20 Ocak 2016 Çarşamba

SA2373/AH20: The Revenant-Diriliş; Oscar Uğruna Çiğ Karaciğer Yemek


"Hepinize iyi seyirler; sıkılmazsanız, haşin soğuk kış şartlarında hayatta kalmanın nasıl mümkün olduğunu da göreceksiniz."


Sinema’nın ya da Hollywood’un bir karar vermesi gerek; teknolojiyi gerçek-doğal platolarda, gerçek sahnelerde kaliteli görüntü almak için mi kullanacaklar, sinemayı 60-70 metrekarelik teknoloji-bilgisayar üssü odalarda dijital olarak mı inşâ edecekler? Dijital teknoloji ile üretilen filmlerin çok da fazla sanat –eğer dijital sanata sanat denmeyecekse- kaygısı yok, doğal olarak da ödül kaygısı oyunculuktan daha çok senaryo, kurgu ve biraz da yönetmenlik dalına kayıyor.

Galiba DiCaprio Oscar alabilmek için birçok teklifi elinin tersiyle iterken, bu filmin hikâyesinden ve görüntü yönetmeni ile yönetmeninin ısrarlı ‘doğal’ arayışından etkilenmiş; muhtemelen Oscar’a odaklanabilmesi için bu hikâyede yer almak gerektiğine karar vermiş. Peki, The Revenant’taki oyunculuğu ile Oscar alabilir mi? Altın Küre'de En İyi Erkek Oyuncu ödülünü aldığına göre, Oscar almasının da mümkün olduğunu düşünenler çoğunlukta. Aksi halde vejetaryen olduğunu iddia edilen DiCaprio’nun bir sahnede sığır karaciğerini çiğ çiğ yemesini izah etmek imkânsız.


Filmi Türkiye’de vizyona girmeden izledim. Vizyon’a girince ne kadarlık bir gişe hasılatı elde edecek bilmiyorum, ancak eminim ki DiCaprio’nun Titanic’teki ilgiyi bulması da imkansız gibi duruyor. Yeni müşterileri arasında gençler olmayacak çünkü. Hem zaten bu bir gençlik filmi de değil. Bir tür günah çıkarma. Amerikalılar ya da Hollywood, soylarını kuruttuğu Kızılderililere karşı günah çıkarmaya devam ediyor.


Senaryo’nun derdi bir tür uluslaşma sorununu çözmek, bunu yaparken de asıl sorumluları gün ışığına çıkarmak. Fransızlar ve vahşi, bencil, Kızılderili düşmanı Fitzgerald ile sembolleştirilen İrlandalılar. Oysa Pawnee yerlisi bir kadınla evlenen Hugh Glass da İskoç-İrlandalı bir ailenin çocuğu. Diriliş’le neyi kastettiklerini kaç izleyici fark eder, merak ediyorum; ancak benim izlediğim ve gördüğüm şey bu. Ölüme terk edilen beyaz bir avcının iyileşip Kızılderili melezi oğlunun intikamını alması kastedilmiyordur herhalde. ‘Birliğin Durumu’ tehlikede, diye düşünmüyor değilim.


Filmin belgesel kalitesinde olduğunu iddia etmek güç, ancak yönetmenin ve görüntü yönetmeni-sinematograf Emmanuel Lubezki’nin  doğal ışık ve doğal ortam kaygısı filmin gerçeklik duygusunu arttırmış, The Revenant, yeni 6.5k ARRI 65 kamera ile çekimleri tamamlanan ilk film, ancak Glass’ın oğlunun cesedine yaslanarak uyuduğunda nefesinin etkisiyle kameranın buharlaşması çok bariz bir teknik hata. Ve ayrıca kampın baskın yediği anlarda kamera merceğinin gördüğü günbatımı ışıklarının kristalize olmuş renk panayırı da dikkat çekici bir hata.


Makyaj sanatçısı Duncan Jarman, DiCaprio’nun filmdeki karakteri Hugo Glass'ın uğradığı saldırıyı en gerçekçi haliyle yansıtabilmek için 5 saat harcamış. Duncan Jarman da Glass'ın saldırı sırasında aldığı yaralar konusunda titiz bir araştırma yapmış ve makyajın gerçeğini birebir yansıtması konusunda elinden gelen tüm çabayı göstermiş.


