13 Mart 2016 Pazar

SA2621/MEY30: Yıl 2016; YGS-LYS İşkencesi Sürüyor

“Hani, artık kimse ineğini satıp çocuğunu okutmayacaktı, hani 2016 sonuna kadar sınav mantığı değişecek, öğrenci birkaç saatlik sınavlarla geleceğini belirlemeye zorlanmayacaktı? Ne oldu?”


Bir yıldır yaşadığımız stresin haddi hesabı yok; geçen yıl bu zaman başladı iki milyondan fazla aile gibi, ‘Ne yapsak, nasıl yapsak da çocuğumuzu YGS ve LYS’ye hazırlasak?’ sıkıntısı. Bu dert zaten okullardan ebeveynlere geçeli çok oldu. 

Oysa MEB Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği'nin 7. Maddesi şöyledir: Ortaöğretim kurumları;‘Öğrencileri bedenî, zihnî, ahlâkî, manevî, sosyal ve kültürel nitelikler yönünden geliştirmeyi, demokrasi ve insan haklarına saygılı olmayı, çağımızın gerektirdiği bilgi ve becerilerle donatarak geleceğe hazırlamayı, Öğrencileri ortaöğretim düzeyinde ortak bir genel kültür vererek yükseköğretime, mesleğe, hayata ve iş alanlarına hazırlamayı, Eğitim ve istihdam ilişkilerinin Bakanlık ilke ve politikalarına uygun olarak sağlıklı, dengeli ve dinamik bir yapıya kavuşturulmasını, Öğrencilerin öz güven, öz denetim ve sorumluluk duygularının geliştirilmesini, Öğrencilere çalışma ve dayanışma alışkanlığı kazandırmayı, Öğrencilere yaratıcı ve eleştirel düşünme becerisi kazandırmayı, Öğrencilerin dünyadaki gelişme ve değişmeleri izleyebilecek düzeyde yabancı dil öğrenebilmelerini, Öğrencilerin bilgi ve becerilerini kullanarak proje geliştirerek bilgi üretebilmelerini, Teknolojiden yararlanarak nitelikli eğitim verilmesini, Hayat boyu öğrenmenin bireylere benimsetilmesini, Eğitim, üretim ve hizmette uluslararası standartlara uyulmasını ve belgelendirmenin özendirilmesini’ amaçlar.

Yani gerçek Hukuk algısı gelişmiş bir dünyada, şu anki YGS-LYS denen sınavların yapılmasının Ortaöğretim kurumlarının amaçlarına göre bir başarısızlığın tescili ve itirafı olduğunu kanıtladığını söyler ve MEB’i dava edersiniz ve bu sınavlar kesinlikle ortadan kalkar.

Belgelendirmişsin, diploma vermişsin ‘yeterlidir’ diyerek, ama verdiğin eğitim-öğretimi, verdiğin diplomaya göre yeterli olması gerekirken yeterli görmüyorsun ve üstüne üstlük genci iki ayrı sınava tabi tutuyorsun üniversiteye girebilmesi için. Demek ki; işini tam yapamamışsın ve Öğrencileri ortaöğretim düzeyinde ortak bir genel kültür vererek yükseköğretime, mesleğe, hayata ve iş alanlarına hazırlamayı başaramamışsın,  yetmemiş kendi başarısızlığını örtmek ve sorumluluğu ebeveynlere ve öğrencilere yüklemek için sınav koymuşsun, sonra da bu sınav sonuçlarına göre öğrenciyi çoğunlukla istemediği ama mecbur kaldığı bölümlere girmeye zorlamışsın. Nereden bakarsanız bakın bu ciddi bir handikap.

Yönetmeliğin amaç kısmındaki diğer maddelerin gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğini sorgulamayı bir tarafa bırakıyorum, çünkü YGS-LYS gibi sınavların varlığı sayılan diğer bendlerin hükmünü anlamsız kılıyor. Yani, geçmişinden bugüne MEB aslında hep başarısız, ama bunun hesabını soran da yok, veren de.

Dershaneleri üreten yine MEB’in yetersizliği idi, hantal yapısı ve işlevsizliği yüzünden dershaneleri devreye sokmuş ve yasalara dahil etmişti, dershaneler ebeveynleri söğüşleme ve çeşitli örgütlerin eleman devşirme mekanizmasına dönüşünce devlet, durumu düzeltmeye çalıştı. Ancak geldiğimiz noktada işler daha kötü bir noktaya geldi. Çünkü; dershanelere uyarlanan sistemi dönüştürmek için gerekli hazırlık ve enformasyon yapılmadı, şu anda dershanelere ödenen meblağın beş katından on katına kadar çıkan Kurs bedellerini ödüyoruz ebeveynler olarak.

