14 Ocak 2016 Perşembe

SA2343/KY42-HM6: Erdebil Tarikatı ve İlhanlılar: Tasavvuf ve Siyaset İlişkisinde Yeni Dönem 6

"İslam’da insan eşref-i mahlûk olmasına rağmen Hz. Peygamberden kısa süre sonra diğer kültürler ve medeniyetlerden etkilenerek putlaştırılmış ve İslam dünyasını da etkilemiştir. Böylece hem Şiî ve Sünnî mezhepler, İslâmî hükümetler ve güç peşinde olan hükümdarlar insanların putlaştırılması anlayışını kullanarak bundan yararlanmış ve bu gayrî İslâmî fikir ve İslâmî Tasavvufu da etkisi altına almıştır."
Hamidreza Mohammesnejad


Şeyh Safiyüddin İshak Erdebili (1252-1334) Türbesi , Erdebil


Şeyh Safi- Şeyh Safiyüddin Erdebili ve Safevîyye Tarikatı

Sözünü ettiğimiz Moğollardan önce İran’da baş göstermiş olan mezhepçi Sufî hareketi Moğolların İran’a saldırmasından sonra İran’da revaç bularak daha geniş bir alana yayılmış ve İran halkının genel hareketi olarak tanınmıştır.

Bu hareketi kuvvetlendirenlerin arasında tasavvufun büyüklerinden “Şeyh Safi”(65) ortaya çıkmış Şeyh Safi diğer büyük Sufîlere göre tarih sahnesinde özel bir konuma sahiptir.

Şeyh Safi’nin durumu Saffetüs-Sefa kitabında yazılmıştır.(66) Babasının ölümünden sonra annesinin sorumluluğunu üstlenen Şeyh Safiyüddin Erdebili, çocukluğundan itibaren büyük bir şahsiyet olarak özelliği barındırıyor, namaz ve oruçla ilgileniyordu.(67)

Kâmil bir mürşidi aramak ve bulmak için Şiraz’a gider, aradığı mürşidin vefat ettiğini öğrenir ve Emir Abdullah tarafından Fars eyaletinin şeyhlerinden birisi olan Gilan’a Şeyh Zahid Gilanî’nin yanına eğitim almak üzere gönderilir.(68)

Safiyüddin Şeyh Zahid’in yanında kendini geliştirerek yüce makama erişir ve yaptığı hizmetlerden dolayı Şeyh Zahid’in has adamlarından biri olur ve onun kızıyla nikâhlanır.(69)

Şeyh Zahid’in ölümünden sonra “Zâhidîye” tarikatının liderliğine seçilir ve Zâhidîye(70) tarikatı Safevîyye tarikatı olarak adlandırılır.

Erdebilî halkı doğru yola sevk eder ve insanları tarikata davet etmek için adamlarını dört bir yana gönderir. Makamı yükseldiği için Azerbaycan, Diyarbakır ve Şirvan’dan birçok mürit, Şeyh Safi’nin etrafında toplanmıştır, gelenlerin sayısı o kadar çoktur ki onları yerleştirecek yer yoktur.(71)

Şeyh Safi’nin kerâmetleri hakkında bir sürü kitap yazılmıştır. Bunlardan en önemlisi İbn-i Bezzâz’ın Saffetu’s-Sefa kitabıdır. Bu kitapta Şeyh Safi tarafından: “Yakınır ki benim soyumdan gelen birisi Allah’ın düşmanlarına galip gelip ve Ehli-Beyt mezhebini yayacaktır” denildiği yazılmaktadır.(72)

Bu söz ayrıca Şah İsmail Kitabında (73) da geçmektedir. Şeyh Safî uykudan uyandıktan sonra üstadı Şeyh Zahid’e rüyasında başında bir taç, beline bağlanmış kızıl bir kın ve kılıç olduğunu, tacı başından kaldırdığını ve onun güneş gibi ışık saçtığını ve onun ışığının tüm dünyaya yayıldığını anlatır.

