böyle bir edimde bulunan bir kadını kınamayacak olan kimseyi tasavvur edemeyiz ki kadın kendisi de böyle birini tasavvur edememişti bu yüzden bir utançla kıvranmanın tam eşiğinde bekleşirken kedi yavrusuna acıyarak bu utançtan sıyrılmayı geçirdi bir an aklından
kadın cennet çeşmesinden sağa dönüp oldukça meyilli sokaktan aşağı inmeye başlamaya karar verdiğinde aklında yirmili yaşlarında oldukça düzgün giyimli cakkılla sokaktan yukarı su taşıyacak genç bir adamla karşılaşma olasılığı yoktu öyle ki çeşme yukarıdaydı cakkılın kovalarının su ile dolu olması bu açıdan düpedüz saçmalık olurdu hani çeşmeyi geçmiş olsa o zaman bu gencin çeşmeden yukarıda bir yerde oturduğu çıkarsanır ve bu da tuhaf karşılanmazdı ya da sokaktan aşağı iniyor olsa
–kuşkusuz kovaların su dolu olması koşuluyla böyle diyoruz çünkü boş kovalarla çeşmenin önünden niçin geçip gitmiş olsun ki sorusu aklımıza düşer oysa böyle bir soru ile şimdilik uğraşmak bizi istemediğimiz konumlara sokar- yine tuhaf karşılanmazdı öyle ise yokuş yukarı cennet çeşmesine doğru düzgün giyimli genç bir adamın cakkılla su taşıması pek akla yatkın olmadığına katılmayacak birilerinin olması düşünülemez bu arada oldukça meyilli sokaktan aşağı inmeye henüz başlamaya karar verdiğinde düzgün giyimli genç adamın –ki omuzunda cakkıl olduğunda dair bir kurgudan öte bilgimiz olmadığından cakkılı anmayı yersiz buluyoruz burada- kadına çağrıştırdığı isimler s odaklıydı gencin adı büyük bir olasılıkla servet sami serdar süheyl sezai sırrı sadi suavi sungur sönmez sefa sezgin ve benzerleri ya da ve diğerlerinden biri olmalıydı yine de kadın kendisinin umduğu gibi biri olmadığını ayrımsayınca bu kere s sesine sahip bir ismin bu genç adama gitmeyeceğine karar verirken zorlanmayacağını söyleyebiliriz bu durumda genç adamın n sesine sahip biri olabileceği daha mantıklı görünürdü kadına ve genç adam nihat nedim nesimi nefi nur nabi naci nadi nadir nafi namık naim nasir nasip nasuhi ve benzerleri ya da diğerlerinden biri olabilirdi ve fakat kadın yokuş aşağı inmeye karar verdiğinde ve bunu eyleme döktüğünde oldukça meyilli sokağın tam da beklediği gibi bomboş olduğunu görme olasılığı oldukça yüksekti böyle olması doğaldı zira böylesi buzlu bir ortamda yokuş yukarı birilerinin çıkmaya kalkışması tuhaf bir meydan okuma olurdu gerçi tuhaf meydan okumalara insanların pek bir hevesli olduğunu bilmeyen yoktur hal böyle olunca sokağın boşluğu kadına tuhaf gelecektir ve kendi kendine sokakta hiç değilse bir iki kişi olmalıydı diyecektir en azından karşı yönden biri mutlaka gelmeliydi hani illede cakkılla su taşıyan biri olmasına gerek yoktu belki elinde telefon olurdu ve telefonda yokuş yukarı çıkarken kaymamak için ne denli mücadele ettiğini konuştuğu kişi merak etmiyor da olsa ona anlatır olurdu ve bu arada çöp tenekesinin önünde iri yarı bir köpekle yavru bir kedinin birbirlerine karşı takındıkları tutumu anlatır belki resmini çekip arkadaşına gönderebilirdi kadın kendi aklına düşürdüğü bu fotoğraf çekme işini kendine vazife olarak buyuracaktı ki aklına telefonunu şarj olsun diye evde bıraktığını anımsadı ve kendine kırıldı hatta öyle kırıldı ki kendiyle en az üç dört gün konuşmama cezası verdi kendisine kendisi cezayı onaylamasa da katlanacaktı şu kedi yavrusunun dillere destan kahramanlığını dünya alem bilmeliydi belki de iri yarı köpek pek bir pısırıktı evet kedi yavrusu kahraman olmasa da köpeğin pısırık olduğu açıktı belki de köpek bir köpek sever tarafından böyle eğitilmişti bir kedi yavrusuyla karşılaştığında kuyruk sallamayı yavru kedinin etrafında iki kez dönüp üçüncüde durup sonra havlamayı öğretmişti belki de köpeğine kadın bir köpeğim olsa ben böyle eğitmem dedi kendi kendine kendi kendiyle konuşma cezası verdiğini unutarak ve fakat