"Sevgili karîlerimin (okuyucularımın) inanılmaz baskıları karşısında yelkenleri indirip yazmam isteklerine boyun eğdiğimi itirafla:)"
PAZAR YAZILARI -3-
Not 1: Bu yazı olay ve olguları etnosentrik yaklaşımlarla açıklamaya yönelik bir gönderme değildir.
Not 2: Rüzgârların sert esmesinin koşulları mevsimlerin karakteristik özelliği olsa da istisnai bir boyutları olduğunun da düşünülebilirliğine dikkat edilmeli, diye düşünüyorum.
Not 3: Pazar yazılarımız cebrî değil iradî olarak okunmalıdır.
Not 4: Not üçün dikkate alınması çok önemli
HIYAR SOYMANIN KALITSAL TEMELLERİ ÜZERİNE DOLAYIMLI BİR YORDAM
- ya da bizarlığın semantik çözümlemesine ilişkin bir yaklaşım-
Kurgu belki bir özlemin ifadesi olarak karşımıza çıksa da hali hazırda olanın kurgulanana göre olmasını gerektirecek bir nen olup olmadığına karar verecek yargı merciinin kuşkulu meşruluğu olduğunu belirtmeye bile gerek yoktur. Bizim bu yargıyla elde etmeyi ereklediğimiz şey kuşkusuz kurguların yersizliğini ima etmek değildir.
Hayır! Kimi kurguların yersizliği tüm kurguların yersizliğine dair bir kanıt olarak ileri sürülmesinin mantıksal olarak bir imkânı yoktur. Böyle bir imkân bulunsa da somut bir biçimde temellendirmeye kalkışıldığında kozmolojik bir paradigma kurulmazlığı sorunuyla karşılaşacağımız da hemencecik ayrımsanacaktır.
Bu ayrımsanışın sağlayacağı bilinçlilik durumu bize bir uzgörü kazandırsa da olası bir karşı çıkışın –örneğin ‘hiçbir kozmolojik paradigma bize ‘gerekir’leri buyuramaz’ türünde tümel bir önerme- bizim umulan sonuca ulaşamamızı kolayca sağlayacaktır.
Öyle ise hali hazırda olanın kurgulana göre yorumlama sapıncına karşı dikkatli olmanın kendiliğinden açık olduğunu kolayca ifade edebiliriz. Ve böyle bir yargıya karşı çıkılacak her tür karşıt düşünceye, sava kulaklarımızı tıkamamız düşünsel sağlığımız için zorunludur.
Bu zorunluluktan hareketle deriz ki, arzulananın kendini gerçekleştirecek bir olanak yaratması için mücadele elbette gereklidir, ancak varolanın kurgulanana göre yorumlanması boş bir çabadır. Henüz varlığını gerçekleştirememişin varolan karşısında gerçek nitelikleriyle duruşundan söz edilemez.
Burada soyulacak hıyarın soyulmuş bir hıyara karşı durumunu daha net bir biçimde görmüş oluyoruz. Soyulacak hıyarın soyulmuş hıyar karşında daha az yaralı, daha az zedelenmiş olması diye bir şeyden söz edemeyiz. Hâlbuki soyulmuş hıyarın durumunu gayet doğal ve gayet kolay betimleyebiliriz.
Bu betimlemenin nesnesiyle uygunluğunu test etmek de yine kolaydır. Kolaylığın bizi rehavete sürüklemesi gibi bir durum kuşkusuz burada da karşımıza çıkar. Her kolaylık beraberinde kendine özgü olan bir rehaveti içkindir. Bu içkinliğin –paradoksal olarak diyebiliriz- aşkınsal boyutu olduğunu ayrıca belirtmemiz gerek diye düşünüyorum.
