19 Mayıs 2016 Perşembe

SA2923/TG192: Putin, Merkel'i Devirmek İçin Komplo Kuruyor

"Rusya’nın Almanya’ya karşı eylemleri, bir Avrupa devletinin meşruiyetini hedefleyen başka bir hibrid savaş örneği sergilemektedir."


PUTIN IS SECRETLY PLOTTING TO TOPPLE MERKEL

Avrupa kıtasında hâlihazırda sürmekte olan birçok krizin arasında ortaya çıkmakta olan başka bir ciddi tehdit bulunuyor. Rusya aktif olarak Almanya’ya zarar vermenin ve onu istikrarsız hale getirmenin yollarını arıyor. 

Birlikte düşünüldüğünde, Rusya’nın Almanya’ya karşı eylemleri, bir Avrupa devletinin meşruiyetini hedefleyen başka bir hibrid savaş örneği sergilemektedir.  Rusya’nın Almanya gibi, AB’nin anahtar konumunda bulunan ve hem içeriden hem de dışarıdan gelen birçok güvenlik tehdidine karşı Avrupa’yı bir arada tutmaya çalışan bir hükümeti hedef alması sebebiyle daha da tehlikeli bir durum söz konusudur.  

Rusya, Ukrayna krizi süresince Almanya ve diğer Avrupa ülkelerindeki casusluk faaliyetlerini artırmıştır. Almanya’nın yerel güvenlik teşkilatı olan Anayasa’yı Koruma Federal Ofisi’ne (BfV) göre Rusya, daha önce KGB tarafından tahrip edici şekilde kullanılmış iki yöntem uygulamaktadır: İstikrarsızlaştırma ve yalan bilgi. 


NATO’ya bağlı Stratejik Komünikasyon Mükemmeliyet Merkezi direktörü Jānis Sārts, Rusya tarafından bu taktiklerin, Almanya içinde huzursuzluğu kışkırtarak nihai amaç olarak Şansölye Angela Merkel’i devirmek maksadıyla bilinçli bir şekilde uygulandığını ifade etmektedir. 

Rusya’nın Almanya’yı istikrarsız hale getirme girişimleri, huzursuzluk yaratmak için daha önce muhtemelen hiç kullanılmamış ancak daha önce de mevcut bulunan potansiyel tehdit unsurlarının kışkırtılmasını da kapsamaktadır. 

Örneğin bu yılın Şubat ayında, Almanya’nın iç ve dış istihbarat şefleri tarafından Rusya’nın, Almanya’da yaşamakta olan Rusların “yüksek mobilizasyon potansiyelini” istismar ederek, onların yıkıcı halk ayaklanmalarına katılımını teşvik edebileceği uyarısında bulunuldu.   

Bununla ilgili bir örnek vermek gerekirse, sadece bir ay önce kendisini “Uluslararası Rus-Alman (Russo-Germans) Kongresi” olarak tanımlayan bir grup Merkel hükümeti aleyhine gösteri gerçekleştirdi. Daha önce adı duyulmamış bu politik organizasyonun gizemli ve beklenilmeyen bir şekilde ortaya çıkışı, 2014 senesinde Doğu Ukrayna’da gerçekleşen Rusya destekli eylemlere benzemektedir.    

Rusya tarafından bilinçli bir şekilde manipüle edilen Ukrayna halkı, bu şekilde Ukrayna hükümetinin yurttaşlarının haklarını koruma ve sürdürme noktasında başarısız olduğuna inandırılmaya çalışılmıştı. Rusya’nın Almanya’da gerçekleşen benzer kışkırtma eylemlerindeki rolü oldukça tehlikelidir. 

  
Rusya diğer taraftan, mülteci krizini de istismar ederek Alman toplumundaki memnuniyetsizliği ve bölünmeyi derinleştirmeye çalışmaktadır. Rus propagandası, göçmen akışından dolayı Batı’nın istikrarsız hale geldiğini ve artık daha az güvende olduğunu dile getirirken, Batı’da yaşayan insanların güvenliğinin artık Avrupalı ulusal hükümetler tarafından garanti altında olamayacağına dair bir resim çizmektedir. Rusya için bu sadece gerçeklerin çarpıtılması değil aynı zamanda sözde kanıtların açık bir şekilde fabrikasyonu anlamına gelmektedir.

