"Ortalık silah, hem de ileri teknoloji ürünü silah kaynıyor ve bunlar böyle güzel güzel el değiştiriyor artık kime ne lâzımsa."
Ya da şöyle birkaç tane tabanca satın almaya bakın civardan çevreden. Eviniz kaç gün içinde basılacak hep beraber test edelim. İyi de o zaman bu kadar makineli tüfek, roket, bomba, bomba yapım malzemesi, kimyasal silah nasıl geziyor dünyada?
Terörle mücadele yapılan bölgeyi yaptığı televizyon programları nedeniyle gezen, Özel Kuvvetler'de de çalışmış emekli subay Mete Yarar'ın Akşam gazetesindeki “Operasyonlarda ele geçen silahlar arasında Rus, Alman, Amerikan yapımı silahlar var” açıklamasını nereye koyacağız?
Özellikle PKK'dan ele geçirilen M16 sayısının arttığına dikkat çeken Yarar, bu silahın 15 NATO ülkesinde kullanılan bir Amerikan silahı olduğunun altını çiziyor.
Silah üretimi ve üretimden sonra kullanıcıya kadarki bütün aşamalarının kayıt altında tutulduğu bilgisi varken ya da böyle olduğu propagandası yapılırken bu silahlar bir NATO ülkesinde rejime, devlete karşı nasıl kullanılıyor?
Ortadoğu'da özellikle Suriye ve Irak'taki çatışmaları yakından izleyenler farkındadır; bazı saldırılar, çatışmalar aslında taraflar arasında silah transferine yarıyor sadece.
Sanki çatışma bahane, amaç cephane takviyesi gibi.
Sadece geçtiğimiz bir iki hafta boyunca IŞİD'le Irak'taki mücadeleler örgütün Irak ordusundan epeyce silah ve araç takviyesiyle sonuçlandı.
Birkaç gün sonra bu sefer tersinden IŞİD'in PYD'ye hatırı sayılır mühimmat terk ettiği haberleri yayıldı.
Ortalık silah, hem de ileri teknoloji ürünü silah kaynıyor ve bunlar böyle güzel güzel el değiştiriyor artık kime ne lâzımsa.
Askerliğin en temel ilkelerinden biri çekilirken taşıyamayacağın silahları imha etmek ya da kullanılmaz hale getirmektir. Ortadoğu'da ise bunun tam tersi işliyor anlaşılan.
Sonra bunların nasıl kumlanıldığının videolarını izliyoruz hep beraber; Yemen'de bir grup esirin elleri bağlı yan yana oturtulup füze ile vurulması gibi bir tuhaflık paylaşılıyor dünyanın geri kalanıyla.
Ya da belki gerçekten sadece sebze taşıyan bir TIR'ın şoförünün havadan yapılan çekimlerle biraz sonra hayata nasıl vefa edeceğini seyrediyoruz soğukkanlılıkla. Siyah beyaz düşük kaliteli hava aracının kamerasına göre aşağıdaki sadece bir büyük kamyon. İçinde bir sürücü, bir insan olduğunun önemi yok çünkü bunu hatırlamamız mümkün değil.
Bilgisayar oyununa dönüştü iyice bütün ölümler.
Biraz sonra yeni canlar yüklenecekmiş gibi; aslında kimse ölmemiş gibi seyrediyoruz işte.
Prosedüre bakarsanız uluslar arası güçlere, devletlere rağmen otomatik bir tabanca sınır geçemezken yüz binlerce her türlü silah istenilen bölgede istenilen gruplara ulaşıyor.
Tıpkı bunun gibi ülke topraklarında savaş durumunda bile vurulmaması gereken mekânlar bellidir. Tarihî yapılar, büyükelçilikler, insanî kuruluşlar, sağlık kuruluşları ve benzerleri bu kapsamdadır ve her pilot, her saldırı sistemi bu mekânların yerini bilir.
Ama her nasıl oluyorsa oluyor o son model Suudi Arabistan savaş uçakları Yemen'de İran elçiliğini vurabiliyor.
Vekalet savaşlarından çıkıp artık doğrudan birbirleriyle savaşa tutuşmaları beklenmiyorsa da tırmanan gerilim farklı topraklarda karşı karşıya geleceklerinin işaretlerini daha fazla taşıyor.
Tam bu sırada Kuzey Kore hidrojen bombasına da kavuştuğunu ilân etmesin mi 5.1'lik bir depremle…
Bak sen Allah'ın işine…
Yaşar Taşkın Koç, 13.01.2016, Sonsuz Ark, Konuk Yazar
Yaşar Taşkın Koç Yazıları
Takip et: @yasartaskinkoc
Sonsuz Ark'ın Notu: Yaşar Taşkın Koç Beyefendi'nin yazılarının yayınlanması için onayı alınmıştır. Seçkin Deniz, 16.07.2015
İlk yayınladığı yer: Yeni Şafak
http://www.yenisafak.com/yazarlar/yasartaskinkoc/silahinizi-nasil-alirdiniz-2025083