Analist Evgeny Minchenko:
“Yönetici sınıfında onun gibi bir kişi daha yok. Eşi benzeri görülmemiş bir hikayeyle karşı karşıyayız”
Bu soruya cevap ararken Rusya Savunma Bakanlığı'nın başında bulunan Sergei Shoigu’nun hayat hikayesine bir göz atmak yerinde olur. Shoigu, Rus bir anne ve Tuva Türkü bir babanın çocuğu. Tuva, Rusya Federasyonu’nda Güney Sibirya'da özerk bir Türk cumhuriyeti.
Shoigu aslında bir asker değil. Üniversite eğitimi inşaat mühendisliği üzerine. Politika geçmişi Sovyetler Birliği Komünist Partisi’ne katılmasıyla başlamış. 1988 yılında güney Sibirya’nın Abakan kentinde parti örgütüne katılmış. Komünist Gençlik Hareketi Komsomol için bazı görevler üstlenmiş ve bu onu Rus hükümetindeki tek Sovyet Komünist Parti’li yapıyor.
1994’te daha sonra EMERCOM adıyla devam eden Bakanlığın başına getirildi. Aynı yıl Yeltsin güveninin bir göstergesi olarak Shoigu’ya Tüm General rütbesi ve Rusya Güvenlik Konsey’inin üyeliğini verdi. Yeltsin’in bu kararı nasıl verdiğine dair en önemli tahmin, birilerinin ona Shoigu’nun üstün yöneticilik özelliklerinden bahsetmesi.
Shoigu görevi başındaki başarılardan dolayı 1999’da Rusya’da çok önemli sayılan “Rusya Federasyonu kahramanlık madalyası"na layık görüldü.
Daha sonra kendisini 2000 seçimlerinde Putin’i destekleyen Birlik Partisi’nde görüyoruz. Putin de her zaman Shoigu’ya güvenmiş görünüyor. 2012’de Savunma Bakanı olan Shoigu’nun popülerliği ve neredeyse hiç düşmanı olmaması oldukça uzun bir süre Rus hükümetlerinde görev almasını açıklıyor.
Elbette Putin’i bu atamayı yapmak zorunda bırakan şey, Savunma Bakanlığı’na bağlı bir şirketin büyük yolsuzluklara karıştığı ve bu şirketin yöneticilerinden Yevgeniya Vasilyeva ile eski Savunma Bakanı Serdyukov arasındaki gönül ilişkisi iddiaları olabilir.
Shoigu bu görevinde de çizgisinden sapmadı ve Kırım Harekatı popülerliğini artırdı. Özellikle 9 Mayıs 2015’te Rusya Zafer Günü kutlamalarında Ortodoks tarzı ıstavroz çıkarması çok konuşuldu.
Bu hareketinin konuşulmasının iki sebebi var. Birincisi daha önce hiçbir Savunma Bakanı’nın bu hareketi daha önce yapmamış olması. Bu hareketin Rusya için tarihi bir an olduğunu iddia edenler bile var. Rus gazeteci Victor Baranets bu konuda şöyle yazmış: “O anda Shoigu’nun tek bir hareketle bütün Rusya’yı ayağına getirdiğini resmen hissettim. Bu jestte Ruslar için o kadar çok şefkat, o kadar çok umut var ki…”
İkincisi, Shoigu’nun ıstavrozunun Ortodoks Rusları çok heyecanlandırmış olması. Çünkü Shoigu’nun etnik kökeni nedeniyle Budist olduğu söyleniyor. Ama bunun önemli olmadığını, Budizm’in diğer dinlere karşı oldukça hoşgörülü olduğunu ve aralarında çok fark bulunmadığını iddia eden Ortodoks Ruslar da var.
Zaten 2012’de göreve getirildikten sonra Sergey Shoigu’nun Rus Ortodoks Kilisesi’ne bağlılık sözü verdiği biliniyor. Buna karşılık Patrik Kiril “Omuzlarınızdaki sorumluluğun önemini anlayarak sizin için dua edeceğim” demişti. Shoigu’nun 2003 yılında Sırbistan Ortodoks kilisesi 1.derece St. Sava ödülü de var.
Bu destek ve popülerlikle Shoigu’nun Putin’den sonra ikinci en önemli adam konumunda olması şaşırtıcı değil. Skandallardan -kızının adına aldığı Moskova’daki lüks malikane çok konuşulsa da -uzak duruyor. Dört dil biliyor. Japon Samuray kılıcı koleksiyonu oldukça meşhur.
Shoigu ülkenin en güvenilir adamı olma özelliğini koruyor ve Putin’den daha genç olması ve uzun süredir Rus hükümetlerinde görev alması Putin’den sonra geleceğin Rusya lideri olabileceği kanısını doğuruyor.
Rusya elitlerini çalışan bir analist olan Evgeny Minchenko, Shoigu için şöyle diyor: “Yönetici sınıfında onun gibi bir kişi daha yok. Eşi benzeri görülmemiş bir hikayeyle karşı karşıyayız”