"Onun kendi işine ve uzmanlığına zıt bir alanda ustalaşması ülkesine karşı hissettiği sevgi ve sorumluluk duygusundandı. Tek derdi vardı bizim gibi; Ülkemiz, inancımız ve insanlık için ne yapabilirdik?"
Sonsuz
Ark’ın “Dünya’yı ve insanları izlemeyen bir aklın, söylenecek bir sözü, üretilecek
bir stratejisi olamaz.” ilkesi gereğince dil bilen gözlere olan ihtiyacı, benim
çeviri programlarıyla çözümlenecek bir sorun değildi, olamazdı da. Nüansların
anlamları değiştirdiği açık bir gerçekken, yanlış anlamalar üzerine yapılan okumaların
da sağlıklı olamayacağı gerçeği ortadaydı. Ki; biz toplum olarak Osmanlı Devleti
1699’de çökmeye başladığı günden bu yana devşirme algılar ve kasıtlı
tercümelerle inşâ edilen bir okuma ve anlama biçimine mahkûm edilmiştik. Bu
mahkûmiyet, bizi hiçbir küresel stratejiyi doğru okuyamamakla cezalandırmak
demekti. Bir şeylerin değişmesi için bu mahkûmiyetin de sona ermesi
gerekiyordu. Dil bilen seçilmişlerin ezici üstünlüğünü dağıtmak zorundaydık.
Nihayetinde
herhangi bir küresel olgu ya da olayın, ülkemizi, bizi ve bütün insanlığı
ilgilendiren içeriklerine ulaşmamız yine plan sahibi aynı küresel güçlerin
devşirdiği ve koordine ettiği yerli uşaklarının yaptıkları haberlere ve yorumlara
bağlıydı. Doğal olarak Medya ve Basın-Yayın(m) dünyasının kontrol altında
tutulduğu bir ülkede doğru bilgiye, doğru içeriğe ulaşmak, yepyeni bir
gözetleyici kimliğe sahip olmakla mümkündü.
‘Küresel
Stratejik Planlar’ yapıldığı anda medya işlemeye ve bu planların psikolojik,
sosyolojik, ekonomik, politik, dinî her türlü içeriğe yönelik mesajlarını gazete
haberleri, reklamlar, dergiler, diziler, sinema ve tv filmleri, aracılığıyla ve
sanatçı, yazar, şair, gazeteci, siyasetçi, bürokrat, asker vb gibi araçların tutum ve davranışları ile vermeye
başlar. Bu mesajları doğru anlamak için doğru okumak ve nüansları yakalamak
önemlidir. Bunun için iyi dil bilmek, deneyim sahibi olmak ve mesajları
algılayabilecek altyapıya hâkim olmakla birlikte zeki, dikkatli ve takipçi
olmak yetmez, aynı zamanda planı somut olarak netleştirip karşı önerilerde
bulunmak gibi zengin bir potansiyel gerektirir.
Sonsuz
Ark’la çıktığımız yolculukta, hem önce bir Sonsuz Ark okuyucusu sonra Bir
Sonsuz Ark çeviri yazarı olarak Tamer Güner’le karşılaşmamızın tarihini
hatırlamıyorum, ancak kurduğumuz diyalog sonrasında 11. Konuk yazarımız olarak
Sonsuz Ark’ın 544. yayınıyla 6 Şubat 2014 Perşembe günü aramıza katılmış Tamer Bey
ve ilk çalışması bir haber seçkisi halinde sunduğumuz çeviri seti. SA544/KY11-TG1:Winnews/ Haber Penceresi 1 başlığıyla yayınlandı.
Başlangıç
olarak küresel ağ sahibi etkin haber portallarını izlemeyi ve çeviri haber
derlemeyi düşünmüştük Tamer Bey’le. Sonra stratejik, diplomatik, politik, ekonomik, dinî, sosyolojik, tarihî, vb. metinlerin çevirisine odaklandık. Onun kendi işine ve uzmanlığına zıt bir
alanda İngilizce çevirilerde ustalaşması ülkesine karşı
hissettiği sevgi ve sorumluluk duygusundandı. Tek derdi vardı bizim gibi;
Ülkemiz, inancımız ve insanlık için ne yapabilirdik? Az sonra yayına hazırlayacağım
176.ci çevirisi bu işi meslek olarak yapanlar için çok şey ifade edecektir.
Her bir
karakterin, sözcüğün, cümlenin hesaplanarak ücretinin belirlendiği bir çeviri
dünyasında sayfalar dolusu çeviriye ayırdığı zaman için ona teşekkür etmek
isterim Sonsuz Ark ve okuyucuları adına. Muhakkak Allah rızasını gözeterek yüreğiyle
ortaya koyduğu işin maddi bir karşılığını ya da teşekkürü bekleyerek çalışmadı
hiçbir zaman, ancak bir teşekkürün bile çok görüldüğü bu zamanın çirkin ruhuna
karşı teşekkür etmek ince ruhlu olmanın da bir gereğidir diye düşünüyorum.
Birlikte
yürüdüğümüz bu yolda zaman zaman hem iç hem de dış olgu ve olaylarla ilgili
değerlendirmeler yaptık, Sosyal Medya üzerinden yürüttüğümüz yazı işleri aslında
tarihe geçecek nitelikte. Kuşkularımız, sorgulamalarımız, doğru ya da yanlış
algıladığımız şeylere dair yaklaşımlarımız her biri güzel bir güven duygusu
üzerine konumlanmıştı. Bundan dolayı gerçekten iyi bir iş çıkardığımıza inanıyorum.
Sonsuz Ark’ın, güvenilir çeviri, güvenilir sunum anlamında doğru
bir yerde durduğunu ve derin ve uzun bir geçmişi olan çeviri ihtiyacına samimi bir
şekilde, devasa yayın içeriklerinin bulunduğu medyada yeterli olmasa da, cevap
verdiğini birlikte gördük.
Daha ne
kadar sürer Sonsuz Ark yolculuğu bilmiyorum, bu maddi karşılık gözetmeyen
yolculuğun Cemal Çalık’tan sonra en iyi ikinci kahramanı ile birlikte
yürümek bana her zaman keyif verecektir.
Sonsuz Ark okuyucuları çevirilerindeki ustalığını daha iyi değerlendireceklerdir diye de düşünüyorum.
Çevirmenimiz Tamer Güner’e, eşine ve çocuklarına, tüm sevdiklerine sağlık, afiyet, huzur ve Allah’tan rahmet ve esenlik diliyorum.
Selam ve Sevgiyle
Seçkin Deniz, 02.02.2016,
Sonsuz Ark, Eleştiri