"Özetle; çelişki başlı başına bir anlam taşımaz. Ona bir bütünlük içerisinde bakmak gerek.."
Demokrasilerde siyasetçi oyunu kurallarına göre oynamazsa kaybeder.. O nedenle idealle realitenin kuralları sürekli çelişkiler yaşatır siyasetçiye.. Aslında bunlar bizim için çelişkidir, siyaset için değil.
İktidar olmak veya iktidarını pekiştirmek isteyen siyasi partiler bir yandan ekonomik gelişmelerin önünde koşarken diğer yandan halkın desteğini almak veya sürdürmek/artırmak için "nabza göre şerbet" politikasını da gütmek zorundadırlar.. Siyasetin gerçekliği budur.
İktidar olan veya olmaya namzet olan bir siyasi partinin yönelişlerini doğru okuyabilmek için seçmenin genel durumunu doğru tahlil etmek gerekir.
Örneğin; siz din adamlarına seslenirken eğer onların gönüllerini okşayan dini/manevi terimler kullanmazsanız siyasetinize yarar sağlamamış olursunuz. Eğer iyi bir sonuç almak istiyorsanız, idealleriniz doğrultusunda, onların konumlarını, inançlarını sarsmak yerine mevcut durumlarına uygun, onları mest edecek bir yaklaşım sergilemelisiniz.
Bu durumun farkında olanlar siyaseti Makyavelist bir şey olarak görebilirler; ancak hayatın akışı da bundan pek farklı değildir. Hepimiz hayatın içerisinde aldığımız rollere uygun roller üstlenmiş, kendimizin aktörleri değil miyiz?
Bunları yazmamın nedeni; siyasi tarafgirliğimizin düşüncelerimizi yansıtmaya yetmeyeceğini, yetmediğini izaha çalışmak. Taraf olarak ana arterlerde yarışanlardan birini tercih ederek düşüncemizin daha kolay bir ortamda salınımına imkan sağlayacak bir imkan oluşsun istiyoruz. Hepsi bu kadar.
Benim gibi siyasetten uzak duran yığınların söylemlerinin bir siyasi odağa yarar sağlıyor olması, o odakla özdeş şeyler düşündüğümüz anlamına gelmez.
Özetle; çelişki başlı başına bir anlam taşımaz. Ona bir bütünlük içerisinde bakmak gerek..
Adnan ONAY, 18.01.2016, Sonsuz Ark, Konuk Yazar