“Dünyanın Müslüman çocuklarının değerleri tehlike altında”
Takdim
İyi şeyler de olmuyor değil. Mesela dünyanın her bir tarafından ülkemize eğitim
görmek için öğrenciler geliyor. Bu öğrencilerin sayısı geçen seneki rakama göre
81 bine ulaşıyor. Üstelik kendilerini yalnız hissetmesinler diye büyük çabalar
sarf eden dernekler kuruluyor. 2004’te SADER ile başlayan, Bâb-ı Âlem
Uluslararası Öğrenci Derneği ile olgunlaşan, Sefire-i Âlem ile güzelleşen
misafir öğrenci çalışmaları, çatı konumundaki UDEF’in kurulmasıyla kurumsal bir
zemine ulaşıyor.
UDEF ne yapıyor? Daha doğrusu bu misafir öğrenci dernekleri
niye bu kadar çabalıyor? Amaç ne? Niye dünyanın dört bir tarafından öğrenciler
üniversite okumak için ülkemizi tercih ediyor? İşte bütün bu soruları, UDEF’in
yürütme kurulu üyesi ve hanımlar komisyonu başkanı Şeyma Üstün’e sordum.
“Arnavut
bir öğrenci ile Afrikalı bir öğrencinin kısa zamanda sanki bir dost gibi çok
samimi olabildiklerine şahit olduk. İslam kardeşliğini bu çatı altında bu
öğretiyle gerçekleştirebilme şansını yakalayabiliyorlar. Karşılıksız yapılan
iyiliğe bir anlam veremeyenler, ‘ümmet’ kelimesini hayatlarında hiç
duymadıklarını söyleyenler bile var.”
“Dünyanın
Müslüman çocuklarının değerleri tehlike
altında”
İslam
coğrafyasından okumak için Türkiye’yi seçen Müslüman öğrencilerin arasında bir
şeyi karşılık yapmaya bir anlam veremeyenler olduğunu söyleyen Üstün, “Ümmet
kelimesini bile hayatında ilk kez duyanları gördük” dedi.
Öğrencilerin
İslam ülkelerinden gelseler de popüler kültürün tahribinden geçtiklerinin
belirten Üstün, “Bizim çocuklarımızın değerleri tehlike altında. İstiyoruz ki,
Türkiye’de bu kadar kültürel ve değerler eğitimi aldıktan sonra ülkelerine
götürmeleri, kendi insanlarına ve ümmete hizmet etmeleri” diye konuştu.
***
Sevda Dursun: İşin özü
bayanlar açısından Sefire-i Âlem’de başlıyor. Sefire-i Âlem ne zaman kuruldu?
Şeyma Üstün: 2008 yılında Sosyal Araştırmalar ve
Kültürlerarası Dayanışma Derneği (SADER) bünyesinde yalnızca kız öğrencilere
yönelik başlayan bu çalışmalar, 2010’da kurulan Sefire-i Âlem Uluslararası
Öğrenci Derneği bünyesinde devam ediyor. Sadece bayan öğrencilere hizmet
vermekte. Bu nedenle alanında büyük bir boşluğu dolduruyor. Örnek alınması
gerekli bir çalışma modeli diye düşünüyorum.
Sevda Dursun: Hangi
amaca hizmet ediyor, bu yabancı öğrenci çalışmaları?
Şeyma Üstün: Bir
millet olma bilincinin, barışın ve adaletin hüküm süreceği yeni bir dünya
oluşturma yolunda evrensel kardeşlik bilincine, birlikte yaşama kültürüne
sahip, temel dini bilgiler açısından donanımlı, çağdaş dünyayı ve dünya
sistemini tanıyan, organizasyon
kabiliyeti yüksek, ülkesinin, ihtiyaçlarının ve durumunun farkında olan, İslam
kültür ve tarihinin ana hatlarından haberdar, farklılıklara karşı müsamahalı,
ufku açık, yeryüzünde iyiliği yaygınlaştırmaya ve adaleti hâkim kılmaya yönelik
çalışan nesiller yetiştirmek amaçları arasındadır. Ülkemize Balkanlardan Kuzey
Asya’ya, Güney Asya’dan Afrika’ya, Ortadoğu’dan Kafkasya’ya kadar dünyanın dört
bir yanından üniversite eğitimi için gelen genç kardeşlerimizin kendilerini
evlerinde hissetmelerini istiyoruz. Dahası farklı medeniyetleri tanımak
amacıyla bir araya gelerek kendi ülkelerinin sosyal yapıları hakkında araştırma
yaparak veya yaptırarak, bu çalışmalardan elde edilen sonuçları derleyerek, bir
millet olma bilinciyle beraber medeniyet yürüyüşümüze katkıda bulunabilmek
arzusundayız inşallah.
Sevda Dursun: Dünyanın
birçok yerindeki bu öğrenciler, hangi sebeplerle üniversite için Türkiye’yi
seçiyor?