Hani, artık kimse ineğini satıp çocuğunu okutmayacaktı, hani 2016 sonuna kadar sınav mantığı değişecek, öğrenci birkaç saatlik sınavlarla geleceğini belirlemeye zorlanmayacaktı? Ne oldu?

Bugün YGS sınavına girecek iki milyon yüz bin öğrenciden daha fazla öğrenci ve onlarla beraber kredi çekmiş ya da borçlanmış, çocuğunu kurslara göndermiş ebeveynler.

Yıllardır devlet okullarında öğrencilerimi dershanelere, kurslara, özel derslere ihtiyaç duymayacak şekilde yetiştiriyorum, ama benim çocuklarıma devlet okullarından aynı şekilde özen gösterilmiyor. Neden? Çünkü öğretmen kalitemiz yetersiz, öğretmen kalitesini ve hayat standardınız yükseltecek bir devlet politikası yok. Çünkü halen ilkokullarda 90’lı yıllarda öğretmen olarak atanmış mühendisler, iktisatçılar, ziraatçılar, tiyatrocular öğretmencilik oynayıp eğitim-öğretimi katletmeye devam ediyorlar. Çünkü halen 40 yıllık artık dinozorlaşmış öğretmen kalıntıları öğrencilerin eğitim-öğretim ihtiyaçlarına cevap veremiyorlar.

Çocuğumu kendi hazırladığım programla YGS-LYS’ya hazırlamayı düşündüm. Ancak “Fizik dersinden özel ders almam gerek Baba!” dedi, iyi bir Anadolu Lisesi’nde okumasına rağmen -Biyolojisi de yetersizmiş sonradan anladık- Araştırdım, Fizik özel dersi için vereceğim para yaklaşık 6-7 bin lirayı buluyordu. Ama bunun yanında ne deneme sınavı ne diğer dersler var. Bir arkadaşımın açtığı kursu inceledim, verdiği hizmet yaklaşık 50 bin liralık özel derse tekabül ediyordu. 10 bin liraya anlaştık ve içim rahat bir şekilde kursa başlattık çocuğu.

2015 yazından beri devam eden maratonun ilk etabına yarın girecek bizim delikanlı. Heyecanlı ve yerinde duramıyor, Annesi de öyle. Gecesi yoktu, gündüzü yoktu. Bir deri bir kemik kaldı çocuk. Çünkü sabah gittiği kurstan gece 10’da dönüyor. Bakalım bugünkü sınavda ne yapacak? Allah ona da tüm çocuklara da merhamet etsin ve emeklerinin karşılığını almaları için yardım etsin diye dua ediyorum.

Ben ve eşim, bütün ebeveynler gibi, çocukların çektiği işkenceden bağımsız bir yıllık işkenceden sonra yarın sınav sonuna kadar meraklı ve endişeli bir beklentiyle işkence çekmeye devam edeceğiz.

Ne zaman mı düzelir bu? Böyle giderse hiçbir zaman. Ama bana yetki veren olursa, ben nasıl düzeltileceğini herkese öğretirim. Biraz iş bilenlere sorumluluk verin ve artık işini iyi yapmayanlara hesap sorun.

Elbette kulun hukuk ihtiyacının hesabını da Allah görecek, ama bu kadar güzel teknolojik imkanın sağlandığı okulları ve bakanlığı idare etmek de güzel ve etkili olmak zorunda.

Devlet dünyanın parasını akıtıyor MEB’e, ama yönetmelikteki amaca ulaşılamıyor. Devlet okullarda ücretsiz kurs açmış, ama gerek devletin içindeki bilinmeyen engeller gerekse öğretmen camiasının kurs ücretlerini az bulması yüzünden sistem işlemiyor. Önüne gelen "Neden kurs ihtiyacı olsun ki?" diye soruyor, ama kimse kalkıp neredeyse her sene değişen müfredatı ve öğretmen yeterliliklerini tartışmıyor.

Velhasılı kelam YGS işkencesi sürüyor. Allah çocuklarımıza bize yardım etsin.



Mustafa Eyyüboğlu, Onüç Mart İkiBinOnAltı – Otuz



Seçkin Deniz Twitter Akışı