4 Mayıs 2016 Çarşamba

SA2841/KY36-CK63: "Örgüt Oluşturmaya Çalıştık!"

"Sadece polis ayağı yok bunun yani. Birkaç tane ayağı var. Ne diyorlar, kırkayak gibi. Tabii hepsinde var. O elemanlar sadece poliste, emniyette veya adliyede birikmiş değiller. Onların yan kolları da var. Onları pekiştirecek, ortaya konan delilleri pekiştirecek, doğruluğunu ileri sürecek kişiler de var yani. İşte bilirkişi kurumları..."


Köksal Şengün, örgüt davalarında deneyimli bir ağır ceza hakimi. Kamuoyu kendisini özellikle Ergenekon davasının ilk mahkeme başkanı olması ile tanıyor... Şengün, dava sürecinden uzaklaştırıldı ve emekli oldu. Onu Trabzon'da babaevinde bulduk. Ergenekon sürecini bir de ondan dinledik...

Köksal Bey bugünden geriye dönüp baktığınız zaman Yargıtay'ın kararı sizce doğru mudur?

Köksal Şengün: Doğru

Ergenekon diye bir örgüt yok mudur?

Köksal Şengün: Bana göre yok. Yoktu. Örgüt oluşturmaya çalıştık sadece. Örgüt yoktu.

Kim çalıştı?


Köksal Şengün: Dava açanlar, onu destekleyenler kimlerse. Kişilerin içlerinde belki suçlular olabilir, ancak o suçlardan yargılandıkları suçlardan değil. Yargılandıkları olaylardan değil, başka olayların failleri olabilirler. Ama iddianameye girmiş suçlarla bir ilgileri yok yani.

Ergenekon davasında kullanılan delillerin çoğu teknik delillerdi değil mi?


Köksal Şengün: Çoğu teknik delillerdi. Teknik delil ve gizli tanık ifadeleri. Bunlardı.

Bir hakim olarak sizce -teknik delil konusunda uzman olmayabilirsiniz- hiç yanıltılmaya çalışıldığınızı hissettiniz mi bu süreçte?

Köksal Şengün: Valla yanıltılmaya çalışıldığını hissetmek yetmiyor ki. Hissedersiniz gayet tabii. Çünkü inanmıyorsunuz yani, bunun böyle olduğuna böyle yazıldığına ihtimal vermiyorsunuz. Ama yazıldı diyorlar sana. Yani bunu bilirkişiye yolluyorsun, bilirkişiler de malum kişiler bu işin erbabı olan insanlar. Kalifiye adamlar sözüm ona. Sana diyor doğrudur. Oysa normal mantıkla bile doğru olmadığını anlıyorsun. Fakat o tür incelemeleri hakim yapmaz. O tür incelemeler onun erbabı olan onun şeyi olan kişiler tarafından yapılır. O şekilde yanıltılıyorsunuz.

Dolayısıyla bu soruşturma aslında birçok ayağıyla birlikte kurulmuş bir operasyon. Yani bilirkişilerden bahsediyorsunuz..


Köksal Şengün: Gayet tabii. Sadece polis ayağı yok bunun yani. Birkaç tane ayağı var. Ne diyorlar, kırkayak gibi. Tabii hepsinde var. O elemanlar sadece poliste, emniyette veya adliyede birikmiş değiller. Onların yan kolları da var. Onları pekiştirecek, ortaya konan delilleri pekiştirecek, doğruluğunu ileri sürecek kişiler de var yani. İşte bilirkişi kurumları...

Sizin de telefonlarınız dinlendi bu süreçte. Size karşı da bir hedef gösterme olayı oldu. Siz daha sonra bu mahkeme heyetinden uzaklaştınız.

Köksal Şengün: Uzaklaştırıldım...

Uzaklaştırıldınız. Kim sizin bu mahkeme heyetinden uzaklaşmanızı istedi?