Şeyma Üstün: Kıtaları
birbirine bağlayan, birçok kadim kültürün gelip geçtiği hoşgörü, anlayış ve
kardeşliğin uzun yıllar hüküm sürdüğü bereketli Anadolu topraklarındayız. Sahip olduğu kültür birikimi, her türlü
konumu itibariyle geçmişini geleceğe taşıma gayretini elden bırakmayan
insanların vatanı burası. Bence bu çok şey ifade ediyor olmalı. Bazı öğrencilere
Avrupa’dan da burs çıktığı halde, Türkiye’yi tercih ettiklerini söylüyorlar ve
diyorlar ki, “Kültürümüz çok farklı değil, gelişmiş bir ülke, bana katacağı çok
şey var.” Geldiklerinde de hayal kırıklığına uğramamış olmaları bizim için
önemli. Ayrıca zaten Türkiye’de, 90’lı yıllarda, Uluslararası Büyük Öğrenci
Projesi adı altında başlatılmış bir geçmişi de var. Özellikle Türk ve akraba
toplulukları ülkeleriyle karşılıklı işbirliğinde başlamıştı. Devamında ülkeler
arası eğitim işbirliği faaliyetleri, konsolosluklar arası çalışmalar,
şimdilerde üniversiteler işbirliğiyle karşılıklı tercih sebepleri geliştirilmiş
ve imkânlar çoğaltılmıştır.
Sevda Dursun: Sefire-i
Âlem başta olmak üzere yabancı öğrenci dernekleri neler yapıyor?
Şeyma Üstün: Bu
öğrenci kardeşlerimiz geleceğin inşasında iş ve söz sahibi, aile reisi,
evlerinin hanımefendileri, çocuklarının anneleri olacaklar. Burada üniversite
okuyorlar, mesleki eğitimlerini alıyorlar. Ama her şey o demek değil. Çoğunluğu
İslam coğrafyasından geliyor olsa bile İslam coğrafyasının durumu malumumuz.
Nitelik ve niceliğe ihtiyacımız var. Her geçen gün dünyanın gidişatına
baktığımızda, bizim çocuklarımızın da değerler eğitimi ile alakalı tehlike
altında olduğunu düşünürsek, İslam ülkelerinden gelmiş olması, popüler kültürün
tahribinden geçmemiş olmaları anlamına gelmiyor maalesef.
Bu
minvalde Sefire-i Âlem ve diğer uluslararası öğrenci derneklerimizin kendi
içlerinde oluşturmuş oldukları birimler mevcut. Eğitim birimi olarak misafir
öğrencilerin kişisel, akademik, mesleki, dini gelişimlerini sağlamak amacıyla
lisansa hazırlanan öğrenciler için YÖS seminerleri, Türkçe dil seminerleri,
yüksek lisans ve doktora öğrencileri için ALES seminerleri, değerler eğitimi
isteyen öğrenciler için ihtisas grubu seminerleri verilmekte, ilim erbabı olan
ve ayrıca rol model şahsiyetler ziyaret edilmektedir. Ayrıca gelişim
seminerleri, eğitim kampları, çalıştaylar, misafir öğrencilerimizin hazırladığı
kendi ülkelerinin tanıtım panelleri çalışmalarımız içerisinde yer almaktadır.
Sevda Dursun: Biraz
gözlemlerinizden söz edebilir misiniz?
Şeyma Üstün: Gerçekte
onlara öğretiyor gibi görünüyoruz, ama biz onlardan çok şey öğreniyoruz.
Kültürlerin kaynaşmasına karşılıklı vesile oluyoruz. İnsan olmanın doğallığı
içerisinde pek çok ortak noktada buluşuyoruz. Bu çalışma ile alakalı Türkiye
toprakları çok farklı bir zenginliğe ulaşmış ve daha da ulaşmaya devam ediyor.
Ensar ve muhacir kardeşliğini âcizane yaşamaya çalışıyoruz. Bu onların şahit
olmadığı, bazıları için ise farkında bile olmadıkları bir kavram olabiliyor.
Bir şeyin karşılıksız yapılıyor olmasına anlam veremiyorlar ilk etapta. Arnavut
bir öğrenci ile Afrikalı bir öğrencinin kısa zamanda çok samimi ve dost canlısı
olduklarının şahitleri olduk. İslam kardeşliğini, bu çatı altında, bu öğretiyle
birlikte gerçekleştirebilme şansını yakalayabiliyorlar. Ümmet kelimesini hiç
duymadıklarını söyleyenler var.
Sevda Dursun: Kalacak
yer, burs filan ayarlıyor musunuz öğrencilere?
Şeyma Üstün: Belli
oranlarda ayarlıyoruz. Gönüllülerimizin yardımlarına göre burs oranlarımız
değişiyor. Bazı öğrenci evleri ile ilgileniyoruz, fakat kalacak yer olayına
yetişmek mümkün değil. Benzer kardeş kurumlara yönlendirme yapabiliyoruz ancak.
Türkiye genelinde 81 bin öğrenciden bahsediyoruz. 2008’de bu rakam 25-30
binlerdeydi. Bu öğrencilerin Türkiye’ye getirilmesinde bir teşvik var, teşvik
olduğu gibi alt yapıyı da oluşturmak zorunluluğu var tabii.
