13 Kasım 2015 Cuma

SA2036/TG160: Endonezya Hristiyanlaştırma Projesi'ne Direniyor; Ancak IŞİD Çarpıtması Sürüyor

Sonsuz Ark'ın Notu:
Aşağıdaki yorum-analiz, açtıkları kaçak kiliselerle Endonezya müslümanlarını Hristiyanlaştırmaya çalışan Batılı misyonerlerin amaçlarını anlayan Müslümanların verdikleri tepkileri çarpıtarak IŞİD gibi NATO-Pentagon ve müttefiklerinin ürünü olan bir terör örgütünü malzeme yapmakta ve kışkırtıcı bir dille Küresel Hristiyan Güçleri Endonezya'ya müdahaleye çağırmaktadır. Analizde misyonerleri ülkelerinde istemeyen Endonezya Müslümanları'nın eskiden 'Ilımlı' olduklarını şimdi ise radikalleştiklerini iddia eden wamp bir dil kullanılmaktadır; oysa gerçek açıktır, kaçak kiliselerle Hristiyanlaştırma projesini uygulamaya çalışanlara karşı rahatsızlıklarını yasal otoriteler eliyle yerine getirmeye çalışan müslümanların Ilımlı ya da Radikal olarak tasnif edilmesi ve böylece dış müdahaleye açık hale getirilmesi insan haklarına aykırıdır... Yahudiler ve Hristiyanlar radikal olma haklarını kullanırken yargılanmamakta ve yadırganmamaktadır. İnsanların zaaflarını kullanarak para ve batıda eğitim, iskan vaadiyle gençlerin dinlerini satın alanlara karşı direniş en doğal insanî haktır.
Seçkin Deniz, 13.11.2015

Endonezya'da Cihat ve Hristiyan Kliseleri
The Indonesian Jihad on Christian Churches

Açe bölgesinde bulunan Endonezyalı yetkililer, İslami emirler gereğince Hristiyan kiliselerini yıkmaya başladılar. Bu eylem Müslüman çetelerin kiliselere saldırmasından sonra gerçekleşti. Olaylarda en az bir kişi öldü ve binlerce Hristiyan yerlerinden edildi.

9 Ekim, Cuma günü, camideki ibadetten sonra ateşlenen yüzlerce Müslüman, yerel yetkililerden Açe’de bulunan tüm kayıtsız kiliselerin kapatılmasını istedi. İmamlar, diğer bölgelerde yer alan Müslümanları kışkırtan ve kiliselere karşı ayaklanarak onların yıkılmaları çağrısında bulunan yazılar gönderdi.

12 Ekim Pazartesi günü, yetkililer İslami liderlerle bir toplantı düzenleyerek 10 adet kayıtsız kilisenin iki hafta içerisinde yıkılması üzerinde anlaşmaya vardılar. Anlaşılan o ki bu süre, bu konuda acele eden Müslümanların taleplerini karşılayacak kadar kısa değildi.

Bir sonraki gün, bazılarının elinde balta ve palalar bulunan 700 Müslümandan oluşan bir çete yıkılacak kiliseler listesinde bulunmamasına rağmen bir kiliseyi ateşe verdiler. Kalabalık daha sonra başka bir kiliseye yönelince şiddetli çatışmalar meydana geldi. Hristiyan olduğu düşünülen bir kişi başından vurularak öldü. Silahlı çeteye karşı Hristiyanlar kiliselerini savunmaya çalışırken yaralanan insanlar oldu.

Yaklaşık 8000 Hristiyan yerlerinden edildi; çoğu sınır bölgelere kaçtılar. Korkmakta haklıydılar çünkü İslami liderler sözlü ve yazılı mesajlarına devam etmekteydi: ”Hristiyanları avlamaktan ve Kiliseleri yakmaktan vaz geçmeyeceğiz. Hristiyanlar Allah’ın düşmanlarıdır!”

Yerel otoriteler, şiddete başvuran ve kiliseleri yakarak ve onlara saldırarak kendi kanunlarını uygulamaya kalkışanları cezalandırmak yerine, 19 Ekim’de üç adet kiliseyi yıktı (bir Katolik misyon merkezi, iki Protestan kilisesi). İlerleyen günlerde yıkılan başka kiliseler de oldu; daha sonraki aylarda ve yıllarda onlarcası daha yıkıldı.


Yetkililer, kilise liderlerinden kendi kiliselerini yakmalarını istemişti. Kilise liderlerinden birisi olan Paima Berutu: “Bunu nasıl yapabiliriz?” diye sorarak : ”Bunu yapmamız mümkün değil... Bazılarımız, kadın ve erkekler, kilisenin yıkılışını uzaktan izledi. Acı vericiydi” diyor.

Açe’de durum hala gergin, başka bir papaz: “Şu an her kilise üyesi kendi kilisesini koruyor” diyor.