sokak niçin her zamanki gibi değildi bir iki kişi olurdu kendisiyle birlikte yürüyen ya aşağı doğru ya yukarı doğru yürüyen birileri hep olmuştur oysa şimdi kimsecikler yoktu ve kendisi de gerisin geri dönmekle dönmemek arasında bocalarken kedi yavrusuyla oynaşan iri yarı köpeğin gülünç tavırlarıyla boğuşmak zorunda hissetti kendini oysa düzgün giyimli omuzunda cakkıl olacak olan genç bir adamın yokuş yukarı çıkması ihtimalinin yokluğu daha başattı düşünce dünyasında bu başatlığın mantıksal bir açıklaması olması gerekir diye düşündüğünü ayrımsadı kadın sonra da tükürdü ve hemen yaptığı bu eylemden utandı utandığını belli etmemeye çalışarak etrafına bakındı kendisini görmüş biri olabilirdi ve kınardı elbet kınayanı kınamasında herkes mazur görürdü böyle olurdu diyoruz çünkü sokağın başında dikilip duran sonrada hiç çekinmeden yere tüküren –allahtan balgam vari bir tükürük değildi öyle olsa hepten utanır belki oracığa boylu boyunca uzanırdı- böyle bir edimde bulunan bir kadını kınamayacak olan kimseyi tasavvur edemeyiz ki kadın kendisi de böyle birini tasavvur edememişti bu yüzden bir utançla kıvranmanın tam eşiğinde bekleşirken kedi yavrusuna acıyarak bu utançtan sıyrılmayı geçirdi bir an aklından çünkü utançla boğulmaktan utanca boğulmaktan daha hafif bir acı çekeceği düşüncesine kapılmıştı ya da böyle bir düşünceyle aydınlanmıştı desek fazladan bir şey demiş olmayız ve fakat kadının bütün bunların bir kurgudan ibaret olduğunun ayrımında olduğunu da inkâr edemeyiz zira kadın daha cennet çeşmesinden sağa dönüp oldukça meyilli sokaktan aşağı inmeye başlamaya karar aşamasındaydı ve sokakta henüz her hangi bir canlıdan henüz bir im yoktu iri yarı köpek ve iri yarı köpekle bir anlamda boğuşan kedi yavrusu görüntüsü de zihninin bir köşesine takılmış bir görüntü olduğunun bilincindeydi kadının gözünü korkutan kuşkusuz oldukça meyilli sokaktı ve kış dışı mevsimlerde yürümek bile her zaman ona zor gelirdi bu sokakta yürümek ister yokuş aşağı olsun bu yürüyüş ister yokuş yukarı olsun fark etmezdi ve kışın bu zorluk elbette katmerleşirdi ki bunu birkaç kez yaşamıştı yani epey bir deneyimi vardı ve yine kadın deneyimlerin insanı niyetlerinden uzaklaştıran birtakım yaptırımlara sahip olduğunu da biliyordu bu bilişte kuşkusuz bir başka deneyim ya da deneyimlerin sonucuydu ki bu bilgi ile gülüp dururdu kadın hem bunu her zaman yapardı her hangi bir zorlukla karşılaşmadan yapar gülerdi nedensiz gülmeler sananlar çıkıyordu elbet kadını gülerken yakalayanlar birçok kere gülmelerinin bir nedeni olduğunu anlatmaya çalışmış ve fakat muhataplarının anlamazlığı karşısında umursamazlığı seçmişti başkaları gülmelerinin nedensiz olduğu sanısıyla ona bakıp bakıp gülseler de kendisi gülmelerinin bir nedeni olduğunu biliyordu ve hem bu neden öyle azımsanacak bir neden de değildi bunu başkalarına kanıtlama gereksinimi de duymuyordu duymamasının haklı nedenleri de vardı nedenlerinin haklılığı üzerine kimi zaman kendisiyle de mantıksal bir takım çözümlemelere kalkışır bu kalkışmanın çıkmaz bir noktaya varmaması için de olanca gücüyle çaba gösterirdi ve bir keresinde böyle bir çaba gösterirken az kalsın bluzunu yakıyordu ütülerken işte bu yüzden daha dikkatli olmayı adet edinmişti ve şimdi de cennet çeşmesinin hemen başında bu ve bu parçal mantıksal yürütmeler eşliğinde durup ne yapmaya karar vermesi gerektiğini eni konu düşünmeyi seçmişti kadın seçiminin isabetli olduğunu biliyordu bu bilişle bungun yüreği ferahladı kendine geldi ve usulca yataktan aşağı önce ayaklarını sarkıttı sonra doğruldu ayak yordamıyla terliklerini buldu terliklerini ayağına geçirdi istemeyerek de olsa hapşırdı bir süre yataktan çıkmadan ayaklarında terlik oturmayı yeğledi
Cemal Çalık, 02.12.2015, Konuk Yazar, Sonsuz Ark, Öykü