"Türk dilini kullanan her üç ülkede de 1 Kasım günü, geleceği yönlendirecek seçimlerin yapılması tesadüf olmasa gerek. Her üç ülkeye de dün yapılan seçimlerin sonucu hayırlı olsun…"
KKTC’de UBP Genel Başkanlık, Türkiye ve Azerbaycan’da da Parlamento seçimleri yapıldı.
KKTC’de gerçekleşen UBP Genel Başkanlık seçimi, hem iç siyasette, hem de dış siyasette parametreleri değiştirebilecek önemde. Mevcut CTP-UBP koalisyonunun geleceği ve endirekt olarak da müzakerelerin gidişatı, dünkü seçimin sonucu ile birebir bağlantılı.
UBP’nin delege sisteminden çıkıp, üye sistemine geçmesi, konuşmaların Cumartesi, oylamanın Pazar günü yapılması, seçim pusulalarının optik okuyucular ile okunması, her adayın seçim salonu dışında kendi standını kurarak üyeler ile bire bir temas kurma çabaları, 9 binden fazla üyenin cep telefon numaralarının adaylara verilerek elektronik iletişimin seçim propagandası içinde yer alması, salonda seksenden fazla oy kabininin bulunması, her ilçe için ayrı ayrı bilgisayar sistemi ve ortak bir bilgi ağının oluşturulması ve mükemmel denecek düzeydeki seçim organizasyonu hem göze çarpıyor hem de UBP’nin kendi siyasi tarihi içinde bir ilki oluşturuyor.
Umarım devletimiz de bu sistemi benimser ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri ile Genel ve yerel seçimlerde oy kullanımı ve oy sayımı da böylesi bir sistemle yapılarak, hem erken sonuç alınır hem de ederi birkaç milyon TL’yi aşan seçim görevlilerinin fazla mesai anlayışında dayalı ücretleri de daha düşük bir düzeye çekilir.
Türkiye’deki Parlamento seçimi ise çok önemli, önemli olduğu kadar da kritik. Türkiye’nin KKTC, AB, Kıbrıs Rum, Rusya, ABD, Orta Doğu ülkeleri ve Suriye ilişkileri ile Türkiye’nin Güney Doğusunda yaşanmakta olan terör olaylarının kaderi bu seçimde yatıyor.
Türkiye’deki seçimin sonuçlarının Kıbrıs’ta Akıncı ve Anastasiadis arasında sürdürülmekte olan “Çözüm Müzakereleri”ni birebir etkileyeceği kesin. Olumlu veya olumsuz muhakkak müzakerelerin gidişatına bir etkisi olacak.
Zaten Rumların nüfus, mülkiyet ve yönetim konularında ortaya koydukları açgözlülük ve doyumsuzluk, müzakereleri hızla çıkmaza doğru sürüklemeye başladı. Son 47 senedir yaptıklarının aynısını gene sahnelemeye başladı Rumlar.
Anastasiadis çok pişkin bir adam. 1963-1974 yılları arasında yollardan, evlerden, işyerlerinden ve tarlalarından toplayarak acımasızca katlettikleri Kıbrıslı Türklerin gömüldükleri yerleri tespit etmek için ve de suçluları yargıya taşımak için aradan geçen 52 yıl içinde hiçbir girişim yapmamasına rağmen, kayıp kişileri yerlerinin tespiti konusunda pişkince Türkiye’yi suçlamaya çalışması ne denli samimiyetsiz olduğunu göstermekte.
Sen iğneyi kendine batırma, sonra da çuvaldızı başkasına batırmaya çalış ve Türkiye’yi kına. Buna “Bizans politikası”, daha doğrusu “İkiyüzlü politika” denmekte. Kısacası garantör Türkiye Hükümetinin Kıbrıs konusundaki yaklaşım ve pozisyonu, bizim geleceğimizi yakından ilgilendiriyor.
***
Azerbaycan’daki Parlamento seçimleri ise Azerbaycan’ın özgürlüğü ve egemenliği açısından önem taşımakta. Bir takım dış güçler Azerbaycan’daki istikrarı bozmak ve Aliyev iktidarını devirerek kendilerine bağlamak hesabı yapıyorlar.
Bütün çabalarına rağmen 2015 seçimlerine bunu yetiştiremediler şimdi hedefleri de 2020 seçimlerinden evvel bu işi kökünden halletmek. Aliyev hükümeti oynanan oyunun ve kurulmak istenen tezgahın farkına vardı ve tedbirlerini aldı ama tehlike halen geçmiş değil.
Azerbaycan’da 5 milyon 200 binden fazla kayıtlı seçmenin bulunuyor. Parlamentodaki 125 sandalye için 767 aday yarıştı. Seçmenler, Bakü ve diğer illerde kurulan 5 bin 547 sandıkta oylarını kullandılar. Seçimlerin favorisi gene, 2010 seçimlerinde 125 sandalyeden 72'sini kazanmış olan Aliyev'in başkanı bulunduğu Yeni Azerbaycan Partisi.
Türk dilini kullanan her üç ülkede de 1 Kasım günü, geleceği yönlendirecek seçimlerin yapılması tesadüf olmasa gerek. Her üç ülkeye de dün yapılan seçimlerin sonucu hayırlı olsun….
Ata Atun, 02.11.2015, Sonsuz Ark, Konuk Yazar, KKTC Stratejileri