"Üç boyutlu yazıcı kullanarak millet ve devlet icat edileceğini sanmak ne kadar kötü bir şaka…"
Genelde siyaset, seçim sonuçları ve benzeri konularda güzel yanıldığım için zaten bu alanlarda öngörüde bulunsam bile bu cümlenin girişindeki uyarıyı aklımda tutarım kendi kendime. Tahminleri doğru tutanlara imrenir, ama nasıl bunu bilebildiklerini yine de anlayamam. Açıklamaları veya tezleri de anlaşılır gelmez bana.
Analiz, yorum, kitap, makale ve benzerleriyle bir ülkenin bölgenin hatta dünyanın geleceğine dair yapılan projeksiyonların sonunda doğru çıkanları herhalde bütün bu çalışmaların binde biri kadar bile değil. Geri kalan unutulmaya terk ediliyor. O yüzden sık sık koca Cihan Harbi'nin bir siper bataklığına dönüşeceğini dönemin büyük stratejistlerinin de onlardan etkilenip üstelik parlak başarılar kazanmış ünlü komutanlarının da değil bir bankerin öngörmüş olması benim için hep çarpıcı ve bir o kadar da muammadır.
Sanat ise bu alanda analize hep muhtaç bir on ikiden vurma kabiliyetine sahip.
Bir o kadar hayranlık veren bir ayrıcalık sanatçılarınki.
Nice şiir roman öykü vardır olmakta olanı fark etmeyi veya yaklaşmakta olanı duyurmayı sakince ya da tokat gibi çarparak gösteren. Bu dünyada kıskanılacak bir meslek varsa sanatçılar olduğundan hiç şüphem yok bu yüzden.
Olacaklara yönelik en yakın sanat eseri olarak ilk aklıma gelen uzun zamandır Camdan Kalp filmi.
Senarist, yönetmen ve hatta yapımcısının Fehmi Yaşar olduğu 1990 yapımı film bir çok konuda sağlam tokatlar atıyordu izlerken, ama gün gelip filmin normal bir şey anlattığını düşündürecek bir atmosfere gireceğimizi tahmin etmek kolay değildi.
Aradan çeyrek yüzyıl geçti ve şimdi filme atıf yapılabilecek nice olayı gün be gün hatta sosyal medya sayesinde saat be saat yaşamaya başladık.
Diyarbakır'da Dürümlü Mezrası'nda günlerdir çaresizce bir başlarına yakınlarına ait bir parmak veya bir başka organ parçası arayan köylülerin durumunu alıp bir filme monte etseniz “iyi kurgu” demeniz gerekir. Ama değil.
Ama gerçek.
Ama yalın ve acı gerçek…
Tarihe nasıl geçecekler acaba?
Kuracaklarını sandıkları hayali Kürdistan'ın ansiklopedisini yazmaya başlasalar ilgili muhataplar Dürümlü Mezrası maddesine ne yazabilirler? “İnsan başına bir ton patlayıcı kullanılarak davamızın önüne geçmeye çalışanların kutsal yolumuzun üzerinden çekilmeleri sağlanmıştır” yakışır mı meselâ?
Ya da aradan uzun yıllar geçse, o oluşan çukur su dolsa, yapay bir göl haline gelse ne isim verilir acaba?
Şu sıra yaptıkları saldırıları kameraya kaydedip, müzikli seslendirmeli ağır çekimli falan özel kurgularla piyasaya süren terör örgütü bütün bu pusu kalleşlik belgelerinin hesabı kendinden soruldukça ne tür bir savunma hazırlayacak o son gün de gelince?
Camdan Kalp'ti filmin adı çünkü kalbin camdan olduğuna, kırıldı mı bir daha eskisi gibi olmayacağına atıf yapıyordu kadın kahraman. Filmi izleyince bu atfa yönetmenin yaklaşımını da göreceksiniz.
Kalp evet genellikle camdandır ama bir ülkenin ana maddesi nedir?
Biraz onun füzesi biraz bunun desteği azıcık şunun aklıyla “konjonktür ve zamanın ruhu da bizden yana” sanıp plastikten bir ülke inşa etmenin imkânı var mı?
Üç boyutlu yazıcı kullanarak millet ve devlet icat edileceğini sanmak ne kadar kötü bir şaka…
Ve bu berbat eşek şakasının açtığı kaçıncı kraterde ne yazık insanlar yakınlarının vücudundan bir parça arıyor dna eşleştirmesi için.
Her adımlarında muhayyel Kürdistanlarının daha da plastik hale geldiğini görmeyenlerin eliyle.
Yaşar Taşkın Koç, 19.05.2016, Sonsuz Ark, Konuk Yazar
Yaşar Taşkın Koç Yazıları
Takip et: @yasartaskinkoc
Sonsuz Ark'ın Notu: Yaşar Taşkın Koç Beyefendi'nin yazılarının yayınlanması için onayı alınmıştır. Seçkin Deniz, 16.07.2015
İlk yayınladığı yer: Yeni Şafak,
http://www.yenisafak.com/yazarlar/yasartaskinkoc/camdan-kalp-plastikten-ulke-2029086