Köksal Şengün: Valla şimdi isteyen kim olacak. Yaptığımı işleri beğenmeyen kim ise onlar istedi. Hasan, Hüseyin diye isim vermem. Benim huyum değil. Ama bundan kim faydalanıyorsa, şu dosyayı doğruluğunu kim ispata çalışmak istiyorsa onlar yaptı.

Neyin üzerine siz mahkeme heyetinden uzaklaştırıldınız?

Köksal Şengün: Tahliye kullandım çok. Çok tahliye kullandım. Ondan oldu.

Yani, bu süreçte verdiğiniz tahliye kararları etkili oldu mu?

Köksal Şengün: Mutlaka, mutlaka başka var mı? Ben çok insan hakkında tahliye oyu kullandım. Özellikle hastaların başta olmak üzere. Ama olmadılar.

Siz bu süreçte kişisel itibarsızlaştırma kampanyasına da maruz kaldınız. Telefonlarınız da dinlendi. Ne hissediyorsunuz bunlarla ilgili?

Köksal Şengün: Ne diyeceğim ben hiç ipe sapa gelir şeyler değil. Şimdi telefonu niye dinlersiniz? Hakim birisini satar, para alır, bilmem ne yapar. Yani hakimlikle ilgili şeyleri dinlersiniz. Bana onu soracaksınız. Kimi sattın kimi aldın, neyi yedin, kimi bıraktın, kimi bırakmadın. Bunları soracaksınız, hakime bunlar sorulur. Hakimin işi bu. Ama bunların hiçbiri sual olmadı yani. Öyle sual olsa beni çokta uçururlardı. Benim bütün hayatımı kontrol ettiler. Bütün yaşamımı çoluk çocuğumla beraber. Sadece benim değil. Eşimi çocuklarımı bütün yaşamımı.. Maddi manevi hepsi. Hoş şeyler değillerdi yani. İnsan onları anlatmak da istemiyor yani. Unutuldu belki bir kısmı ama tekrarlamak da istemiyorum şeylerle.

Ergenekon davasında doğru olan bir şey var mıydı?


Köksal Şengün: Çok az. Çok az. Adı bile olmaz bir defa yani. Adı bile yanlış. Mahkemede ilk önce onun itirazını yaptık. İddia olunan terör örgütü dedik ona. Onlar örgüt dediler, Ergenekon terör örgütü. Yok dedik olmaz. Terör örgütü ancak karar açıklandıktan sonra belli olur. İddia olunan terör örgütü dedik.

Zekeriya Öz ve Celal Kara'nın yurt dışına çıkış görüntülerini izlerken ne hissettiniz?

Köksal Şengün: Üzüldüm çok. Adalet adına üzüldüm. Bir adalet adamının kaçarcasına ülkesini terk etmesi kadar zor bir şey yoktur. Ben mesleğimi çok seven bir insanım. 40 yıl yaşadım bu mesleğin içerisinde. Çok da severim bu mesleği. Yani bu mesleği icra eden birisinin o şekilde kaçması çok yaralayıcı bir şey. Kendi açısından bırakın adalet açısından çok yaralayıcı. O savcı sizin için iddianame düzenliyor, sizi suçluyor sizin için bazı cezai işlemlerin yapılmasını istiyor. Bu adama nasıl güveneceksiniz de yapacaksınız?
.....
Yarın: Bu dava benim sağlığımı bozdu!..


Ceren Kenar, 04.05.2016, Sonsuz Ark, Konuk Yazar
Ceren Kenar Yazıları










Sonsuz Ark'ın Notu: Ceren Kenar Hanımefendi'den yazılarının yayınlanması için onayı alınmıştır. Seçkin Deniz, 31.08.2015


İlk yayınladığı yer: Türkiye Gazetesi

http://www.turkiyegazetesi.com.tr/yazarlar/ceren-kenar/591276.aspx

Seçkin Deniz Twitter Akışı