"Peki, neden okulu bittiğinde orta derecede keman çalabilen bir öğrenci olmasın?"
Notalar duyguların doğrudan ifade edilebildiği tek dil olan
müziğin alfabesidir. Saatlerce dil dökerek ifade edemeyeceğiniz duyguları
birkaç mezur notaya döküp, gelecek kuşakların da hissedebilmesini
sağlayabilirsiniz. Seslerin hüzün ya da neşeyi sembolize edişi kültürler
arasında nadiren farklılık gösterse de, çoğu zaman konuştuğunuz dili hiç
bilmeyen bir yabancı hislerinizi ortaya çıkardığınız melodi yoluyla
paylaşabilir.
İşte bu, insanoğlunun keşfettiği en sıra dışı iletişim
yollarından biridir.
Ülkemizde müzikle uğraşan kimselerce nota öğrenmek pek ilgiyle
karşılanan bir durum değildir. Biz pratiğe meyilliyiz. Fakat bunun nedeninin
aceleci ya da sıkılgan olmamız olduğuna inanmıyorum. Bana göre asıl neden okul
yıllarında sanat eğitimlerinin zorunlu olmasıdır.
Bitmek tükenmek bilmeyen müzik derslerine yıllarca maruz kalan
birey, o kadar eğitimin sonunda müzikle ilgili dişe dokunur bir müzik pratiği
elde edememektedir. Öyle ki, çoğu kimse portrede notaların yerini gösteremez.
Müzik ve resim gibi dersler kişilerin eğilimine göre tercihe
bağlı olmalıdır. Örneğin; müziğe eğilimi olan bir çocuk, yeteneği veya merakı
olmayan birçok arkadaşı ile bu derse “maruz” bırakılmamalı. Çünkü herkesin
sanata eğilimi olması mümkün değil.
Resim ve müzik gibi dalların yanına daha farklı dallar da
eklenerek, profesyonel bir gözlemci tarafından eğilimi olan çocuklar
belirlenip, ailelerin de isteği doğrultusunda eğitim verilmeli. Böylece meraklı
ve yetenekli çocuklar şevkle kendilerini geliştirebilir.
Bu tür derslerin zorunlu verilmesi topluma olduğundan farklı
bir form kazandırmak gibi sürrealist bir niyetle yapılmaktadır. Oysa bu şekilde
en fazla okul bandosu kurabilirsiniz.
Peki, neden okulu bittiğinde orta derecede keman çalabilen bir
öğrenci olmasın? İmkânsız değil, sadece konuya daha fazla dikkat ve kalıpları
kırmayı gerektiriyor.