"belledim taşların lezzetini
suların sertliğini"
ne varsa içimde
düne bugüne yarına dair yaktım
yaktım özlemlerimi de
erken saatlerinde günün
zorlanan bir ömrün körpe devirlerinde
***
gözlerin ayartıldığı
toprağın yarıldığı
suların karardığı zamanlarda
belledim taşların lezzetini
suların sertliğini
haykırmayı belletecek
çağrılara tıkandı kulaklarım
***
gördüm
yeni baharlara ertelenen geleceğin
kenti bir baştan bir başa kat ederken
gözleri renklere duyarsız
motorlu böceklerin
tekerlekleri altında kalışını
seyrine çıkılmayan
üstü çizilmişlerin