Şeyh Zahid: “Ey evlat! Sana verilen bu devlet mübarek olsun… Senin soyundan bir padişah gelecek ve İmamiye mezhebini yayacak, hayırlı olsun!”(74) diyerek sözünü sonlandırır.

Şeyh Safi’nin söylediği söz, gördüğü rüya ve Şeyh Zahid’in onun rüyasına getirdiği yorum tarihsel bir kanıtı olmasa da Sufî şeyhlerinin güçlü olmak ve kendi siyasi amaçlarına ermek için plan yaptıkları gerçeğini ortaya koyar.

İranlılar, Moğol hâkimiyeti döneminde meydana gelen siyasî çalkantılardan dolayı büyük zorluklarla karşı karşıya kalmışlardır. Bu durum Timurlular döneminde de devam etmiştir. Halk bu durumdan kurtulmak için o dönemin şartları gereğince sufilik hareketine yönelmiştir. Buna bağlı olarak İran’da birçok tasavvuf fırka ortaya çıkmıştır.

Sufilere Maaş Bağlanması

Tasavvufun gelişmesi toplumda o kadar etkili oldu ki onlara maaş bağlama mevzusu söz konusu olmuştur. Maaş bağlama işi İran’dan başlayarak buradan Osmanlı’nın Hanegahlarına kadar etkili olmuştur.(75)

Amasya yakınlarında kurduğu tekkesinde faaliyet gösteren Şeyh Abdu’r-Rahman Erzincâni’nin Safîyüddin’in halifelerinden olduğunu belirtmektedir.(76)

Tasavvufun Cüneyt’ten beri Şiîliğe yaklaşması Safevî Padişahlarının Devlet kurumalarına neden oldu. Safevîler hiç bir Hanegah’a bağlı olmayan avam halkı yanlarına çekerek onların manevî duygularını yanıtlamışlardır.

Bu iş Şeyh Safi zamanında başlamıştı. Mevlana Bediuddin Mahmud Kadi Erdebili’nin bazı Şiîrleri(77) ve Şeyh Ahmed Meddah Erdebil Hangahı’nın Şöhretini duyduktan sonra Şeyh Safi’nin yanına gelmiş ve onun için Kur’ân sürelerinin sayısınca yani114 beyitlik bir Şiîrle Şeyh Safi’yi methetmiştir.(78)

Şeyh Safi’nin taraftarları çeşitli gruplardan oluşuyordu. Halk, ona çok saygı gösteren Olcaytu ve diğer Moğol Hanları ve Anadolu’nun ileri gelenleri onun müritliğini kabul ettikleri için (79) meşhur Sufî Şeyh Safiyüddin Erdebili diğer sufilere göre mümtaz bir mevkie erişti.(80) Çağatay’ın saldırısına maruz kalan Ebu Said Moğol, Şey Safi’den yardım istedi.

Şeyh Safi onun elçisine “Padişah’a de ki ben balçık içinde olduğum sürece senin korkun olmasın, onlar zafer kazanmayacak ve sana da bir zarar gelmeyecektir. Hiç merak etme ben bu balçıklı dünyadan göç edene kadar kalacaksın, senin hükümetine gelen tehlike dışarıdan değil bu memleketin halkının eliyle olacak” dedi. Olaylar tıpkı Şeyh’in daha önce söylediği gibi vuku buldu.(81)

Erdebil halkının şeyh Safi’ye mürid olmuştu. Hatta Emir Çoban b. Melik, Hoca Reşidüddin Fazlullah, Gazan Han, Sultan Ebu Said Bahadır Han ve dönemin diğer birçok önemli şahsiyeti ona hürmet gösterip izleyenlerine katılmışlardı.(82)

Hatta Rükniyye tarikatının kurucusu olan Alâuddevle-i Simnâni de Safiuyuddin’i ziyaret etmiştir.(83)

Bir gün Emir Çoban, Şeyh Safuyüddin’e: “Bizim askerlerimiz mi çok yoksa senin müridlerin mi? diye sormuş Şeyh de ona: “Sizin askerleriniz de bizim müritlerimiz”(84) diye cevap vermiştir. Şeyh Safi’nin sayesinde halk İlhanlı emirlerinin zulmünden kurtulmuşlardı.

