8 Kasım 2015 Pazar

SA2012/KY13-AO34: Mevlânâ'dan Garip Sözler

“Şeyh, Tanrı gibi aletsiz işler görür, Müridlere sözsüz dersler verir.” 
    (Şark İslâm Klasikleri, Mesnevi Cilt 2 Mevlana M.E.G.S.B. Yayınları 1988 baskısı, sayfa 101 b.3323. )


1- "Bu kitap Mesnevi kitabıdır, mesnevi, hakikate ulaşma ve yakin sırlarını açma hususunda din asıllarının, asıllarının asıllarıdır. Tanrı’nın en büyük fıkhı, Tanrı’nın en aydın yolu, Tanrı’nın en açık bürhanıdır... Mesnevi Âlemlerin Rabb’inden inmedir: Bâtıl ne önünden gelebilir, ne ardından. Tanrı onu korur, gözetir.”

(Şark İslâm Klasikleri, Mesnevi, Mevlâna, M.E.G.S.B. Yayınları, İstanbul 1988 çeviren Veled İzbudak. Cilt 1. Önsözden).

2- “Hazineyi açtılar, hepiniz elbiseler giyin,
      Mustafa gene geldi, hepiniz iman edin.” 

      (Mevlânâ Celâleddin, İnkılâb Kitabevi, İstanbul 1985, Dördüncü Basım. Abdulbâki Gölpınarlı, sayfa 203.)

3- “İmrûz menem Ahmed ni Ahmed-i pârine
      İmrûz merem anka ni murgak-i baçine”

Yani :

    “Bugün Ahmed benim :
     Ama dünkü Ahmed değil.
     Bugün anka benim :
     Ama yemle beslenen kuşcağız değil”

     (Mevlânâ Celâleddin, İnkılâb Kitabevi, İstanbul 1985, Dördüncü Basım. Abdulbâki Gölpınarlı, sayfa 203).

4- “Müslümanlığın kâfirliğin dışında bir ova.
      Uçsuz bucaksız ovada sevdamız uzar gider. 
      Anlayan var mı usulca başını kor.
      Ne Müslümanlığa yer var, ne kafirliğe yer.”

      (Mevlânâ Celâleddin, İnkılâb Kitabevi, İstanbul 1985, Dördüncü Basım. Abdulbâki Gölpınarlı, sayfa 298.)

5- “Enelhak kadehiyle
      Bir yudumcuk içen sızdı
      Tanrılık şarabından
      Şişelerle, küplerle içtim ben, sızmadım,
      Ben, sultanların aradığı sultan.”

      Ben hacetler kıblesiyim.
      Gönlün kıblesiyim ben. 
      Ben Cuma mescidi değilim, 
      İnsanlık mescidiyim ben.
     ................................

     “Gönlü sâf sûfiyim ben;
      Benim tekkem âlem, 
      Medresem dünya benim.
      Değilim abalı sûfilerden.”

      İster münacaat eri ol sen, 
      Meyhane rindi istersen;
      Bundan sanki ne çıkar ?
      Yok Cumartesiymiş, yok Cumaymış,
      Bence ne fark var?

      (Yukarıda. adı geçen eser. Mevlânâ Celâleddin, sayfa 292).

6- Başka bir söylevinde :

   “Tekmil medreseler minareler bir gün yıkılmayacaksa,
     İman küfür olmayacaksa bir gün, 
     Küfür bir gün imanın yerine geçmeyecekse, 
     İşte o zaman halimiz tamam :
     Artık bir daha ne kalenderliğin yolu yordamı bulunur, 
     Ne de dünyamıza layık bir adam.”

     (Yukarıda adı geçen eser. Mevlânâ Celâleddin, sayfa 297).

7- “Mansûr, şimdi olsaydı o, beni dâra çekerdi.” 
   
     (Yukarıda. adı geçen eser. Mevlânâ Celâleddin, sayfa 226).


8- “Ondan dolayı bence bütün şeriatler, bütün dinler birdir. Bence yüz binlerce yılla bir saat aynı.”

    (Şark İslâm Klasikleri, Mesnevi, Cilt I Mevlâna, sayfa 280 - , beyitler 3503-3504.)

9- “Zevk veren her şey, şu aşağılık kişiler, bir delil elde edip dadanmasınlar diye nehyedilmiştir. Yoksa şarab, çeng, güzel sevmek ve semâ, haslara helâldir, aşağılık kişilere haram.” 

    (Seçme Rubâiler, S, 43 rubâi CLXXII.) ( Bak, Abdulbaki Gölpınarlı’nın Mevlana Celâleddin isimli kitabının sayfa 198 - 199 - 200. İnkılâb Kitabevi 1985 baskısı.)

10- “Tanrı’dan vasıtasız verilmeyen ilim, gelini süsleyen kadının ona sürdüğü renk gibi diri kalmaz uçıp gider. 

     (Şark İslâm Klasikleri, Mesnevi Cilt 1 Mevlana M.E.G.S.B. Yayınları 1988 baskısı, sayfa 276 b.3449. )

11- “Şeyh, Tanrı gibi aletsiz işler görür, Müridlere sözsüz dersler verir.” 

     (Şark İslâm Klasikleri, Mesnevi Cilt 2 Mevlana M.E.G.S.B. Yayınları 1988 baskısı, sayfa 101 b.3323. )

12- “Kardeş, sözden el çek ki bizzat Tanrı, senden Ledün ilmini meydana çıkarsın.” 

      (Mesnevi Cilt 1 Mevlana , sayfa 291 b.3642. )

13- "Pir ‘Ey Bayezid nereye gidiyorsun, gurbet pılı pırtısını nereye kadar çekip süreceksin?’ dedi. Bayezid, ‘Hac mevsimi.. Kâbe’ye gidiyorum’ diye cevap verdi. Pir dedi ki: ‘Yol masrafı olarak yanında ne var?” Bayezid, ‘İki yüz dirhem gümüşüm var. Ridamın ucuna sımsıkı bağladım işte’ deyince, Pir (şeyh), ‘Etrafımda yedi kere tavaf et. Bu tavafı hac tavafından daha makbul bil. O dirhemleri de, ey cömert kişi, bana ver. Bil ki hac ettin, muradın hâsıl oldu. Umre ettin, ebedi ömre nail oldun, sâf bir hale geldin, Safa’ya koştun, Saiy erkânını yerine getirdin.” 

    (Mesnevi Cilt II Mevlana , sayfa 272 b.2238, 2239, 2240, 2241, 2242, 2243.)

14- Bunun üzerine Ömer, çalgıcıya dedi ki: “Senin bu ağlaman, aklının başında olduğuna delâlet eder. Yok olanın yolu, başka yoldur; çünkü aklı başında olmak da başka bir günahtır. Aklı başında oluş, geçmişleri hatırlamaktan ileri gelir. Geçmişin de Tanrı’ya perdedir, geleceğin de. Her ikisini de ateşe vur. Bu ikisi yüzünden ne vakte kadar ney gibi boğum boğum alacaksın?”

  (Mesnevi, Mevlana Cilt 1 sayfa 176 b. 2200 - 2201 - 2202 - 2203.)




Adnan ONAY, 08.11.2015, Sonsuz Ark, Konuk Yazar


Seçkin Deniz Twitter Akışı