“Bizimle gönül birliği bulunan, Batı Şeria, Gazze ve Doğu Kudüs’te Eylül 2000 tarihinden itibaren görev yapmış askerlerin itiraflarını topluyor ve yayınlıyoruz.”
Taciz, Yağma, Aşağılama, Dayak, İşkence, Özel Mülklere Verilen Zararlar…
“Bu, ayrıca var olan gerçekliği bildiği halde inkar eden inatçı çoğunluğa karşı da bir dik duruş. Bu, İsrail toplumuna ve liderlerine, çalışmalarımızın sonuçlarını değerlendirmek için acil bir çağrı.”
“Bu, ayrıca var olan gerçekliği bildiği halde inkar eden inatçı çoğunluğa karşı da bir dik duruş. Bu, İsrail toplumuna ve liderlerine, çalışmalarımızın sonuçlarını değerlendirmek için acil bir çağrı.”
Kadın Askerlerin İtirafları – Women Soldiers' Testimonies
İtiraf 38
Adı: *** | Rütbe: Çavuş | Birim: Ordu Sözcü Birimi | Yer: Hebron
Göreviniz süresince olaylar oldu mu? Damgasını vuran olaylar?
Evet. 3 Ocak 2005’te,Yitzhar yanındaki yerleşim yeri karakolunun tahliyesindeki ilkiydi. Gerçekten ilk kez yoğun bir çekimdeydim. Daha önce bu kadar yoğun ve kapsamlı gerçekleşen hadiseleri çekmemiştim. Oraya sabah erkenden bir kamera ekibiyle gelmiştim – bir video kameramanı, bir sesçi ve anlık çekimler yapan bir fotoğrafçı-. Fotoğrafları ben çekecektim. Yerleşim yerinden bir konvoy askerle birlikte çıktık, yerleşim yerindeki koruma görevinden biraz daha aşağıdaki karakola doğru. Bazı noktalarda konvoydan uzaklaştık. insanların taşındığı ve bütün ayaklanmaların gerçekleştiği karakola çıkan bir yol vardı. Vardığımızda bütün cehennem boşalmıştı, çatışmalar vardı ve ayaklanma.
Ordu ve yerleşimciler arasında mı?
Ordu ve yerleşimciler arasında.
Polis de var mıydı orada?
Polis oradaydı ve her tür ağır teçhizatlı silahları getirmişlerdi bastırmak için.. Demek istediğim aptal birkaç treyler vardı. Daha sonra bazı noktalarda, aşağı doğru, biz tarafsız kaldık. Nasıl olduysa, askerler uzakta kaldı ve biz aşağı indik, ve kamera ekibi orada duruyordu, kameraman ve sesçi aşağıda duruyordu, beni ilgilendirmeyen bir şeyleri çekiyorlardı, ve tek başıma aşağıya doğru inmeye başladım. Kameramlaydım, askeri üniformamla ve insanlar asker olduğumu gördüler. Sonra aşağı inerken bazı noktalarda beş altı civarında bazı yerleşimciler etrafımı çevirip bana bağırmaya başladılar.
Her neyse, kameraman ekibi beni göremiyordu ve bu insanlar etrafımı çevirmişlerdi ve bana hakaretler yağdırmaya başladılar. Hiçbir şey diyemiyordum, bu yüzden orada sadece durdum ve ne hareket ettim ne de tek bir söz. Yerleşimciler arasından bazı noktalarda – iki kamera taşıyordum, biri omuzumda birini de boynuma takmıştım. Yerleşimcilerden biri omuzumdaki kamerayı kavradı ve çekti. Ben çektim, o çekti ve bu yaklaşık on saniye sürdü, ama o daha güçlüydü. Çekip gitti, kaçtı ve olan oldu. Bağırmak zorunda kaldım. Şoktaydım.
Size dokundular mı?
Hayır fakat korkunçtu. Etrafımı çevirdiler ve ses çıkaramadım, hareket edemedim. Beni en çok şok eden, hatırlıyorum, bana yakın olan bazı askerlere “Bana yardım edin, kameramı çaldılar!” diye sesleniyordum. Sanırım korkmuştu, çünkü ilgilenmiyormuş gibi görünüyordu, arkasını döndü ve sonra kendi ekibimden olan ve beni gören arkadaşıma bağırdım ve arkadaşım koşarak geldi.
O olaydan sonra bir başkasıyla konuştun mu (bu durumu anlatmak için) ?
