4 Şubat 2016 Perşembe

SA2443/KY1-CÇ192: Düşlerin İsyanı/Roman-Bölüm 3-IV

"Yaşamım düş kurmakla geçti ya!"

“Dünyada senden sonra da yaşayabilecek olan şey sözdür! Sen sözü hor görme!”
Firdevsî

Bölüm Üç
-IV-

Ben hiç evimin bulunduğu bölgeden çıkmadım ki Şehrinaz. Sen Taç Mahal’den söz ediyorsun.. 

Bunların anlamı ne? Liz olsan ne olacak hem.. Ernüvaz Hanım’a –ruh doktorum- bu konuyu açtığımda dudak bükmüştü. Kişiler için kullandığım isimlerden ötürü. Bunu açık açık belirtti.“Belki de kökeniniz Hintlidir!” dedi. Şehrinaz duysaydı bu söylenenleri – Ernüvaz Hanıma göre duyamazmış, çünkü gerçekte öyle biri yokmuş, ama bir duysaydı- işte o zaman ölümlerden ölüm beğenmek zorunda kalırdım.

Hindistan, Keşmir, beyaz mermerden aslan başlıklı sütunların kuytusunda dinlenmeye çıkmış bacakların seyir-ü seferinden arta kalanlar .. erişilemeyecek bir kadın.. Yine siyah giyinmiş o kadının peşinde bir hafiye gibi dolaşan hırpani kılıklı biri gözleri sürekli ondayken yarım kalmış aşk masalı, Eski Bir Aşk Hikâyesi, haftanın belli günleri kadının neden hep siyah giyindiğini anlayamazken.. unuttum ne söyleyeceğimi.. siyah giysi. -Dehhak Döngel'in bir takıntısı olmalıydı- Her cumartesi eşiyle Titreyen Göl'e gittiklerini söylediğinde.. Şehrinaz’ın karanlıkta kalmış yüzünü aydınlığa ulaştırma peşindeydim sanki.

"Ruh Cücesi herif !" demiştim içimden.. belki onun da Liz Taylor'da gözü vardı.. elimde bıçak yürüdüm, yalının tavan arasına çıkarken başına geleceklerini bilmediğimden.. Belki Kandirev yüzünü kül kaplamış tümsek aynanın karşısına dikilince halanın aklının kursağına kaçacağını kestiremediğinden yolların çatallanan bir aynaya hapsedileceklerini, böyle bir lanetlenmişlikle bellekleri ellerinden alınmış insan topluluğunun oradan bakıp nasıl tok kahkahalarla gülüverdiklerini saymakla bitirememişti kâtip! 

Büyük Baba –nedense- ona hep Kâtip dediğinden, adı konakta Katib’e çıkmış Kandirev'in gül bıyıkları çok komikti.. bir akşam soluğunu banyoda almış, ıslatmadan kuru kuru icabına baktığı gül bıyıklar, lavaboda son danslarını yaparken o aksi görmüş, bir daha da kimseyle konuşmamıştı.. Belki yüzünü eğip bükerek uzatan parıltılı cismin sırrına babaanneden sonra o vakıf olduğu için, uyumaya düşkün bir insan olup çıkması Şehrinaz'ı bu gün bile güldürmekteydi. “Hah.. haha..” gülümsedim.

"Ruh Cücesi herif!" sözleri kasaphanenin solgun yeşili duvarlarında bir zaman yankılanıp durmuştu. 

Önümde açılıp giden boşlukta kaybolup gitmek istemediğimden, edere sımsıkı sarılmakta bulmuştum çareyi...






Cemal Çalık, 04.01.2016,  Konuk Yazar, Sonsuz Ark, Düşlerin İsyanı, Roman 



Seçkin Deniz Twitter Akışı