Şeyh Cüneyt ve Şeyh Haydar’a(85) saldıran ve onların siyasi yollarını kabul etmeyen Ruzbıhan Hunci dahi Şeyh Safi’ye saygı duyuyordu.(86)

Şeyh Safi’den izzet ve ihtiramla bahsediyor ve ona “Vahid-i Afak”, “Kutb-ı Âlem” unvanlarla hitap ediyor ve onun dergâhını velayetpenâh sayıyor.(87)

Şeyh Safi’nin damadı ve aynı zamanda Şeyh Zahid Gilani’nin küçük oğlu olan Şeyh Şemseddin ile Şeyh Zahid Gilani’nin büyük oğlu Cemaleddin Ali’nin oğlu Bedreddin’in kontrolünde tuttuğu vakıf arazilerinin bir kısmını ele geçirmek için karşı karşıya geldi.

Bu ihtilafı kaldırmak için Ebu Said Bahadır müdahale etti ve mesele çözüldü.(88) Bu da Safevî tarikatının başından beri siyasetle olan ilişkilerine örnek verilebilir.

Erdebil dışında Şeyh Safiyüddin’in sesi uzak yerlere de uzanmıştı: “Müridleri Deşt-i Kıpçak ve kırım bölgelerine kadar gidip halkı irşada çalışıyorlardı”.

Azerbeycan, Mazenderan, Gilan, Türkmenistan, Türkistan, Buhara, Horasan, Karahıtay, Çin Türkistanı, Hindistan, Seylan, İran, Irak, Suriye, Lübnan, Hicaz, Anadolu ve Rumeli bölgelerinde bulunan birçok şehirden binlerce mürid edindi.

Anadolu’da özellikle; Niksar, Amasya, ve Diyarbakır gibi şehirlerde Dulkadir, Karaman, Varsak, Menteşe beyliklerinden, İran da, Fars ve Kirman; Irak’ta, Basra; Suriye’de Şam ve Halep; Horasan’da Belh’ten şeyhin ziyaretine gelen müritleri vardı.

Bütün bu coğrafyalar da Erdebil’deki merkez tekkeye bağlı tekkeler kurulmuştur.(89)

Suhreverdî Tarikatı’nın yolundan giden Şeyh Safi’nin Hicri 735 yılında ölümünden sonra oğlu Sadrettin Musa yerine geçti. Sadrettin Musa zamanında Erdebil Tekkesi zenginleşmişti ve müritlerine çok bahşiş dağıtıyordu. Bundan dolayı ona Halilûl-Âcem unvanı verilmiştir.(90)

Diğer taraftan bu zenginlik ve varlık Mir AhiŞâdî gibi adamların Sadrettin’e katılmaları mutedil Safevî Tarikatının harekete geçmesine zemin hazırladı.

Sadrettin’den sonra yerine oğlu Şeyh Ali geçti. Bu dönemde Timur Devleti, Azerbaycan İlhanlılarına saldırıp İlhanlıları ortadan kaldırmışlardır.

