10 Nisan 2016 Pazar

SA2736/KY13-AO63: ABD ve Türkiye-İsrail Anlaşması

"Eğer, ABD ile ilişkiye mecbur, onun gücünden yararlanmak istiyor, onunla çatışmak yerine uzlaşarak yol almak istiyorsanız güçlü devlet olmak zorundasınız." 


ABD, siyonist sermayenin şekillendirdiği bir dünya tekelidir. Dünya pazarını elinde tutan ne kadar güç varsa burada filizlenmiş ve temellenmiştir. Çoğunluğu siyonist sermayedarlardan oluşan bir yapı olan bu kapitalist/emperyal devlete kimilerinin "büyük siyon devleti" demesi bundandır. Ve bu tabir doğruya yakın bir tabirdir. Zira ABD'de güç sahibi olmak için burada etkili olan sermaye gruplarıyla/lobilerle ilişkili olmak, daha ötesi onların kontrolünde büyümek gerekir. Bunun ilk şartı ise siyonist yahudi çıkarlarını korumaktan geçer.

Bu durum sadece ABD içerisinde geçerli olan bir durum değildir. ABD'nin gücünü arkasına almak isteyen ülkeler de burada söz sahibi olan güçlerle iyi ilişkiler sürdürmek zorundadır. Aksi halde bu güç odaklarıyla karşı karşıya kalmak demek ABD ile karşı karşıya kalmak demektir. Bu kaçınılmaz bir durumdur.

Eğer, ABD ile ilişkiye mecbur, onun gücünden yararlanmak istiyor, onunla çatışmak yerine uzlaşarak yol almak istiyorsanız güçlü devlet olmak zorundasınız. Eğer böyle bir hedefiniz varsa bu güçleri karşıya almak yerine onları hedefleriniz doğrultusunda, bir süreliğine idare etmek ve onlara verdiğinizden çok daha fazlasını alarak gücünüze güç katmak durumundasınız. Bunu yaparken bilmelisiniz ki; ABD ve paydaşları için dostluk değil çıkar esastır. Aslında bu esas kapitalizminde genel esasıdır.

ABD ziyaretinde orada yer alan yani ABD'yi oluşturan güçlerin lobileriyle, onları oluşturan sermayedarlarla görüşen Erdoğan'ın asıl amacının bu ülkeden bize yönelen düşmanca tutumların engellenmesini sağlamaya yönelik olduğu aşikardır. Ve yine biliyoruz ki ortada tarafların birbirlerini tufaya getirmeye çalıştığı bir oyun vardır. Kısaca oyunu kötü oynayan kaybedecektir. 

Dileriz ki kaybeden her şeyi para ve kar ile ölçen zalim odaklar olur ve sonuçta siyonizmin ayakları altında ezilen mazlumlar derin bir nefes alırlar.

Elbet sonra ki adım, mazlumları ayağa kaldırmak olacaktır.

Başarmaktan başka şansımız yok ve bir gün mutlaka başaracağız.


Adnan ONAY, 10.04.2016, Sonsuz Ark, Konuk Yazar

Seçkin Deniz Twitter Akışı