The Revenant’ın kurgucusu-editörü Stephen Mirrione, bence filmin daha etkili olmasının önündeki en büyük engel. Asıl öyküde altı hafta süren yolculuk için Mirrione’un izleyicinin dikkatini diri tutacak bir çaba göstermediğini söyleyebilirim. Ki; kurgunun sıkıcılığı filmi bitmez tükenmez bir belgesele dönüştürmüş; tahmin etmekte güçlük çekmediğim sonun bir an önce gelmesi için sabırsızlanmamın tek sebebi de bu. Altı haftalık süre bilinci dağınık bir Glass için zamansızlık demek olabilir, ama nihayetinde bu bir film ve editör de yönetmen de bu zamanı biliyor, hikâyeyi daha etkili bir biçimde anlatmaları zor değildi.


Oscar’a odaklanmış DiCaprio dışında, filmin tüm teknik ekibinin filmin çekiliş hikâyesinden etkilendiğini ve psikolojik olarak dağıldığını, doğal platolarıyla dev olarak nitelendirilebilecek filmin çekim hikayesinin yönetmen, editör ve sinematograf dahil herkesi kontrolsüz davranmaya ittiğini söyleyebilirim.

Çekimleri Kanada, ABD ve Arjantin dahil olmak üzere 3 farklı ülkede ve 12 ayrı yerde yapılan, DiCaprio’nun canlandırdığı karakteri Hugh Glass’ın 15 satırdan daha az İngilizce konuştuğu filmin çekiliş hikayesi şöyle:


Diriliş- The Revenant, Alejandro G. Iñárritu'nun biyografik Western gerilim filmi. Senaryo, Michael Punke'nin 2002'de yayınlanan aynı adlı romanından uyarlanarak yönetmen  Mark L. Smith tarafından yazılmış. Filmde sınır sakini Hugh Glass'ın (1780–1833) hayatından esinlenilmiştir. Filmde Leonardo DiCaprio, Tom Hardy, Will Poulter, ve Domhnall Gleeson gibi yıldız oyuncular rol alıyor.

Hikaye, 2001 Ağustos'da Akiva Goldsman'ın filmin yapımı amacıyla Punke'nin el yazması metninin haklarını satın almasıyla başlıyor. Michael Punke'ın kaleme aldığı metnin adı: The Revenant: A Novel Of Revenge.


The Revenant ile ilgili görsel sonucu

Film aslında Park Chan-wook tarafından yönetilmesi ve Samuel L. Jackson'ın başrolü oynaması üzerine ayarlanmış; sonra John Hillcoat ve Christian Bale ile görüşmeler yapılmış, fakat iki yönetmen de projeyi bırakmış ve Iñárritu Ağustos 2011'de yönetmen olarak imza atmış. Nisan 2014'de yapımda zorunlu birkaç gecikmeden sonra yönetmen çalışmalara başlamış ve DiCaprio'nun başrolde oynamasını onaylamış. Ana çekimler Ekim 2014'de başlamış ve Ağustos 2015'de sonra ermiş.


Leonardo DiCaprio Steve Jobs'un hayatını anlatan aynı adlı filmde Jobs'u oynamak için teklif almış, fakat bu film için teklifi reddetmiş. Tom Hardy 2017'de yapılması beklenilen Splinter Cell filminde bir askeri oynamak istediği için senaryoyu bile okumamış. Fakat Leonardo, Hardy'nin senaryoyu okuması için diretmiş ve Hardy senaryonun yarısını okuduktan sonra rolü kabul etmiş…

The Revenant ile ilgili görsel sonucu

DiCaprio, Hardy ve Lukas Haas üçlüsü Başlangıç filminden sonra tekrar bu filmde bir araya gelmiş. Leonardo, Martin Scorsese, Steven Spielberg, Danny Boyle, James Cameron, Sam Mendes ve Woody Allen'dan sonra Alejandro G. Iñárritu ile birlikte 7. defa Akademi ödüllü bir yönetmenle çalışıyor. Ayrıca bu film Leonardo'nun 9. defa bir biyografik karakteri canlandırdığı film.


