"Rus ekonomistler Ruble’deki düşüşün 2 puan daha artacağı ve enflasyonun da yüzde 17’e çıkacağı görüşünde hemfikirler. Hemfikir oldukları bir başka konu da Rusya’yı bu sıkıntılardan kurtaracak olanın gene Türkiye olacağı…."
Rusya Başbakanı Medvedev’in “Eğer biz Suriye’ye girmeseydik, önümüzdeki yıllarda Türkiye karşımıza devasa bir ülke olarak çıkacaktı” açıklaması ve Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin (SSCB) dağılış sürecini başlatan Rusya eski Devlet Başkanı Mihail Gorbaçov’un “Rusya, Türkiye ile sürtüşürse kaybeden kendisi olur” sözü boşuna söylenmiş değil.
Gerçekte dünya üzerinde küresel güç olmaya soyunan Rusya’nın elinde stratejik öneme sahip herhangi bir ekonomik güç yok. ABD, dünya üzerindeki petrol yataklarının yüzde sekseninin, Çin tüm kıymetli ve stratejik öneme sahip madenlerin çıkarıldığı ocakların kontrolünü elinde tutuyor. Rusya’nın elinde ise sadece kendi toprakları içinde çıkan petrol ve doğalgazdan başka bir şey yok. ABD dünya petrol ve doğalgaz fiyatlarını yapay olarak manipüle ederek Rusya’nın ekonomisini parmağında oynatıyor.
Dünya ham petrol varil fiyatının 1 Dolar düşmesi, Rusya’nın döviz girdilerini yaklaşık 2 Milyar dolar azaltıyor. ABD’nin Rusya’yı ekonomik olarak iflas ettirmek stratejisinin verileri doğrultusunda 2012 yılından beri düşüş trendine girmiş olan dünya ham petrol fiyatları Rusya ekonomisine ve bütçesine onarılmaz zararlar vermeye başlayınca Rusya Cumhurbaşkanı Putin çözümü bölgede gerginliği tırmandırmakta buldu.
Putin, eski adı ile IŞİD (Irak Şam İslam Devleti) yeni adı ile DAESH (ad-Dawlah al-Islamiyah fil-‘Iraq wa ash-Sham), Türkçe okunuşu ile DAEŞ terör örgütü ile mücadele etmek bahanesi ile petrol fiyatlarının düşmesini durdurmak istiyor. Hedefi petrol arzını azaltmak ve fiyatların yukarıya doğru dönüşünü sağlamak. Stratejisi de belli.
İlk hedefi Ortadoğu’da üretilen ham petrolün dünyaya dağılımını sağlayacak ve fiyatların daha da düşmesine neden olacak olan yeni petrol boru hatlarının yapımını ve mevcut boru hatlarının Akdeniz limanlarına bağlanmasını durdurmak.
Rusya’daki Cumhurbaşkanlığı seçimleri 2018 yılının Mart ayında. 2012 yılında yapılan değişiklikle Rusya Cumhurbaşkanlığı görev süresi dört yıldan altı yıla çıkarıldığı için bir sonraki Cumhurbaşkanlığı seçimleri 2016 yılı yerine 2018 yılında yapılacak.
Rusya’da son 3 yıldır petrol gelirlerinin düşmesinden dolayı başlamış olan ekonomik sıkıntılar artık Rus halkı tarafından da günlük yaşamda hissedilmeye başlandı. Cumhurbaşkanı Putin’in yurt içindeki prestiji ve saygınlığı da buna paralele olarak düşüşe geçince bundan kurtulmanın yolunu, Bizans’tan kalma çok eski bir yöntem olan, dikkatleri yurt dışındaki bir olaya çekmekte ve Rusların ebedi düşmanı olan kapitalist dünyanın Suriye’de çıkardığı karışıklığa karşı Suriye’nin yanında yer almakta buldu.
Burada durabilseydi ve Türkiye ile kasten veya da kazara sürtüşme içine girmeseydi, yurt içinde saygınlığı yükselişe geçecek ve bir müddet daha her şey yoluna girecekti ama olmadı. Bir şanssızlık oldu ve Türkiye ile ters düştü, karşı karşıya geldi.
Bir anda batı dünyası Türkiye’nin yanında yerini alınca ve de büyük boyutlarda açık veren bütçe nedeni ile Rusya’nın para birimi olan Ruble üzerinde enflasyonist baskılar artınca içte ve dışta durum Rusya’nın aleyhine döndü bir anda. Rus ekonomistler Ruble’deki düşüşün 2 puan daha artacağı ve enflasyonun da yüzde 17’e çıkacağı görüşünde hemfikirler. Hemfikir oldukları bir başka konu da Rusya’yı bu sıkıntılardan kurtaracak olanın gene Türkiye olacağı….
Ata Atun, 11.12.2015, Sonsuz Ark, Konuk Yazar, KKTC Stratejileri