"Meslek etiğine verdiği değeri bize hissettirdiği için Yıldıray Oğur Beyefendi’ye Sonsuz Ark ve okurları adına teşekkür ediyorum."
Gazetecilerin
ya da totalde medya çalışanlarının medya kartellerinin kıskaçları arasında
birer kişilik ve kimlik sahibi meslek erbabı olarak yetişmesinin imkânsız olduğu
bir devirde, doğru-objektif ve araştırmaya dayalı haberciliğin, köşe
yazarlığının çok değerli olduğunu düşünüyorum. Çünkü meslek etiği denen bir şey
varsa, bu etik zorunlu olarak bir kişiliği ve kimliği de zorunlu kılıyor. Ve
tabi bu zorunluluk kendisiyle beraber bir çıkar çatışmasının tarafı hâline
gelmemeyi de dayatıyor.
Vahşi ve
acımasız orman kanunlarının geçerli olduğu, ancak bunun tam aksine çok hassas
ve insan haklarına odaklı olması gereken bu çok önemli alanda başarı da bir
anlamda dik durmayı ve ilkelerini çiğnetmemeyi gerektiriyor. Tabi eğer
başarıdan kasıt kartel patronlarının çıkarları doğrultusunda bir lejyoner olarak
davranmak değilse.
Türkiye
2002’den bu yana tasfiye edilen vesayet sistemleri ile mücadele ediyor.
Gazetecilerin daha özgür gazetecilik yapabileceği bir ortam da her türlü
vesayet kuşatmasından ve bağımlılığından uzakta mümkün olacağı için, tüm medya
çalışanlarının da bu vesayet savaşında bağımsızlığa destek vermesi beklenirdi.
Çünkü oy kullanan halkın, çarpıtılmamış gerçekliğe dair fikrinin olabilmesi
için doğru haber alması şarttı.
Medya da
büyük bölümüyle karmaşık vesayet sisteminin bir parçası olduğu için halk doğru
haber alma hakkını yeterince kullanamadı ve doğrudan hayatına yansıyan olumlu-olumsuz
gelişmelerle kararlarını vermeye başladı. Medya itibar kaybını saklayacak
durumda değildi. Çünkü bu yapı yaklaşık 150 yıllık mazisiyle bir çarpıtma ve
aldatma sanatına dönüşmüş bir iş olarak vesayet sistematiğinin sürmesine hizmet
eden dördüncü bir güçtü.
Medya elbette
kendi ruhundaki çarpıklığı içeriden bilen ve buna tepkili olan çok değerli
çalışanlarına da sahipti. Ve zaten halkın iradesi karşısında vesayet
geriletilebilmişse bunun için halkı doğru bilgilendirmeyi meslekî namus
meselesi olarak gören gazetecilerin ve televizyoncuların ve bir takım medya
şirketlerinin katkısı da büyüktü.
Araştırmacı
gazeteciliğin en iyi örneklerinden biri olan Yıldıray Oğur Beyefendi, bir
cümlelik yazışmamız sonrasında, 33. Konuk yazarımız olarak 6 Temmuz 2015
Pazartesi günü yayınladığım SA1495/KY33-YO1: Açık Renkli, Tenteli SporAraba'nın Şoförü başlıklı yazısıyla başladığı serüvende
78 yazısı ile bize destek verdi. Bunun için daha doğrusu meslek etiğine verdiği
değeri bize hissettirdiği için Yıldıray Oğur Beyefendi’ye Sonsuz Ark ve
okurları adına teşekkür ediyorum.
Yıldıray Oğur Belgeselleri olarak
etiketlediğim bu değerli çalışmaların kara propaganda ürünü fabrikasyon
haberlere karşı okuyucuları doğru bilgilendirdiğine bizzat şahidim. Tarih elbette
bunları kaydedecek ve halk adına halkın ve devletin ortak çıkarları adına
yürütülen çabanın karşılıksız kalmayacağını da not edecek.
Sonsuz
Ark çıktığı sonsuza doğru yolculuğunda kişiliği, kimliği mesleğine olan saygısı
net olan dostlarla yürümeye devam edecek.
Bu
vesile ile Yıldıray Oğur Beyefendi’ye ve ailesine sağlıklı, huzurlu ve başarılı
bir hayat diliyoruz.
Seçkin Deniz, 08.03.2016, Sonsuz Ark, Eleştiri, Teşekkür