The Revenant ile ilgili görsel sonucu

Filmin finansmanı da ilginç ve karışık bir hikâyeye sahip. New Regency tarafından 30 ile 60 milyon dolar arası yapım bütçesi verilmiş. Ayrıca Brett Ratner'in kurduğu RatPac-Dune Entertainment'da filme yatırım yapmış. Worldview Entertainment filme yatırım yapmak üzere ayarlanmış,fakat CEO Christopher Woodrow'un ayrılması nedeniyle şirket Temmuz 2014'de çekilmiş. New Regency, 20th Century Fox ile ek yatırım için yakın temas kurmuş, fakat şirket kabul etmemiş. Annapurna Pictures'dan Megan Ellison kısa bir süre sonra filme yatırım yapmak için görüşmelere girmiş.

The Revenant ile ilgili görsel sonucu

Ana çekimler Ekim 2014'de başlamış ve  çekimlerin Mart 2015'de bitmesi beklenilirken yönetmen yapımın ''Nisan ya da Mayıs'ın sonuna kadar'' gecikeceğini söylemiş: ''Çekimler çok uzak yerde ve biz günün %40'ında yoruluyoruz''. Yapım ekibi genellikle zor çekimlerden ve yaşanan birçok bırakma ve kovulmalardan yakınmış. Sonra Mary Parent yapımcı olarak getirilmiş. Çekimler Britanya Kolumbiyası, Alberta, Victoria, Fortress dağı, Calgary, Burnaby ve güney Arjantin'de yapılmış. Stüdyo olarak da Mammoth Studios kullanılmış.


The Revenant ile ilgili görsel sonucu

Türkiye’de 22 Ocak'ta vizyona girecek "The Revenant" tam 12 dalda Oscar'a aday olmuş durumda. 1823 yılında yaşanan gerçek bir hikâyeden esinlenen filmin konusu da şöyle:

Hugh Glass kürkleri için hayvanları avlayan bir kuruluş için çalışan deneyimli bir tuzakçıdır. Fakat avlandıkları bölgelerde kendilerinden başka hem yerli Kızılderililer hem de Fransız birlikleri kol gezmektedir. Kürk şirketinin elemanları ve kürk avcısı-rehber Hugh Glass (DiCaprio) yaşadıkları Kızılderili baskınından kaçarken sonradan adı Dakota Territory olacak olan yerde bir Boz Ayı  tarafından vahşice saldırıya uğrar ve yaralanır.  

The Revenant ile ilgili görsel sonucu

Ölümcül bir biçimde yaralanan Glass'ı, yavaşlamamak adına ekibi  melez oğlu ve iki kürk avcısı ile birlikte geride bırakır. Ancak Fitzgerald (Hardy), geride kalmaktan rahatsızdır ve Glass'ın melez oğlundan nefret etmektedir. Oğlunu öldürür ve Glass'ı yarı kazılmış mezarda ölüme terk eder. Fakat bölgeyi herkesten iyi bilen avcı Glass hayata tutunur ve yavaş da olsa yaraları iyileşir ve 200 mil (320 km) kadar gidip kendisine ihanet edeni bulmak ve oğlunun intikamını almak için çabalar.

The Revenant ile ilgili görsel sonucu

Filmle ilgili araştırma yaparken, en fazla merak ettiğim konu, Glass’ın Kızılderili eşinin de katledildiği vahşi saldırıların Amerikan Kızılderililerinin soykırımı tarihinde nerede konumlandığı. 

Kızılderili erkeklerin öldürüldüğü, kadınlarının seks kölesi olarak kullanıldığı, katil Fitzgerald öldürüldüğünde hem Glass’ın hem de Glass’ı katil zannederek peşinden gelen Kızılderililerin tatmin olduğu bir sonucun hangi felsefi temele dayandırıldığı da merak ettiğim diğer konulardan.

İzlemeyenler için fazla spoiler rahatsızlık verebilir… 

Hepinize iyi seyirler; sıkılmazsanız, haşin soğuk kış şartlarında hayatta kalmanın nasıl mümkün olduğunu da göreceksiniz.




Ahmet Haydar, Sonsuz Ark, 20.01.2016, Sinema Notları 19





The Revenant İzlekleri:

8- https://en.wikipedia.org/wiki/Hugh_Glass

Seçkin Deniz Twitter Akışı