“Bizimle gönül birliği bulunan, Batı Şeria, Gazze ve Doğu Kudüs’te Eylül 2000 tarihinden itibaren görev yapmış askerlerin itiraflarını topluyor ve yayınlıyoruz.”
Taciz, Yağma, Aşağılama, Dayak, İşkence, Özel Mülklere Verilen Zararlar…
“Bu, ayrıca var olan gerçekliği bildiği halde inkar eden inatçı çoğunluğa karşı da bir dik duruş. Bu, İsrail toplumuna ve liderlerine, çalışmalarımızın sonuçlarını değerlendirmek için acil bir çağrı.”
“Bu, ayrıca var olan gerçekliği bildiği halde inkar eden inatçı çoğunluğa karşı da bir dik duruş. Bu, İsrail toplumuna ve liderlerine, çalışmalarımızın sonuçlarını değerlendirmek için acil bir çağrı.”
Kadın
Askerlerin İtirafları – Women Soldiers’ Testimonies
İtiraf
30
Adı: *** | Rütbe: Teğmen
| Birim: Hebron Bölgesel Tugayı/ Tıbbi Kolordu | Yer: Hebron
Zaten astım krizinden dolayı maviye dönmüş benzi ile
Yetta’tan HQ Tugayı’na getirilen bir Filistinli bebek olayı vardı. Bunu iki kez
yaşamıştı. Babası onu kontrol noktasından ulaştırmak istiyordu ancak izin
verilmedi, ve işler gerçekten sıkı tutuluyordu. Sonuçta tekrar nefes alıyordu,
iyiydi ve bu sefer de iyi olduğunu düşündü, onu kontol noktasından geçirmek
istemedim, başıma iş açabilirdi. Sonra, artık çok geçti. Böyle şeyler..
Ne demek istiyorsunuz?
Gerçek bir olaydı. Sana gelen olay önemsiz bir şey olabilir,
diğer yandan, hiçbir yere rapor edilmez, hatta aramızda kalır. Sadece şöyle bir
rapor alırsın: Filanca saatte HQ Tugayı’na şiddetli astım krizi geçiren bir
bebek ulaştı.
Aslında gerçekte ne oldu?
Baba Yatta’ya astım krizi geçiren çocuğuyla zaten iki kez
gelmişti, kontrol noktasına ulaşmıştı, tekrar ve tekrar, askerler hastaneye
geçmesine izin verip vermeyeceklerine karar verene kadar, oyalanmışlardı, çocuk
nefes almaya başlamıştı, atağı atlatmıştı ve döndüler. İki kere. Üçüncü
seferde, baba dedi ki..askerler babanın öfkesine dair konuştular, iyi mi?
Babanın hatası. Kontrol noktaları yüzünden çocuğuyla birlikte gitmek istemedi.
Yani çocuğun ölümü onun suçu.
Ve hiçbir soruşturma
yoktu?
Asla. Benzer hikayeler klişeydi. Fakat başka bir hikaye
vardı. HQ Tugayı’ndaki bazı memurlardan da duyduğum. Genç subaylar. Hebron’da
dışarı çıkma yasağı ilan edilmişti, bir Filistinli geldi, olay esnasında ilk
raporumuz oydu..
Şu an bana anlattığın
hikaye, HQ savaş-odası’nda otururken gerçekleşti?
Evet. Daha sonra KiryatArba’da (Hebron’a bitişik bir
yerleşim yeri) Gutnick Merkezi’nde (Magen David Adom’un videosu) onu tekrar
duyar ya da görürsün. 4. Moked (Acil Tıbbi Müdahale Birimi). Orada doktorlarla.
Saçma video çekimlerine bayılırlardı, özellikle bir Filistinli ile ilgiliyse.
Bu olay esnasında, bölgede dışarı çıkma yasağı vardı.
Bize bir rapor ulaştı: Bir
Filistinli yaralandı, bacağından vurulmuş, açık ateş sonucuydu, karşılık
vermedi, şüpheli durumdaydı, etrafta dolaşıyordu… dışarı çıkma yasağı esnasında
vurulmuştu. Rapor buydu. Askeri bir ambulans gönderdik, adam yaralıydı. Daha
sonra protez takılması için Jerusalem’da bir hastaneye taşındı. Daha sonra, ne
kadar sonra bilmiyorum, kesinlikle birkaç gün sonra, Gutnick Merkezi’ne gittim.
Öğle saatleriydi, iyi diyaloglarımız olan ve orada tanıştığımız bazı kimselerle
konuşuyorduk. Birden bir video kameradan bize, vurulduktan sonra gördüğümüz o
adamı gösterdiler. Onu vurduktan sonra ağır bir şoka girmiş olan asker onun
yanı başında duruyordu. Hikaye neydi?
Etraftaki insanlardan da duyduğum ve
anlatılan iyi tanıdıkları bu Filistinlinin sarhoş olduğuydu. Etrafta her zaman
dolanan adam, İbranice ve Arapça durması için uyarılmıştı, adamın aklı bir
karış havadaydı (çünkü sarhoştu) ve uyarıları duymuyordu ve onu vurdular. Onu
vuran asker orada duruyor, birkaç dakika vurduğu adama hayretle baktığını
görebiliyorsun. Birkaç dakika sonra vurulan adama yaklaşıldı ve tedavi edildi.