Sevda Dursun: UDEF, bu
çalışmaların çatısını oluşturuyor. Neler yapıyorsunuz UDEF olarak?
Şeyma Üstün: UDEF,
Uluslararası Öğrenci Dernekleri Federasyonu olarak bünyesinde 45 dernek ve 28
temsilci barındıran çatı kurumdur. Bünyesindeki derneklerin kendi aralarındaki
koordinasyonu sağlar. İhtiyaç hasıl olan bölgelerde öğrenci derneklerinin
kurulmasını teşvik eder. Misafir öğrenci algısının toplumumuzda sağlıklı bir
şekilde yerleşmesi için çalışır ve onların eğitim, sağlık ve emniyet
konularındaki sıkıntılarının çözümü için devlet kurumlarıyla işbirliği
içindedir. Bu çatı kurumda bizler, bir grup gönüllü arkadaş olarak Sefire-i
Âlem’in ilk yönetim ekibi olduğumuz için, oradaki tecrübeyi bünyemiz altındaki
Uluslararası Öğrenci Dernekleri’ne (UÖD) aktarmaya çalışıyoruz. Bir anlamda da
buna kurumsallaşma ve hizmet içi eğitim diyebiliriz.
Sevda Dursun: Çalışanlar
gönüllülerden mi oluşuyor?
Şeyma Üstün: Dernek
merkezinde istihdamlı olanlar da var. Ama bu sadece istihdamla olacak bir şey
değil. Bu, bir grup, ekip, gönül çalışması. Biz kendi insanımızı bu çalışmanın
içine katmakla bunun “salih amel” boyutunu paylaşmak istiyoruz. Bu niyet üzere
de her geçen gün gönüllü kadrolarımız genişlemekte Allah’a şükür. Bu çalışma
modeli misafir öğrencilerin Allah rızası için yapılan işlerin bereketine şahit
olmalarını sağlıyor.
Sevda Dursun: Bu
öğrenciler sizinle 3-5 sene kalıyor. Kendi ülkelerine döndükten sonra geri
dönüşüm oluyor mu?
Şeyma Üstün: UDEF, geçen yıl “mezunlar bölümü” diye bir birim
oluşturdu. Bağlantı noktasında dernekler kendi mezunlarını tespit ediyor. Biz
de burada her yıl öğrencilerimize mezuniyet töreni yapıyoruz. Hediyeleşmelerin,
folklorik gösterilerin olduğu bu törende öğrenciler mezuniyet coşkularını
aileleriyleymiş gibi hissederek yaşıyorlar ve bu muhabbetin kendi
memleketlerine döndüklerinde hatırda kalır bir sevgi bağı oluşturduğunu ümit
ediyoruz. En önemlisi, onlar kendi ülkelerinde Türkiye’yi de temsil ediyorlar.
Sevda Dursun: Evlenip
kalan, buraya yerleşen olmuyor mu?
Şeyma Üstün: Çok
fazla olmuyor. Biz istiyoruz ki, bu kadar kültür ve değerler eğitimini alıp
kendi ülkesine götürüp orada da insanına, ülkesine; dahası ümmete hizmete devam
edebilsin. Bu süreç önemli ve bunu onlara da söylüyoruz. Ülkelerine dönüp güzel
işler yapmalarını istiyoruz. Dolayısıyla bu onlara teşvik oluyor. Bazı doktora
öğrencileri döndükten sonra orada bir sivil toplum hareketi gibi bir çalışma
yapacaksa, dönüp bununla ilgili bizden yardım istiyor. Bu da çok güzel bir şey.
- UDEF’in öğrenci şurası 2-8 Kasım’da
- Uluslararası Dernekler Federasyonu (UDEF) tarafından düzenlenen “Uluslararası Öğrenci Şurası”, 26 ülkeden gelecek akademisyen ve STK temsilcilerinin katılımıyla 2-8 Kasım tarihleri arasında İstanbul’da gerçekleştirilecek. Yıldırım Beyazıt Üniversitesi ile ortaklaşa, “Uluslararası Eğitim ve Eğitimin Uluslararasılaştırılması” konulu akademik bildirilerin sunulacağı bir sempozyum olacak. Sempozyum 6-8 Kasım tarihleri arasında Yıldız Teknik Üniversitesi Davutpaşa Kampüsünde
- bulunan kongre merkezinde yapılacak. Sempozyumun amacı öğrenci hareketliliğine katkı sağlayacak üst yapılanmanın teşekkülünü sağlamakla beraber, uluslararası eğitim konusunda bir literatür taraması yapmak ve akademik çalışmalara kaynaklar hazırlamak.
Sevda Dursun Yazıları
Takip et: @sevdadur
Sonsuz Ark'ın Notu: Sevda Dursun Hanımefendi'den çalışmalarının yayınlanması için onayı alınmıştır. Seçkin Deniz, 12.09.2015
İlk yayınlandığı yer: Diriliş Postası