Yerlerinden edilmiş birçok Hristiyan muhtaç durumda, “umutsuz bir şekilde temiz su, yiyecek, giyecek, bebek maması, battaniye ve ilaç bekliyorlar.” Sınırda bekleyen Müslüman militanların hattı geçen bütün Hristiyanları vurma emri almış olduğu rapor edilirken oradaki Hristiyanlara erişmek oldukça güç.

Müslümanların çoğu ve bazı medya organları, kiliselerin kayıtlı olmamasını neden göstererek yıkımları meşrulaştırmaya çalıştı. Gerçekte ise Endonezya’nın 2006 tarihli İbadethaneler kararnamesine göre bir kilise için izin almak neredeyse imkânsız hale getirilmişti.

Kararnameye göre “farklı inanca sahip-büyük olasılıkla Müslümanlardan- 60 yerel haneden izin için imza” toplanmadığı ve krallık ile belediyenin din işleri ofisinden yazılı bir tavsiye kararı olmadığı takdirde kiliseler için izin elde edilemiyordu. Belediyenin din işleri ofisi, yerel şeyhten ve Müslüman büyüklerinin oluşturduğu konseyden meydana gelmekteydi ki bunlar, camilerde toplanıldığı zaman Müslümanları Hristiyanlara ve kiliselere karşı kışkırtan kişilerin bizzat kendileriydi. Hristiyan aktivistler, kayıt altında olmayan ve izinsiz inşa edilmiş birçok cami bulunduğunu fakat yetkililerin bu hukuksuzluğu görmezden geldiğini ifade ediyor.

Bir diğer kesim, kiliselere yakın zamanda gerçekleştirilen saldırıların, sadece İslam Hukuku veya Şeriatın resmen kabul edilmiş olduğu ve 2006’dan beri 1000’den fazla kilisenin kapandığı Açe’de gerçekleştiğine işaret ederek durumu meşrulaştırmaya çalışıyor.

Diğer yandan, İslam hukukunun uygulanmadığı Endonezya’nın diğer bölgelerinde tamamen izinli kiliseler bile saldırı altındadır. Bu kiliseler arasında Nekasi’de bulunan ve Şeriatın uygulandığı Açe’nin yaklaşık olarak 1500 mil güneyinde yer alan Philadelphia Protestan Kilisesi de bulunmaktadır. Gerekli evrakları bulunmasına rağmen Müslümanların şiddetli protestoları sonucunda orası da illegal olarak kapatılmıştır.

25 Aralık 2012 tarihinde, Hristiyan cemaatin Yılbaşı kutlaması için boş bir arazide toplanması üzerine aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu yüzlerce Müslüman, insanların üzerine taş, çürük yumurta ve dışkı dolu torbalar atmıştır. Polis olayı sadece izlemekle yetinmiştir.      

Bir kilise yetkilisi şöyle diyor: “Varlığımız istenmediği için sürekli olarak yerimizi değiştirmek zorunda kalıyoruz ve hazımsız grupların tehditleri nedeniyle saklanmak zorundayız… Polisin bize yardım edeceğini ümit ediyorduk, ancak cemaat üyelerine karşı meydana gelen birçok saldırıdan  (birbirlerinin evlerinde ibadet için gerçekleştirilen özel toplantılar da buna dâhil) sonra polisin de bu işin içinde olduğunu anladık.”

Bogor, İslam hukukunun uygulanmadığı bir diğer bölge. GKI Yasmin Kilisesi hakkında anlatılan hikâye, İslam hukukunun nasıl Endonezya hukukuna üstünlük sağladığını ortaya koyuyor. 2008 senesinde bölgede bulunan Müslümanlar tam anlamıyla kayıtlı olmasına rağmen kilisenin varlığından şikâyetçi olmaya başladığında yetkililer kiliseyi kapatmış.

Aralık 2010’da Endonezya Yüksek Mahkemesi tarafından kilisenin yeniden açılması emri verilmiş ancak Boyor belediye başkanı bu emre uymayı reddederek kapalı kalmasını sağlamış. O zamandan itibaren cemaat üyeleri Pazar ayinlerini üyelerin evlerinde ve bazen başlarında toplanan Müslümanların alayları ve saldırıları altında caddelerde gerçekleştiriyor. 27 Eylül Pazar günü kilise üyeleri 100. kez açık havada toplandı.  

Endonezya’daki cihat faaliyetleri çeşitli derecelerde Doğu Asya’nın tamamında devam ediyor ve sadece Açe gibi Şeriatın hüküm sürdüğü bölgelerle sınırlı değil. Endonezya bir zamanlar “Ilımlı İslam’ı” temsil ettiği için takdirle karşılanıyordu, daha sonra IŞİD’ten beklenen aşırılıkçı davranış şekli—nefret, saldırı ve kiliselerin yıkılması—görünen o ki bir norm haline gelmiştir.

Raymond Ibrahim / 11 Kasım 2015



Tamer Güner, 13.11.2015, Sonsuz Ark, Çevirmen Yazar, Çeviri, 



http://www.gatestoneinstitute.org/6860/indonesian-christian-churches

Seçkin Deniz Twitter Akışı