Sizi bilmem, ama bana kalırsa şey gibiydi.. Bize verilen direktiflere göre,
hemen acele etmeli ve adamla ilgilenmelisin ve eğer bacağı kanıyorsa, bir
turnike bağlarsın vb. Yani olumsuz bir örnekti. Etrafta kamerayla ayakta
duruyorlardı ve şaka yapıyorlardı: Ona bak, fışkıran kana bak, şuna bak, buna
bak…
Çekimi kim yapıyordu?
Çekilen görüntüler Kirbat Arba’daki Acil Müdahale Birimi’nde
tutuldu. Bunu adama tıbbi müdahalede bulunması gerektiği halde onu videoya
çeken oradaki doktorlardan birinden anladım.
Sığınmacı mı yoksa Ordu
Hekimi mi?
Sığınmacı Hekim. Kiryat Arba’daki Moked 4’e sivil hekimler
yerleştirilmişti.
Filistinlilere yardım edilmeyen tek olay mıydı bu
hatırladığınız?
Video kameradan dolayı hatırladığım en belirgin olay bu görünüyor.
Hafızama kazınmıştı. Başka bir çok olay vardı..bunlara daha küçük olaylar
diyorum çünkü orada değildim ve onlara kendim tanık olmadım. Bir şeyleri not
ediyorsun ve sonra hikayeyi kapıyorsun. Bu ve şu ve diğeri. Bir çok olay vardı
orada..
H1 ve H2 arasındaki sınır-bölgesinde, Hebron’da, bir Filistinli
vurulduğunda, prosedüre göre ilk iş Kızılay’ı çağırmaktı. Hatta bize bilgi
verilmezdi. Kiryat Arba’daki hekimler -Hebron yardım etmek üzere Filistinlilere
ulaşamaz- doğrudan onlar müdahale ederlerdi…
Filistinli bir adamın yaralandığı
bir olay vardı örneğin, Kızılay gecikmişti, ulaşmaları her zaman saatler
alırdı ve ben moked 4 ile konuşuyordum, ve onlar “Asla!” dediler, “Başka bir
yerde daha bir miting var ve sana bir ambulans gönderirsek ve orada bazı
olaylar çıkarsa olaya müdahale etmek için kimse olmayacak ortalıkta. Deli
misin?Biz oraya birilerini mi göndereceğiz? Bir Filistinli için mi?”
Bundan
dolayı rahatsız olmuştum ve daha uzaktaki bir ambülansı göndermek istedim. Ona
onay almak için bazı bürokratik işlemler gerekiyordu. HQ Tugayı’ndan
telefonlaşarak teyit alman gerekiyor, ve onlar da Bölge Komutanlığı’ndan onay
almaları gerekiyor, bana sivil ambulansı alabilmem için yetki verilmesi
gerekiyor.
Sonunda kendi kurallarıma göre davrandım ve Tugay doktorunu devre
dışı bırakarak oradaki tek yetkilinin benim olduğumu düşünerek görevli sağlık
memuruna ben söyledim. Ona telefonda konuştum ve o bana bağırdı: “Asla! Bu
tür olayları onaylamıyoruz."
Böylece MDA Kiryat Arba’da etkinliğimi sürdürüp her
şeye rağmen onları gönderdim, başka bir deyişle yalan söyledim onlara ve
onaylandığını söyledim ve evet, durmayın, gidin o adamı alın dedim. Daha sonra
bundan dolayı her kademedekilerden azar işittim. Bu bardağı taşıran son
damlaydı, daha sonra beni orada daha fazla tutamazlardı.
Kim bağırdı sana?
Bölüğün sağlık memuru.
Yaralı bir Filistinli’nin
ve Tüm Batı Şeria’da görevli olan sağlık görevlilerinin olayıydı bu?..
Bana unutmamı söyleyen. Kimin umurunda.. evet.. doğru..
Bir doktor mu?
Bir doktor.
***
İtiraf
31
Adı: *** | Rütbe: Baş
Çavuş | Birim: Sınır Devriyesi | Yer: Sınır Bölgesi
Kadınların üst
aramalarından mı sorumluydun?
Herkes. Demek istediğim, eğer üst aramalarsa söz konusu, o
zaman elbette kadınlardır bu, ama çoğu zaman üst arama olmaz. Sadece kimliğiniz
alınır ve bilgisayarda kontrol edilir.
Kimliği yanında
olmayanların başına ne gelirdi?
Genellikle evlerine gönderilir.
O da var.
Ne?
Tokat atma. Özellikle tokat atmalar.
Tokat, erkekler
tarafından mı?
O da var. Orada kim var ise. Özellikle savaşçı kadın
askerler atardı tokadı. Onlardan ikisi özellikle keyif alırdı itip kakalamayı.
Fakat erkekler de, çekinmeden kadınları tokatlardı. Eğer çığlık atacak olsa
kadınlar, “Kes çeneni!” diye diye devam ederlerdi tokat atmaya.
Bu, orada rutin
bir zorbalıktı. Ayrıca orada bunu yapmayanlar vardı, ama herkes bilirdi bu
rutini. Belki birileri yapmadığını söyleyebilir. Bu durumda, acilen kontrol
edilmeliydi, çünkü ya sağırdı ya da kör.
Birsen Şöhret, 01.01.2016, Sonsuz Ark, Konuk-Çevirmen Yazar, Çeviri
Çevirmenin Notu: Çevirideki kesik, kekremsi ifadeler, röportajlardan yazıya aktarılan orijinal metne sadık kalındığı için, olduğu gibi çevrilmiştir.
Orijinal Metin: