9 Aralık 2015 Çarşamba

SA2164/KY35-YTK41: Hazar’ın Kıyısındaki Formüller

"Sonra toplantılar bitiyor yenileri başlıyor ve Hazar'ın zaten mevsime uygun kurşunîleşmiş suları akşam bastırdıkça yavaş yavaş kararıyor."


Eğer enerji uzmanlarına sorarsanız size onlarca (temeli atılmış ya da biraz ilerlemiş veya müstakbel) boru hattı haritası gösterip tek tek her birinin yaşanmakta olan çatışma ve krizin sebepleri arasındaki yerini söyleyeceklerdir.

Yok, eğer bir uluslararası ilişkiler uzmanıysa muhatabınız; önce Akdeniz, sonra Afrika, nihayetinde İpek Yolu eksenli bir stratejik açıklama zincirine hazır olun.

Bir siyaset bilimci ya da sosyolog, ideolojiler, milletlerin yapısı, son yarım yüzyıldaki değişimlere dikkatinizi çekecektir. Arap toplumlarındaki genç nüfus yoğunluğu ile şu iletişim dünyasına rağmen yönetim biçimlerindeki büyük çarpıklıklarla Batı'nın ikiyüzlülüğü üzerine istatistikleri ve çıkarımları vardır.

Teknoloji ve bilim üzerine çalışanlar enerji eksenli iddiaları çöpe atacak, başka şeyler söyleyecektir.
Tarihçiler bu duruma uygun en az beş örneğe çoktan sahip ve hatta bu misallerin sonuçlarına göre ne olduğunu değil ne olacağını da tahta başında problemi sonuçlandıran bir matematikçi edasıyla kesin dille aktaracaktır.

Kimi Rusya'yı Akdeniz'e indirir; kimi enerji konusunda bölgedeki bağımlılığı gittikçe azalan 'ABD'nin oyunu' der kimi Ortadoğu petrol ve doğalgazına hem de nasıl mahkûm Çin'e dikkat çeker… 

Almanya'sı, Fransa'sı, İngiltere'si de vardır bu strateji, taktik, tarih, enerji, uluslararası ilişkiler karmaşasında Asyalısı, Afrikalısı, Ortadoğulusu da.

Hazar'ın kenarında, Azerbaycan'ın başkentinde Başbakan Ahmet Davutoğlu ile ev sahibi ülkenin Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ortak basın toplantısı düzenliyor bu sırada.

Her yeni kurulan hükümetin ilk iki ziyaretinin Kıbrıs ve Azerbaycan olması epeydir teamül haline gelmişti. Kıbrıs sonrası Azerbaycan ziyaretine televizyon temsilcileri olarak biz de eşlik ediyoruz.

Rusya ile yaşanan kriz nedeniyle Azerbaycan ziyareti ayrıca birkaç açıdan birden önemli şu sıra.

Bölgeyle ilgili kurumların bağlı olduğu Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan'ın, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'ın, Ekonomi Bakanı Mustafa Elitaş'ın, Kültür Bakanı Mahir Ünal'ın heyette yer alması doğal.

Ekonominin direksiyonuna geçen Mehmet Şimşek, Enerji Bakanı Berat Albayrak ve Rusya ile ilişkilerin ilk gerilim noktası olan meseleler nedeniyle Tarım Bakanı Faruk Çelik'in olması ister istemez dikkat çekici.

Şüphesiz normal zamanlar için rutin bir heyet olsa da bugün daha kritik görünüyor göze. Heyette içinde muhtemel bir Lavrov görüşmesi de olabilecek uluslararası bir toplantıya giden Dışişleri Bakanı, yerine Müsteşar Sinirlioğlu'nun bulunması da bugün için önemli bir not.

Ve tabii ki ilgili hemen bütün kurumların en üst düzey bürokratlarının da bakanlarıyla birlikte katıldığı ziyarette MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın yer alması da herhalde konjonktürel durumu açıklıyordur.

Bu saydıklarımdan sonra bir havacı Tuğgeneral'in de uçakta bulunduğunu yazmam artık zaten sizi şaşırtmayacaktır.

Belli ki Türkiye, teamül haline gelmiş bu ziyarette durumu bütün yönleriyle kardeş Azerbaycan'la çok boyutlu görüşüyor, görüşecek.

Başbakan, sabah saatlerinde Putin'in tonu ve gerilimi artmış açıklamalarına cevap verirken bir yandan tansiyonu düşürme çağrısı yapıyor bir yandan bu durum devam ettirildikçe ortaya çıkacak sonuçların tek taraflı olmadığını muhatabına hatırlatıyor.

Ruslar belli ki yeni dönemin etkili savaş araçlarından propaganda ve algıyı yoğun şekilde kullanmaya devam edecek. Türkiye'de zaman zaman, “Bu muymuş Rusya diye gözümüzde büyüttüğümüz ülke ve onun lideri” diye küçümseyen yorumların sahiplerine, bu, gerçek olmamasının hiçbir önemi olmayan suçlamaların bir algı oluşturmak için yapıldığını ve yapılmaya devam edeceğini hatırlatmak isterim.

Rusya düşük vitesle başladığı ekonomik ambargoları düzenli olarak artırırken söylem düzeyinde uluslararası camiaya yönelik bir imaj çalışmasını yüksek tempoyla sürdürüyor.

Bizim de Rusların bu bel altından vurmaya çalışan uyanıklığına karşı gerekli hazırlıklarımızı yaptığımızdan şüphem yok.

Sonra toplantılar bitiyor yenileri başlıyor ve Hazar'ın zaten mevsime uygun kurşunîleşmiş suları akşam bastırdıkça yavaş yavaş kararıyor.

Denizi kıyısından seyrederken yeniden her gün yenisini okuduğum ama nihayetinde bana ne Ortadoğu, ne Işid ne savaş… hiçbiri için tatmin edici cevaplar vermemiş analizleri, yazıları düşünüyorum.

Avrupalının nasıl ısınacağı ile Tunuslu gencin gelecek hayalleri,

Amerika'da tüketilen elektrik miktarıyla çöl kıyısındaki kız çocuğunun bez bebeği,

Hamburgerin içinden çıkan at etiyle Kafkaslarda başıboş gezen yılkıların kaderi,

Bahse konu topraklar üzerinde binlerce yıldır yaşanan onca savaş, ittifak, anlaşma ile yıkılmış bir evin içinden çıkan yaşlı kadının kanlı yüzünü akıl alır şekilde birbirine bağlamayı başaramıyor, yine de hiçbir formül.


Yaşar Taşkın Koç, 09.12.2015, Sonsuz Ark, Konuk Yazar
Yaşar Taşkın Koç Yazıları








Sonsuz Ark'ın Notu: Yaşar Taşkın Koç Beyefendi'nin yazılarının yayınlanması için onayı alınmıştır. Seçkin Deniz, 16.07.2015


İlk yayınladığı yer: Yeni Şafak

http://www.yenisafak.com/yazarlar/yasartaskinkoc/hazarin-kiyisindaki-formuller-2023386

Seçkin Deniz Twitter Akışı