştır.
2014 senesinde Esad tarafından “terör eylemlerine” katılmamış kişiler için genel af ilan edildi. Geçen ay ise binlerce asker kaçağına, geri dönmeleri halinde affedilecekleri bildirilmiştir.
Suriyelilere ayrıca af gereğince “güvenlik statülerini düzeltme” imkânı tanınmıştı. Bunun için yerel polis merkezlerinden birine gidilerek muhalif aktivistlik yaptığını itiraf edecek kişiye, güvenlik birimlerince daha önceki işlediği yanlış fiiller silinerek bir belge verilecek ve bu sayede aktivizm ile alakalı sebeplerle tutuklanmaları önlenmiş olacaktı.
Aktivistler ve af başvurusunda bulunan insanların yakınları tarafından Syria Deeply’e beyan edildiğine göre; tüm bu sözlere rağmen, Amer gibi birçok insan af başvurusu yaptıktan sonra ya ortadan kaybolmuş ya da tutuklanmıştır.
Suriye İnsan Hakları Örgütü (SNHR) Ağustos 2014 tarihinde bir rapor yayınlayarak teslim olan 1100 kişinin Esad hükümeti tarafından tutuklandığını bildirmiştir. Bu insanlar Dablan mahallesinde yer alan el-Endülüs okulunda 3 ay boyunca tutulmuş ve bu süre sonunda ancak devrimle alakası bulunmadığı anlaşılanlar serbest bırakılmıştır.
Yine SNHR tarafından belirtildiğine göre, geriye kalan 730 tutuklu bilinmeyen bir yere götürülmüştür. İçlerinde gazetecilerin, ordudan kaçan askerlerin ve sivillerin yer aldığı bu insanlar hala kayıptır.
Amer’in annesi tarafından yapılan başvurulara karşılık güvenlik güçleri her defasında oğlunun kendi ellerinde olmadığını söylemiştir.
Amer’in annesi tarafından Syria Deepley’e verilen beyanat şöyle:
“Sürekli onun ellerinde olmadığını söylüyorlar. Ancak salıverilen tutuklulardan birisi onun hava kuvvetleri istihbaratında tutulduğunu söyledi. Bu bilgi onun hakkında en son duyduğum şeydi.”
Özgür Suriye Ordusu ile birlikte savaşan Hussam, yaşadığı Yebrud şehrinin Suriye hükümeti ve Hizbullah tarafından Nisan 2014 tarihinde geri alınmasının ardından kaçarak gizlendi. Ancak bir savaşçı olduğu için ailesinin taciz edilmesi üzerine teslim olarak aftan yararlanmaya karar verdi.
Hükümet yetkilileri ve muhalifler arasında müzakereler yürütmekte olan Lübnanlı ara bulucular aracılığıyla, Lübnan sınır kasabası Arsal’da saklanmakta olan Hussam’ın da aralarında bulunduğu muhalif savaşçılar ile bir anlaşma gerçekleştirildi.
Yapılan af anlaşması gereği Hussam’dan Şam’da bulunan Dış Güvenlik Birimi’ne giderek bir röportaj vermesi istendi. Hussam’ın eşinin ifadesine göre İki hafta sonra, Temmuz 2014 tarihinde röportajı gerçekleştirmek üzere evden ayrılan Hussam bir daha geri dönmedi.
Hussam’ın eşi Syria Deepley’e şöyle diyor:
“Ona teslim olması için yalvardım, böylece yeniden normal bir hayatımız olabilecekti-ve en sonunda o da teslim oldu. Geri gelmediği için arabuluculara gittim. Sürekli olarak araştırmanın normalden daha uzun sürdüğünü söylediler. Sonra benimle görüşmeyi reddederek, telefonlarıma cevap vermeyi kestiler.”
En son gittiği polis merkezinde Hüssam’ın eşine onun öldüğü söylenerek, kalp krizinden öldüğünü beyan eden bir ölüm belgesi verilmiş-Hüssam’ın eşi onun bu sebeple öldüğüne inanmıyor.
Bununla birlikte af için başvurarak güvenlik statülerini düzenleyen (çev: temiz sicil belgesi) ve tutuklanmayan bazı insanlar da var. Şam Üniversitesi üçüncü sınıf tıp öğrencisi olan 22 yaşındaki Muhammed, Qaboun’da yaralı sivilleri gönüllü olarak tedavi etmeye başladıktan sonra, Kasım 2012 tarihinde aranılan kişilerin yer aldığı bir listede ismini görmüş.
Muhammed Syria Deeply ile yaptığı mülakatta şöyle diyor:
“Yeteri kadar eğitim ve tecrübem olmamasına rağmen gönüllü olmuştum, çünkü orada yeterli sayıda doktor yoktu”
Şubat 2014 tarihinde hükümet ve Özgür Suriye Ordusu arasında ateşkes ilan edildiğinde çalışmalarına dönmek isteyen Muhammed, güvenlik statüsünü düzenletmek için başvuru yapmaya karar vermiş. Hükümet ve Qaboun sakinleri arasında iletişimi sağlamak amacıyla daha sonradan bir uzlaşma komitesi oluşturulmuş. İki ay sonrasında yerel güvenlik merkezine giden Muhammed bombalanan sivillere tıbbi yardım sağladığını kabul etmiş.
Muhammed şöyle diyor:
“Sorgulama için gelen yetkili benden yaptığım işler hakkında detaylı bilgi vermemi istedi; mali anlamda bu işleri kimin desteklediğini, ilaçların nereden geldiğini ve kimlerle birlikte çalıştığımı sordu.” Muhammed tüm bu sorulara cevap verdikten sonra salıverildiğini söylüyor ve ekliyor: “Ertesi gün statümün düzenlendiğine dair bir belge elime ulaştı.”
Muhammed kendisin şanslı olduğunu ve af için başvuru yaptıktan sonra tutuklanan onlarca insanın bulunduğunu söyleyerek; eğer af başvurusunda bulunanların tümü tutuklansa bir daha kimse başvuru yapmayacağı için kendisi gibi bazı insanları salıverdiklerini ifade ediyor.
Bununla beraber Suriye Kızılhaç’ında gönüllü olarak çalıştığını söyleyen Muhammed, hala tutuklanma korkusu içinde yaşadığını belirterek şöyle diyor:
“Benimle birlikte çalışan bazı kişiler, statülerini düzenletmelerine rağmen daha sonradan tutuklandılar. Diğer bazıları ise zorla askere alındılar”
Muhammed’in arkadaşlarından birisi ise aftan yararlandıktan sonra tutuklanmış ve daha sonra işkence altında öldürülmüş.
28 Ağustos 2015 / Ahmad al-Dimashqi
Tamer Güner, 03.09.2015, Sonsuz Ark, Çevirmen Yazar, Çeviri,
Makalenin Orijinali:
http://www.syriadeeply.org/articles/2015/08/8076/syrians-risk-disappearing-applying-amnesty/