Bu durum en son “Lisa Vakasında” görüldü; Moskova, Berlin’i Rusça konuşan genç bir Alman kızının kaybolması ve mülteciler tarafından sözde tecavüz edilmesi olayını ört bas etmekle suçlamaktaydı. Ancak daha sonra Alman Polisi tarafından yapılan açıklamada, kızın tecavüze uğramadığı ve mültecilerin kızın ortadan kaybolması ile bir alakalarının olmadığı ifade edildi; bu yalan hikâye, Rusya’da ve Almanya’daki Rusça konuşan kesim arasında protestolara neden oldu.  
  
Hatta bir üst düzey Rus yetkilisi de bu çarpıtma kampanyasına katılmıştı. Rus Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Ocak ayında yaptığı açıklamada bahsi geçen kız için “bizim kızımız” diyerek, rahatsız edici bir şekilde; “Almanya’da yaşamakta olan Rus kökenli yurttaşları korumak, Rus dış politikasının ilgi alanına girmektedir” ifadelerini kullandı.    

Rusya’nın Almanya’ya karşı yürütmekte olduğu hibrid savaşın bir de siber bileşeni bulunmaktadır. Alman yetkililer, Nisan 2015 tarihinde Alman Bundestag’a (Almanya Federal Meclisi) yöneltilmiş büyük bir siber saldırının “Rus askeri istihbarat birimi” tarafından gerçekleştirildiğini belirttiler. Rus hackerlar, Alman federal parlamentosuna ait 14 büyük servera erişim sağlamıştı. 

Bu olay, son yıllarda savunma şirketleri gibi Alman hedeflerine karşı gerçekleştirilmiş bir dizi saldırıdan sadece bir tanesiydi. Alman hükümetine ve şirketlerine karşı gerçekleştirilen Rus siber saldırıları, Rusya’nın Almanya’ya zarar vermeyi hedeflediğini göstermektedir.   

Bu yıkıcı eylemler karşısında bile Almanya, Rusya’nın Batı’ya karşı negatif yaklaşımını minimize etmeye çalışmaktadır. Örneğin 2016 Münih Güvenlik Konferansı sırasında Rusya başbakanı Dmitry Medvedev, “dünyanın hızla yeni bir Soğuk Savaş dönemine doğru gittiğini” beyan etmiştir. Alman Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier, Moskova’nın yeniden bir Soğuk Savaş içine girdiğimiz yönündeki iddiasını onaylamayı reddederek, Medvedev’in düşmanca dilini yumuşatmış ve Rusya’nın pozisyonuna açıklık getirme görevini üslenerek şöyle demişti: “Medvedev’in demek istediği şey, yeni bir Soğuk Savaş’tan kaçınmamız gerekliliğidir.” 

Moskova’dan gelen bu tür saldırgan ifadelere rağmen Almanya, Putin’i provoke etmekten kaçınırken diğer Batılı ülkeleri Rusya’ya karşı taviz vererek anlaşmaları yönünde cesaretlendirmektedir.  

Hâlihazırdaki Alman politikaları, Moskova’nın son derece zararlı tutumuna rağmen Rus menfaatlerine hitap etmekte olan uzlaşmacı bir yaklaşım sergilemektedir. Bu yıl NATO-Rusya Konseyi Nisan 2014’ten beri ilk defa toplandı. Toplantılar, Kırım’ın Rusya tarafından ilhakı sonrasında NATO tarafından iki sene önce askıya alınmıştı.  

Bununla birlikte, Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik saldırıları devam ettirmesine rağmen, Almanya için taşıdığı öneme binaen NATO-Rusya Konseyi geçen ay bir kez daha toplandı. Steinmeier, kısa bir süre önce Rusya’nın G-8 devletleri arasına yeniden katılmasını desteklediğini beyan etti. Bu tür politikalar Rusya’nın menfaatlerine yaramakla kalmayıp aynı zamanda Avrupa’nın Ukrayna krizine karşı gösterdiği topyekûn tepkiyi de ciddi şekilde zayıflatmaktadır.     

