(Zaman durdu durulmamış zamanda)
(Kınında paslanmış kılıçlar gibi kınından çıktı rüyâlar)
(Gece korktu, gündüz korktu, ıslık çaldı karanlık)
***
Sadece izi düşmüş gözlerine güneşin...
güneş kim ki...
hem nasıl olur yeknesak hayatta bu...
***
Ve duvarlar o kadar inceyken hem de...
ve sesler o kadar kalınken...
nasıl olur da izleri düşer gözlerine güneşin...
***
Ve sen inci tanesi karanlık...
nefesine tutulmuş ay gibi durursan öyle...
işte öyle güneş sürüklenir ruhuna...
hem neden hem nasıl olur ki bu...
***
Çağır gözünü güneşten...
kal ayın karanlık yüzünde...
mağdur ve ötelenmiş gibi...
hüznüne seslen, hüznünü sil gözlerinden...
***
Sen inci tanesi karanlık...
değdirme güneşi gözlerine...
öyle kal...
sen...
inci...
tane...
karanlık...
***
Süslerin renksizliğinde doğrul...
olmaz mı...
Khorto Bâri, Sonsuz Ark, 27/03/2016