Evet. Ayrıca polise gitmek zorunda kaldım ve askeri basın sözcü yardımcısı tarafından sorgulandım, bu arada hiçbir şey olmadı, kamera döndürülemedi, çalanlardan kimse de…
Onları fotoğraflamamış mıydınız?
Birini fotoğrafladım, onlardan biri değildi.. Birkaç kimse fotoğrafladım, kamerayı çaldıktan sonra gözaltına alınan ama küçük olduğu için salıverileni değil. Basın sözcüsü olan insanlar bununla gerçek anlamda ilgilenmediler, kamera çok kıymetli bir aletti, bilmiyorum, bu yerleşimcilerle aralarının bozulmasını istemiyorlardı sanırım…
Şüphesiz seninkisi ilk olay değildi, ne ölçüde yerleşimcilerle iyi ilişkilerde kalmaya çalışıyorlardı?
Bilmiyorum, askeriyeye ait bir ekipmanı (kamerayı) almak için mücadele etmediler, onlar şey değil.. Ben polise giden biriydim. Bir soruşturma resmiyet kazandırılabilecek olaylar için açılıyordu, sanırım, sonuç çıkartılabilecek olan. Basın sözcü ofisine bir şey yapılmamıştı (zarara uğramamıştı).
***
İtiraf 39
Adı: *** | Rütbe: Çavuş | Birim: Sınır Devriyesi | Yer: Allenby Köprüsü
Hatırladığım bir olay var bir delikanlı ile ilgili, on altı ya da on yedi yaşındaydı, belki daha genç, sınır devriye askeri bir kadınla canlanmak isteyen, tamam mı? canlanmak derken neyi kast ediyorum? Bilmiyorum, yüksek sesli, her hangi bir şey söyledi, o kadın askere ne söylediğini tam olarak bilmiyorum. Görünüşe göre gözaltına alınması gerekiyordu, ayrılamıyordu oradan. Karakolda görevli olan kişiyi çağırmak için dışarı gitti kadın asker ve bana karakola kadar delikanlıya refakat etmem söylendi. Böylelikle Allenby Köprüsü Terminalindeki polis istasyonundaki görevli memura kadar ona eşlik ettim. Daha önce de söylediğim gibi, Ma’ale Adumim polisine ait. Polis İstasyonuna vardığımızda onlar içeri girdi ve ben dışarıdaydım.
Birinci bölümde neden beklemem gerektiğini bilmiyordum, bilmiyordum, neden olduğunu bilmiyordum, bir şeyler orada beklememe sebep oldu, şimdi hatırlıyorum. Kapalı kapının karşısında içeride olan biten her şeyi duydum. Bağırmalar vardı: Ne yapıyorsun? Bu şekilde davranmaya nasıl cesaret edersin? Her neyse, darbeler duymaya başladım, dövme sesleri. Ne düşünmem gerektiğini bilmiyordum, tamamen buz kesilmiştim. Ne, içeri girip komutana durmasını söyleyebilir miydim? Şey değildim.. Bilirsiniz, üslerinize saygı vardı, ağzınızı açıp konuşmanızın yolu yoktu. Onlara nasıl davranacaklarını söylemek mi? Kim, ben mi? Sadece bir denetçiydim.
Ne yaptınız?
Size söyledim, orada bile olmamam gerekiyordu. Girmemdim, kaldım. Komutanın onu döveceğini ya da her hangi bir şey yapıp yapmayacağını görmek istemiştim. Yaralandığını ya da zarar gördüğüne dair herhangi bir şey hatırlamıyorum. Sanırım oldukça dayanıklı bir çocuktu. Her neyse, birkaç dakika orada oturdu, sonra birkaç saat gözaltında tutuldu, ortalık sakinleştiğinde ise serbest bırakıldı.
Herhangi bir soruşturma? Ya da başka şey?
Kadın polise söylediği tek bir kelimeyle alakalı olduğunu anlıyorsunuz. Önemli olan, sadece alay ettiğinden emindi. Kendi yaşlarımızdaki insanlardan bahsediyoruz, neyiz biz? Genç kızlar, kadın polis de çok gençti. Bunlar askerlik görevini sivil polis olarak yapıyorlardı, askeriye yerine. Askerlik yapan emniyet görevlisi polisler.
Birsen Şöhret, 29.01.2016, Sonsuz Ark, Konuk-Çevirmen Yazar, Çeviri
Çevirmenin Notu: Çevirideki kesik, kekremsi ifadeler, röportajlardan yazıya aktarılan orijinal metne sadık kalındığı için, olduğu gibi çevrilmiştir.
Orijinal Metin: