"Seçimleri, şaşmaz ölçümüz olan 'Düşmanın okunun istikameti' üzerinden okumakta ısrarcı olacağız.."
Ya geçin bunları! Erbakan Hoca ölünce ve Tayyip Erdoğan ve ekibi oradan kopup parti kurunca birden bit pazarına nur yağdı misali değere bindi. Rahmetliye sağlığında yapmadık pislik, şirretlik yapmayan 80 küsur yaşında iken uydurdukları cezayı evinde geçirmesine izin verdiği için Ak Parti'yi topa tutan Laiküs Kemalist yüzsüzler; rahmetlinin siyasi rekabet saikiyle söylediği sözleri ısıtıp ısıtıp piyasaya sürüyorlar..
Bu ülkede Amerika'daki Siyonist lobinin okeyini/icazetini almadan siyasette yükselinemeyeceğini ortaokul öğrencileri bile biliyor. Bir de İngilizlerin çekilirken bıraktığı sömürge valisine tapanların bağımsızlık tripleri artık hiç çekilmiyor..
Önemli olan tek bir gerçek var ortada ilk defa getirenler, gelmesine izin verenler götüremiyorlar. Gördüğümüz kavga, toz dumanın sebebi bundan..
Anadolu halkı 7 Haziran’da 90 yıldır taksit taksit çözmeye çalıştığı esaret zincirlerini özlemiş olmalı ki ilk defa fabrika ayarlarına geri dönmüş ve ülkeyi kendilerine şartlı devredenlere tekrardan davetiye çıkarmıştır. Buna futbolda kendi kalesine gol, rajonda kendi ayağına sıkmak deniyor.
İnşaallah çok geç olmadan bu fetret dönemini atlatır ve Kraliçe Arı ve şürekasına İzmir'den denize dökme tiyatrosunu yutmadığımızı ve olması gereken Boğaz'dan denize dökmeye niyetli olduğumuzu gösteririz müstevlilerimize. 1 Kasım seçimleri o yüzden‚ hop bir dakika ne oluyoruz? O kadarda uzun boylu değil seçimi, 7 Haziran’daki ayarı bozuk sonucun sağlamasını yapma seçimidir.
7 Haziran’da içeride oyunu artıramayan ana muhalefetin temsilcilerinin sevinç çığlıkları, kazanmanın değil, engellemenin, kazandırmamanın , verilen ihaleyi başarmanın emanet sevincidir.. Esas sevinenler ise sevinçlerini saklamayacak kadar açık ve net oynamaya başlamışlardır bile.
7 Haziran'da hükumete rakip olarak piyasaya sürülen aktörlerin yönetmek için değil devirmek ve devretmek(!)le görevli olduğu net bir şekilde anlaşılmıştır. En azından iktidar(!) olamayacağını bildikleri için hükumet denklemlerinden uzak durmaları görüldüğü kadar da aptal olmadıklarını da göstermektedir.
Geçtiğimiz koalisyon süreci gündemi devirenlerin, ülkeyi devirtenlere nasıl teslim edileceği veya buradan size ekmek yok diyen vatanseverlerin resti gündemi şeklinde geçmiştir.
Seçimleri, şaşmaz ölçümüz olan 'Düşmanın okunun istikameti' üzerinden okumakta ısrarcı olacağız..
Ya Amerika, İsrail, İngiltere, Almanya ve İran'da rejimlerin operasyonel sözcüsü olan medya organlarının yükseltikleri salyalı sevinç çığlıkları üzerinden okuyacağız seçim sonuçlarını ya da Bosna'dan, Filistin/Gazze'den, Somali'den, Doğu Türkistan'dan, Myanmar'dan, Suriye'den, Halep'ten hasılı dünya mazlumlarının döktüğü göz yaşına karışmış şükür dualarından, sevinç naralarından anlayacağız.
Son söz: ya nerede kalmıştık diye kaldığımız yerden ayağa kalkıp yürüyüşe devam edeceğiz, hep beraber ayağa kalkıp, doğrul Türkiye kararını vereceğiz ya da yüz yıllık esaretten kurtulmak bir başka, bir uzak bahara kalacak ve buraya kadarmış diyeceğiz.
Olay bu kadar basittir.
Naim Okur, 31.10.2015, Sonsuz Ark, Konuk Yazar, Gündem
Naim Okur Yazıları