Şeyh Ali harekete devam etmek ve Siyahpuşi ve Ahilik adı altında başlayan hareketi geliştirmek istese de zamanın şartları buna el vermemiş ve hareketin ertelenmesine sebep olmuştur. Ama onun yerine geçen oğlu Şeyh Şah olarak tanınan Şeyh İbrahim Erdebil ve tekkesini dünyevî bir güce dönüştürmeyi başardı.(91)

Şeyh İbrahim’den sonra oğlu Şeyh Cüneyt zamanından beri Safevîler Sufîlik daha ziyade, saltanat için mücadele ettiler.(92)

Şeyh Cüneyd’den sonra oğlu Haydar da babası gibi saltanatı korumak için çalıştı ancak başarılı olamadı (93). Haydar’dan sonra oğlu Sultan Ali de (94) babasının yolundan gitti ama o da öldürüldü.(95)

Şah İsmail ve Safevî Devleti

En sonunda Şeyh Haydar’ın oğlu ve Şeyh Safi’nin yedinci soyu Şah İsmail (96) birçok mücadele sonucunda resmen İran’a ait merkezi bir devlet kurmayı başardı.

Sonuç olarak; İlhanlılar dönemindeki siyasi şartlardan dolayı tasavvuf siyasetten etkilenmiş ve Şeyh Safi’den bu yana 230 yıl süren kültürel ve siyasi çabaların temeli atılmış ve böylece Şah İsmail, dedesi Cüneyt’in dünya siyasetinde yer alma hayalini gerçekleştirmiştir.

Henüz on dört yaşına ulaşmamış olan Şah İsmail, Miladî 1501 (Hicri 907) yılında dedesi Uzun Hasan’dan kalan mirasta hakkı olduğunu ileri sürerek, başta dedesi Cüneyt, babası Haydar ve abisi Ali’nin intikamlarını almak üzere büyük mücadelelerden sonra Akkoyunlular’ın başkenti olan Tebriz’de saltanat tahtına oturmuştur.(97)




Hamidreza Mohammesnejad, 14.01.2016, Sonsuz Ark, Konuk Yazar, Tasavvuf ve Siyaset

Hamidreza Mohammesnejad Yazıları 



Metnin Orijinali: 

Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Tarih Bölümü Tarih Araştırmaları Dergisi, TAD, C. 34/ S. 57, 2015, s.99-120, http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/18/1986/20787.pdf

Sonsuz Ark'ın Notu: Çalışmasının yayınlanması için Hamidreza Mohammesnejad Beyefendi'nin onayı alınmıştır. Seçkin Deniz, 19.12.2015




Dipnotlar:

65- Şah İsmail’in yedinci atası.
66- İbn-i Bezzaz, İsmail bin dervişi Tevekülü, Saffetü’s-Sefa, Hattı nüsha Lieden. Aksı numara

7019, Tahran Üniversitesinin Merkezi Kütüphanesi son düzeni; Cihanguşay-ı Hakan, s. 8 ve 9. belgeleri. 
67- Roger Savory, Safevîye Çağında İran, Ahmet saba Tercümesi, Kitab Tahran yayınları,Tahran 1984, s. 4. 
68- Anonim, Cihanguşayı Hakan, İran-Pakistan Farsça araştırma Yayınları, Allahdat Mustar çalışması, İslamabad 1985, 8 ve 9 Yaprakları. 
69- İsferencan Erdebil köylerindendir. Safevîye Silsiletül-Nesebi, s. 11. 
70- Zahidiye tarikatinin korucusu İbrahim Zahidi Gilanı (1216-1301) Hicri altıncı yüzyılın meşhur sufîlerindendi. Reşad Öngüren, “Safiyüddin Erdebili”İ.A.T.D.V, c. 35, s. 477. 
71- İskender Bek Munşi, Alemaray-ı Abbasi, c. I, s. 10; Cihanguşa-yı Hakan, 10 ve 11. Yapraklar. 
72- İskender Bek Munşi, a.g.e, s. 10, İbni Bazzaz Erdebil’i, a.g.e., s. 73. 
73- Anonim, Cihanguşay-ı Hakan,10 ve 11. belgeler. 
74- İbn-i Bazzaz, Saffetus-Safa, Gulamriza Tabatabayi Macd, Mosahhıh Yayınları, Tebriz.s.140. 
75- Aflaki, Menakibu’l-Arifeyn, s. 252. 
76- Ahmed Efendi Taşköprülüzade, Şakaik-ı Numaniye, çev Muharrem Tan, İz yayınları, İstanbul 2007, s. 57. 
77- Reşat Öngüren, “SefiyüddinErdebili”İ,A, T.D.V, c. 35, s. 478. 
78- Muhammed Ali Terbiyet, Azerbaycan’ın Bilginleri, s. 35. 
79- Hunci, Alemarayı Emini, Hattı nusha, s. 264; İbn-i Bazzaz, a.g.e., s. 912. 
80- Reşat Öngüren, a.g.e., s. 478. 
81- İbn-i Bazzaz, a.g.e,s. 743-744 
82- İbn-i Bazzaz, a.g.e,s. 666 ve 1111- 1121. 
83- Taşköprülüzade, a.g.e., s. 57. 
84- Hamdullah Müstevfi, Tarih-i Güzide, s. 675.
85- Şah İsmail’in dedesi ve babası.
86- Hunci, Alem-Aray’ı Emini, s. 261.
87- Feleğin bir tanesi ve dayaağı, Allah’ın Velisinin sığınağı, Alem-Aray’ı Emini, s. 256, 257.
88- Reşat Öngüren, a.g.e., s. 478, naklen Minorsky, XVİ/3, 1965, s. 519-520,
89- Reşat Öngüren, a.g.e., s. 478.
90- Nurullah Şüşteri, Mecalisü’l-Muminin; Hattı Nüsha, Tahran Üniversitesi, s. 273 