Hıyar soymada kolaylığa ilişkin vargıyı irdelediğimizde karşımıza metodolojik bir problemin kendini duyurmasında bir tuhaflık olmadığını vurgulamalıyız. Hıyar soymanın metodolojisi hususunda söylenmesi gereken şeyler olduğu yadsınamaz bir gerçekliktir bu gerçeklik bağlamında hıyar soymanın kolay bir edim olduğu yanılsamasına ilişkin bir takım kanıtlar sunmanın gerekliliği açıktır.
Kuşkusuz insanlık tarihinde birçok nen 'kolay' olarak değerlendirilmiştir ve değerlendirilmektedir. Ve bunlardan biri de hıyar soyma edimidir. Bu konunun bir rivayet olarak ortalıkta dolaşan bir devletin meclisinde günlerce tartışıldığı söylenen yumurtayı hangi ucundan kırmalı konusuyla uzaktan yakından ilgisi yoktur.
Nihayetinde yumurtaya uygulayacağınız şiddet yumurtayı bir şekilde kıracakken hıyar soyma edimi kırma ediminden oldukça komplekstir. Gerek soyma ediminde kullanılacak soyma aracının seçimi gerek soyma işlemini yapacak kişinin soyma edimini yaparken hangi elini kullanacağı, sağlak birinin soyma aracına uygulayacağı basınç ile solak birinin soyma aracına uygulayacağı basınç kuşkusuz farklı olacaktır ve bu farklılıklar konunun ne denli kompleks olduğunu gözler önüne sermektedir.
Bu farklılıklar salt soyma işleminde uygulanması olası basınç değildir. Solak birinin soymak için seçtiği hıyarın ebadı ile sağlak birinin seçtiği hıyarın ebatları da farklı olabilir. Solak biri ince uzun ve bir tarafı diğerinden kalın bir hıyarı seçerken ya da solak biri kalın ve kısa ve bir tarafı diğerinden daha kalın bir hıyarı seçerken ya da solak biri orta boy ve ince bir hıyar seçerken, sağlak biri bu seçimlerin tamamen tersini yapabilir ve soyma aracını da her biri birbirinin aynı açıyla tutabilecekleri gibi farklı açılarda da tutabilirler.
Açıların aynılığı ya da farklılığı dahi hıyar soyma metodolojisinin ne denli önem arz edeceği okuyucu için açıktır sanırız. Böylesi önemli olan şeyde herkesi kucaklayacak bir metoda ne denli ihtiyaç duyulduğu da ortadadır. Ve fakat zorluk şuradadır ki, böyle bir metot oluşturmanın olanakları neredeyse yok gibidir.
Hal böyle olunca şimdilik mevcut durumun sürdürülmesi zorunlu gibi görülmektedir. Bunun nedeni elimizdeki psikolojik verilerin yetersiz oluşudur. Bu sorun aşıldığında mevcut durumun zorunluluğu dayatması ortadan kalkacaktır.
Şunu da ayrıca vurgulamalıyız ki hıyar soymanın çeşitlemelerinin olması, olabilme ihtimali soyma eylemini gerçekleştirmek için yola çıkanın önünde bir engel değildir. Tersine çok sesliliğin, birden fazla imkân sahibi olmanın kişinin ufkunu istendik ölçütlerin de ötesine taşıyacağı açıktır.
Hıyar soyma ediminin anlamı hiç kuşkusuz zihnimizde teressüm ettirdiğimiz kadarıyla sınırlı olduğu yargısına ulaştırabilir burada okuyucuyu. Kuşkusuz sonuçta insan yönelimlerine ilişkin zihnimizde oluşturduğumuz teressümlere bağlıdır bu anlam ve fakat bu anlamın ‘şey’den bağımsız olmasını gerektirmez.
Gerektirmez çünkü anlağımız bunun böyle olmasına fırsat vermez. Bunun böyle oluşu “nesneleri, gerçeklikleri ve değerleriyle birlikte dünya”nın her gün yeniden yapılanmakta olmasından kaynaklanmaktadır
Cemal Çalık, 13.11.2015, Konuk Yazar, Sonsuz Ark, Pazar Yazıları