"Patrik Krill konuyu Irak ve Suriye’deki Hristiyanlara karşı girişilen vahşete getirmiş ve bu konudaki açıklamasında Osmanlı İmparatorluğu döneminde azınlıkların soykırıma uğratılarak soylarının tüketilmediği veya bitirilmediğini söylemiştir."
İçte ve dışta politik olarak neler yaşadıklarına ilgi duyduğum ülkelerin haberlerini kendi basınından okumaya çalışırım her zaman. En azından bu bilgilerin birinci ağızdan olduğuna ve arada bir yorumcu veya da aktarımcı olmadığı için de doğruluk payının yüksek olduğuna inanırım.
Azerbaycan ile ilgili bilgileri “News.Az”, “Azərbaycan Qezeti”, “Aznews.az” ve “Oxu.az” gibi sitelerden almaya çalışırım. Aynı şekilde ABD, AB, Rusya, İsrail ve Çin ile ilgili bilgileri de kendi yerli basınlarından öğrenmeye çabalarım. Çok dikkatli ve empati yaparak okurum yabancı basını. Rusya ile ilgili haberleri okuyorsam kendimi bir Rus vatandaşı olarak addeder ve Rus kafası, Rus kültürü ile yorumlamaya çalışırım okuduklarımı, olabildiğince tarafsız olabilmek ve de nelerin olup bittiğini anlamak için...
Bu sabah “oxu.az” ve “News.az” haber sitelerinin Politika bölümlerini tararken benim için çok önemli, önemli olduğu kadar da ilginç olan bir röportaja rastladım. Röportajı veren Moskova ve tüm Rusya Patriği Kirill’di ve konusu da Osmanlı Devletinin azınlıklara karşı davranışıydı.
Patrik Krill’in söyledikleri gerçekte Ermenilerin sözde soykırım iddialarının tam tersi olduğu için büyük bir merakla okudum röportajı.
Moskova ve tüm Rusya Patriği Kirill’in, Rusya Federasyonunun önde gelen Televizyon kanallarından bir tanesi olan “Rossiya 1” televizyonunun tanınmış röportörü Dmitriy Kiseleve’e verdiği Noel röportajı ve konuşmasının videosu (http://oxu.az/world/111288 adresinde, röportajın Azerbaycan dilinde çevirisi ‘Rusiya patriarxı: Erməni “soyqırımı” olmayıb’ başlığı ile (http://oxu.az/world/111288 sitesinde ve röportajın İngilizce dilinde çevirisi de http://news.az/articles/politics/104207 adresinde yayınlanarak, ilgilenenlerin bilgisine getirilmiştir.
TV çekimli röportajda “Orta-Doğu’daki son durum ve Hristiyan-Müslüman ilişkileri” konuşulurken, Patrik Krill konuyu Irak ve Suriye’deki Hristiyanlara karşı girişilen vahşete getirmiş ve bu konudaki açıklamasında Osmanlı İmparatorluğu döneminde azınlıkların soykırıma uğratılarak soylarının tüketilmediği veya bitirilmediğini söylemiştir.
Osmanlı Devleti’nin örnek olacak bir şekilde azınlıklarla ilgili yasalar çıkartarak “farklı dinlerdeki azınlıkların düzenini ve göreceli de olsa güvenlik ve sürekliliğini sağladığını” söyleyen Patrik Krill, Osmanlı İmparatorluğunun, örnek bir hükümet olduğunu ve azınlıklara yönelik uygun yasaları yaptığını belirtmiştir.
Devamla Patrik Krill, Osmanlı devletinin “dinsel azınlıkların düzenini ve göreceli de olsa güvenlik ve sürekliliğini sağladığını” dile getirmiş ve Nisan 2015 ayı başlarında Papa John Paul II ile Ermeni Kilisesi’nin Başı Karekin II’nin 2001 yılında imzaladıkları ve taraflı bir davranışla 20.yüzyılın ilk soykırımı olarak tanımladıkları 1915 olaylarına gönderme yaparak sözde Ermeni savlarını “soykırımı” olarak niteleyen Papa Francis’e de iyi bir ders vermiştir.
Fransa Anayasa Mahkemesinin sözde soykırım iddiaları ile ilgili son kararının Fransız halkının ve dünya kamuoyunun bilgisine getirilmesinin ardından Moskova ve tüm Rusya Patriği Kirill’in de Ermeni iddialarının doğru olmadığını vurgulaması, Ermenilerin sözde iddialarını uluslararası ortamda şaibe altın sokarken, son zamanlarda bozulan Rusya-Türkiye ilişkilerinin tekrardan düzelmesi yönünde de yapıcı ve çok olumlu bir adım olmuştur…
Zaman bu öngörünün doğruluğunu ortaya koyacaktır.
Ata Atun, 13.01.2016, Sonsuz Ark, Konuk Yazar, KKTC Stratejileri