"Sevgili kârîlerimin (okuyucularımın) inanılmaz baskıları karşısında yelkenleri indirip yazmam isteklerine boyun eğdiğimi itirafla:)"
PAZAR YAZILARI -23-
Not 1- Olumlama ya da olumsuzlama sende anlamlı olsa da bir başkasında da öyle olacağını ummak yaşama acemiliğinin bir tezahürü değilse de yaşama yorgunluğunun tezahürü olduğu kesinlenebilir kolaylıktadır.
Not 2- Her kolaylıkta içkin olan bir zorluk, her zorlukta da bir kolaylığın olabileceğinin duyumsanabilir olması kanmanın bir başka bağlamda ifşa edilişidir.
Not 3- Bak bu not yanlış bir tepkinin kendiliğinden ortaya çıkışına bir kanıt olarak ileri sürülebilir.
Not 4- ? (mahkuk; kazılmış, hakkedilmiş)
Not 5- Azıcık soluklanmanın kimseye bir zararı dokunamaz. Ya da dokunmamalıdır.
Not 6- Kırtik; parça
KIRTİKSEL YAŞAMLARIN NAİF BAŞKALDIRIMININ APOLİTİK ÇIKARIMLARI
VE İCTİMAİ YETKE KARŞISINDAKİ KONUMLARININ TEMELLENDİRİLMESİNE İLİŞKİN APRİORİ YAKLAŞIMLAR
- ya da kalburüstü olmak için ergence tutumların bir tahlili-
Şansa, tesadüfe irca edilen nice mahkuk şeyin hiç de öyle olmadığı olmayacağı size de aykırı gelmemelidir. Atılan adımların kişiyi getirdiği yer, adım atanın tasarımlarına, beklentilerine uygun olmasa da burada şans ve tesadüf uzamlarının olduğu anlamına gelmeyeceği açıktır. Ki, birincil olan ikincil olana evrildiğinde de aynı çıkarım geçerlidir. Bu çıkarımın ifşası ifa edilmesi gereken uslamlamaların hakkıyla yerine getirildiğinin bir göstergesi olduğu açıktır.
Bu ilkesel bazda böyle olduğu gibi tek tek olay ve olgularda da geçerli olandır. Kimi geçerliliklerin illegal olduğu yargısı kurgusal bir evrenin temelleriyle örtüşse de burada geçerli olanın bu karakterde olmadığını anlamak zor olmasa gerek. Ki, biz zaten anlamdaş evrenlerin kritiği konusunda daha önceki bir makalemizde (Bk. Pazar Yazıları 6; TÜRDEŞ AYRINTILARI AYRIŞTIRMADA İZLENİLECEK YÖNTEM ÜZERİNE ÖNDEYİLER) geniş bir açıklamada bulunmuştuk. O açıklamanın yeniden bir anlatımının gereği olmadı yargısını dillendirmemizin hoş görüleceği kanısındayız.
Orada da dile getirdiğimiz gibi bütüncül olan parça olanın izlerini taşıyor olsa da –ki parçanın bütünün bir toplamı olmadığını insanlık düşünce evreni çoktan keşfetmiş ve bu keşfini ilan etmişti- kendine özgü olanı tam anlamıyla yansıtamıyor ise henüz kendini kendisi olarak gerçekleştirememiştir.
Kendini kendisi olarak gerçekleştiremeyenin içtimai yetke karşısındaki konumu hiç mesabesindedir. Ve dolayısıyla kendini kendisi olarak gerçekleştirenlerin konumlarının dikkate alınarak toplumsal yaşam şekillendirilirken kendini kendisi olarak gerçekleştirmeyenin bu varlıkta bir yeri olmadığından içtimai yaşamın şekillendirilmesinde –görülmediğinden ötürü- dikkate alınmayacaktır. Belki bir ilinek, bir geçici durum, bir tuhaf sapış, bir olması muhtemel olmayan olarak bile dikkate alınmayacak ve yoksanacaktır. Öyleyse kırtiksel bir yaşamın düşünülebilir sınırları dahi olamaz ve böyle bir düşünüyü ikinci el varlıklar için bile hoş göremeyiz.
Bu bağlamda kırtiksel yaşama ilişkin düşünülmesi muhtemel bir takım kurgusal öndeyilere ait kurulacak bağıntıların temellendirilmesi içtimai alanda mümkün olmadığı anlaşılmış olmalı. Bizi bu düşünceye sevk eden amil kuşkusuz yerindeliğin toplumsal kriterlerinin başatlığıdır.
Gerçi kimi başat kriterlerin nesnelliğinden kuşku duyulsa da –ki henüz gerektiği gibi bir yordamaya tabi tutulmadığından hareketle duyulan bir kuşku olduğunu belirtmekte yarar var sözü edilen kuşkunun- şimdilik elde en isabetli veri mezkûr kriterlerdir. Belki ilerde -kimi karilerimizin (okuyucularımızın) haklı itiraz ve ifşaları doğrultusunda- bu konu da aydınlatılabilecektir. Belki dememizin esbab-ı mucibesi öylesi imkânların varlığından haberdar oluşumuzdur.
Cemal Çalık, 01.05.2015, Konuk Yazar, Sonsuz Ark, Pazar Yazıları