91- Perisa Kurban-Nejad, Moğol Çağında Azerbaycan’ın Tasavvufu;, İlmiFerhengi Yayınları, Tahran 2008, s. 167. 
92- Anonim, Alemara-yı Şah İsmail, s. 22; Rumlu, Ahsenet-Tevarih, s. 407. 
93- Hunci, Alemara-yı Emini, Hattı nusha, s. 142; Rumlu, a.g.e., s. 618. 
94- Şah İsmail’in ağabeyi. 
95- Yahya Kazvini, Lubbut-Tevarih, (Safevi Tarihi) çev. Hamidreza Muhammednejad, Birleşik Yayınevi, I. Baskı,Ankara Eylül 2011. s 28-29; Ahmed Gumi, a.g.e, s 44; Gıyasettin Handmir, a.g.e, s 441 
96- Annesi Uzun Hasan’ın kızı. 
97- Gıyasettin Handmir, a.g.e, s. 446. 



KAYNAKÇA


1- Anonim, Alemaray-ı Safevî (Alemaray-ı Şah İsmail); Bongâh Ferhengi Yayınları, Yedullah Şükrü Çalışması, Tahran, 1971.

2- Anonim, Tarih-i Kızılbaşan, Bahnam Yayınları, Mir Haşim Muhaddis Çalışması, Tahran, 1982.
3- Anonim, Cihanguşayı Hakan, İran-Pakistan Farsça Araştırma Yayınları, Allahdat Mustar Çalışması, İslâmabad, 1985.
4- Aflaki, Şemsettin Ahmed, Menakibu’l-Arifin, Tahsin Yazici Çalışması, Dünyayı Kitap Yayınları, Tahran, 1997.
5- Ahmedi, Meryem, Din ve Devlet Dar Ahd-ı Safevî, Emirkabir Yayınları, Tahran 1984.
6- Asgalani, İbn-i Hecr-ı, İnbaul-Gamr Bı-ebnaul-Umr, Hayderabad Deken, 1976.
7- Corben, Henry,Teşeyyu, İsmailiyye ve Munasibatet-ı Sufîye, Kavir Yayınları, Tahran, 1964.
8- Cüveyni, Atamelik; Cihangoşayı Cüveyvi Tarihi, Külaleyi Haver Yayınları, Muhammed bin Abdullah Kazvini Çalışması, III.cilt, Tahran, 1958.
9- Erzurumı, Muhammed Arif; İnkılabı İslâm, Milli Kütüphane Hattı Nüsha, Tahran, 1930.
10- Huart , CL. “Fazlullah”Meb İslam Ansiklopedisi, c. IV, 1945, s. 535-536.
11- İkbal, Aştiyani Abbas, Hanedan-ı Nevbahti, Tahüri Yayınları, Tahran, 1979.
12- İkbal, Aştiyani Abbas, “Moğol Tarihi” Emirkabir Yayınları, Tahran, 2009.
13- İbn-i Bezzaz, İsmail bin dervişi Tevekülü, Saffetü’s-Sefa, Hattı nüsha Lieden. Aksı numara 7019, Tahran Üniversitesinin Merkezi Kütüphanesi.
14- İbn-i Belhi, Farsname, c. II, Dünyayı Kitap Yayınları, Tahran, 1987.
15- İbn-i Batüte, İbniBatüte Seyahatnamesi, çeviren Muhammed Ali Muvehhid, Bongah Tercüme ve Naşr Kitap Yayınları, III. Cilt, Tahran,1958.
