"Demirtaş, eletist/lümpen değerler üzerine oturtulmuş bir ilerici (!) projedir; ama ne yazık ki sistem o kırma sınıfı ezip geçmek üzere."
Kürt ve Türk Solu arasındaki değer yargılarındaki farklılık lider kültüne de farklı yansıyor. Kürtler için daha önce destek verdikleri siyasi parti genel/eş başkanlarıyla Demirtaş arasında bir fark yok. Oysa Türk Solu bu konuda seçicidir.
Türk Solu, Kemalizm'den devraldığı imtiyazı Nişantaşı ve Kadıköy/Bağdat caddeli, Etiler, Bebek vs gibi sosyete muhitleri üzerinden daha rijit bir çizgiye taşıyarak çağdaşlıkla eklemlendirir. Onların düşünce kodları buralara dayanır.
Türk Solu varoşların köleleştirilmesini, onların aşağılık kompleksi içinde gönüllü olarak kapılarına bağlanmasını sağlayan elitist bir sınıftır. Türk solunun düşünce biçimini bu sınıfın değerleri belirler.
Kurucu kadronun giderek lümpenleşerek Batı kırması haline dönüştürdüğü bu sınıfın kendine has değerleri vardır ve bu değerler solda ancak Demirtaş gibi birisine yol vermektedir. Fiziken düzgün, yemek yapmasını bilen, enstrüman çalan ,modern görünümlü bir aileye sahip sosyete muhitine yerleştirdiğinizde her şeyiyle sırıtmayacak, kabul görecek biri..
Buradan bakarak Demirtaş'ın benlerini neden aldırdığını anlayabiliriz..
Cumhuriyetle birlikte ortaya çıkan bu lümpen sınıfın imtiyazı sadece sol ile sınırlı değildir. Klasik sağ da buralardan icazet alamadıkça sistemde kabul görmez. Özal'ın o nedenle kendini kabul ettirmek için ailesini feda ettiği, ayrı bir aileymiş görüntüsüne rıza gösterdiği söylenir.
Kitleselleşen muhafazakar partiler bu lümpen sınıfın beğenilerini mutlaka dikkate alırlar. Başka türlü kabul görmeleri imkansızdır. O nedenle onlardan destek alınmamış olsa dahi öncelikle onların memnuniyeti esas alınır. Bunu anlamak için etiler/levent metrosunun neden diğer metro istasyonlarından çok daha lüks olduğunu anlamanız yeterlidir.
Siyasal erkin yani sisteme yerleşmeyi amaç edinen kadronun kalkınma modelleri bu taleplere cevap verebilmesiyle değerlendirilir. Zira kalkınma modelleri için bu zümrenin memnuniyet seviyesinin üzerine çıkmak esastır..
Kapitalizm altta olanı yukarıya çıkarma vaadiyle kendini cazip kıldırır. Öykünecek bir sınıf yaratılamadığı sürece kapitalizm gelişemez ve yeni pazarlar kazanamaz..
Ak Parti iktidarı başından beri bu fotoğrafa uygun modeller geliştirdi ve Anadolu'yu öykünen yere çekmeye yarayacak modeller geliştirdi.
Bugün artık Anadolu insanı sosyetenin elindeki bütün imkanları elde edebilecek seviyeye geldi. Hatta öykünülecek lüks yaşamı içselleştirdi.
Bu durumu kimileri Anadolu muhafazakarlığının değerlerinin aşınması olarak değerlendirse de bozulması, lümpenleşmesi olarak değerlendirerek eleştirirken, elitist zümre bu değişimden oldukça rahatsız.
Zira; Anadolu lümpenleştikçe bu sınıf değerini ve anlamını yitiriyor..
Biz "Anadolu neden lümpenleş(tiril)iyor" diye yakınırken, onlarda imtiyazlarının yok oluşuna isyan ediyorlar.
Demirtaş, eletist/lümpen değerler üzerine oturtulmuş bir ilerici (!) projedir; ama ne yazık ki sistem o kırma sınıfı ezip geçmek üzere.
Bugünlerde duyduğumuz onların feryadıdır..
Adnan ONAY, 04.11.2015, Sonsuz Ark, Konuk Yazar