16- İbn-i Esir, İzzeddin, Elkamil, çeviren Ebulgasim Halet, İlmi Yayınları, XIII.cilt, Tahran, 1978.
17- İbn-i İsfendiyar, Tarih-i Teberistan; Abbas İkbal çalışması, Taberistan Yayınları, c. II, Tahran 1942.
18- İbn-ı Bazzaz; Saffetus-Safa, Gulamriza TabatabayiMacd, Mosahhıh Yayınları, Tebriz, 1991.
19- Guşeyri, Abu’l-Kasim, Risaleye Guşeyri, Tashih Bediüzzaman Früzanfer, Bunyad Ferheng Yayınları, Tahran, 1965.
20- Gani, Gasim, Tasavvuf Dar İslâm, Zavvar Yayınları, Tahran, 1977. 
20- Erdebil Tarikatı ve İlhanlılar: Tasavvuf ve Siyaset… 119
21- Gölpinarlı, Abdulbaki, Fihrist-i Mutün-, Hurufiye, çev.Tevfik Subhani, Sazeman-ı Çap ve İntişarat Yayınları, Tahran, 1994.
22- Fazlullah-Şirazi,Abdullah Bin, “Vessaf Tarihi”, Emirkabir Yayınları, Tahran,1980.
23- Hafiz, Hoca Şemsettin, Divan-ı Hafiz, Macid İkbal Çalışması, İkbal Yayınları, Tahran, 1984.
24- Hemevi, Yakut, Mucemu’l-Buldan, Elkutubu’l-İlmiye Yayınları, VII. cilt,Beyrut 1990.
25- Hunci, Fazlullah Rüzbihan, Alemaray-ı Emini, Hattı nusha, Muctaba Minevi Çalışması, Tahran Üniversitesinin Merkezi Kütüphanesi, numara 264 ve265, c.II. Handmir, Giyaseddin, “Habibüssiyer” Doktor Muhammed Debir Siyagi Çalışması, Hayyam Yayınları, c.III, Tahran, 1956.
26- Huseyini, Fasayi, Farsname-yeNaseri, Tashih Mansür Rastgar Fasayi, Emirkebir Yayınları, c.II, Tahran, 2003.
27- Kazvini, Abdullatif Yahya, Lubbut-Tevarih, Çeviren ve Notlandıran Hamidreza Muhammednejad, Birleşik Yayınevi, I. Baskı, Ankara, 2011.
28- Kurban-Nejad, Perisa, Moğol Çağında Azerbaycan’ın Tasavvufu, İlmi Ferhengi Yayınları, Tahran, 2008.
29- Marco Polo, Seyahatname, Habibullah Sahihi Çalışması, Naşr-ı Fikr-ı Rüz Yayınları, Tahran, 1981.
30- Mevlana, Mesnevi, Çeviren Şefik Can, Ötüken Neşriyat, İstanbul, 2002.
31- Mir Ahmedi, Meryem, Safevî Çağında Din ve Devlet, Emirkabir Yayınları, Tahran,1984.
32- Muhammed-Hafi, Ahmed Celaleddin, Mucmel-i Fasihi, Mahmud Farah Horasanı Basımı, Esatir Yayınları, Tahran, 1961.
33- Müstevfi, Hamdullah, Nuzhetul-Gulub, Emirkebir Yayınları, Abdul Huseyin Navayi Çalışması, Tahran, 1984.
34- Müstevfi, Hamdullah, Tarih-ı-i Güzide, Abdulhuseyin Navayi çalışması, Emirkebir Yayınları, Tahran, 1960.
35- Nasreddin Mar’aşi, Deylemistan ve Gilan Tarihi, Bungah Tercime ve Naşr Yayınarı, Manüçehr Sutüdeh Çalışması, Tahran, 1968.
36- Nasreddin Mar’aşi, Rüyan, Taberistan ve Mazendaran Tarihi, Muhammed Huseyin Tasbihi Çalışması, Şark Yayınları, Tahran, 1975.
37- Nesevi, Şahabettin, Nesevi Tarihi, Minevi Çalışması, İlmi-Ferhengi Yayınları, Tahran, 1978. 
38- Nicholson, Rinold A, Peydayeş ve Mesir-i Tasavvufun, çeviren Muhammed Bagır Muin, Tahran, 1977.
39- Nicholson, Rinold, İslâm Tasavvufu ve İnsanla Allah İlişkisi, çeviren Muhammedriza Şefii Kedkeni, Sohan Yayınları, Tahran, 1980.
40- Smith, Mason,The History of the SarbadarDynasty, çeviren Yakub Ajend, Tarih-i No Yayınları, Tahran, 1982.
41- Spuler, Bertold, İran Moğolları, çeviren Cemal Köprülü, TTK, Ankara, 1987.
42- Şüşteri, Nurullah; Mecalisü’l-Muminin; Hattı Nüsha, Tahran Üniversitesi, Parsadost, Meniçehr; I. Şah İsmail, İntişar Yayınları, Tahran, 1995.
43- Petroşevsky, İslâm Dar İran, Payam Yayınları, çeviren Kerim Keşaverz, Tahran, 1968.
44- Petroşevski ve Digeran, Ez ezmeneye Kedim Ta Karn-e XVIII. Yüzyılın Tarih-i İran, Tahran Üniversitesi, çeviren Karim Keşaverz, II.cilt, Tahran,1971.
45- Taşköprülüzade, Ahmet Efendi, ,Şakaik-ı Numaniye, çeviren Muharrem Tan, İzyayınları, İstanbul, 2007.
46- Terbiyet, Muhammed, Daneşmendan-ı Azerbaycan, Gulamriza Tabatabayi Macd çalışması, Kültür Bakanlığı, Tahran, 1997.
47- Türkmen, İskender Bek,Alemarayı Abbasi;,II. cilt, Emirkebir Yayınları, Tahran, 1972.
48- Savory, Roger, Safevîye Çağında İran, Ahmet Saba Tercümesi, Kitabı Tahran yayınları, Tahran,1984.
49- Ryter, Helmüt, Ağaz-ı Fırka-yı Hurufî ye Başlangıcı, çeviren Hişmet Muayyid, Tahran, tarihsiz.
50- Tacbahş, Ahmed, Tarih-i Safevî, Navid Şiraz Yayınları, Şiraz, 1983.
51- Yüsufî, Gulamhuseyin, Didar Ba Ehl-ı Galem, İlmi Yayınları, III. baskı, Tahran, 1991.
52- Zahidi, Abdal, “Silsiletün-Neseb-i Safevîye” Kazimzade İranşehr çalışması, Berlin, 1965. 

Seçkin Deniz Twitter Akışı