Alman hükümeti, ülkesine yönelik yıkıcı Rus eylemlerinin farkında olmasına rağmen Rusya’nın lehine politikalar izlemeye devam etmektedir. Almanya’nın eleştiriye kapalı ve Moskova’nın gereksinimlerini karşılamaya yönelik politikaları, Alman ulusal menfaatleri ile çelişki içindedir. 

Rusya, aktif bir şekilde Almanya’ya zarar vermenin, ülkeyi istikrarsız hale getirerek Şansölye Merkel’i zayıflatmanın yollarını aramaktadır. Almanya, Rusya’nın zarar verici eylemlerini hafife alarak, saldırgan Rus retoriğini temizlemeye çalışarak ve Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik saldırılarına rağmen taviz verilerek anlaşılmasını vurgulayarak kendi güvenliğine yönelik büyük bir tehdidi görmezden gelmektedir.  

Almanya, Avrupa’nın de facto lideri olarak, Rusya’nın zararlı eylemlerine karşı uygun bir şekilde yanıt verme sorumluluğuna sahiptir. Tehlikenin ne olduğunu açık bir şekilde tanımlamayan Almanya, sadece Rusya’ya karşı değil aynı zamanda Avrupa’nın geri kalanı ve müttefiklerine karşı da tamamen yanlış bir mesaj vermektedir. 

Son iki seneden beridir en büyük istihbarat tehdidi olarak Rus casuslarını gösteren İsveç, takip edilmesi gereken bir örnek olarak verilebilir. Almanya da aynı şeyi yaparak Rusya’nın eylemlerini ülke güvenliğine yönelik bir tehdit olarak tanımlamalıdır.  

Alman yönetimi, Rusya’nın zehirli eylemlerine karşı doğrudan ve görünür bir yanıt vermelidir. Örneğin Şansölye Merkel, Alman halkına hitap ederek Rus faaliyetlerinin ülke istikrarı ve güvenliğine karşı sergilemekte olduğu tehdidi açıklamalıdır. Bu açıklama, Alman halkını kendilerine yönelik tehdide karşı bilgilendirecek ve Moskova’nın Almanya aleyhindeki zararlı eylemlerine karşı Berlin’in daha sert bir çizgi izleme iradesini açık bir şekilde ortaya koyacaktır.  

Almanya ayrıca, ülkede Rusya tarafından gerçekleştirilmekte olan enformasyon manipülasyonu faaliyetlerini hızlı bir şekilde tanımlamalı ve bununla mücadele etmek için harekete geçmelidir. 
İyi olan şey Alman yetkililerinin bu tehdide karşı gittikçe daha fazla tepki gösteriyor olmasıdır. 

Rus dezenformasyonu ile mücadele etmek için Almanya tarafından hâlihazırda bir birim kurulmuş ve şu anda Rus propaganda faaliyetlerine karşı önlemlerin sertleştirilmesi planlanmaktadır. Bu konuda Almanya tarafından yapılabilecek başka bir iyi şey, stratejik komünikasyon (STRATCOM) biriminin kurulması ve böylelikle Alman hükümetine bu tür olayları hızlı bir şekilde tespit, takip ve uygun bir şekilde yanıt verebilme olanağının sağlanması olacaktır.  Bu önlemlerin alınması Almanya’nın Rusya tarafından yapılan yanlış bilgilendirme faaliyetleri ile mücadele kabiliyetini ve ülke güvenliğini artıracaktır.  

Jānis Sārts tarafından kısa bir süre öncesinde ifade edildiği gibi: “En iyi yanlış bilgilendirme aracı muhatabınızın bunun farkında olmamasıdır… Birtakım ülkeler henüz bunun farkında değildir veya öyle olmasını tercih etmektedir.” Almanya’nın bu durumun farkına vararak dile getirmesinin ve Rus tehdidine karşı durmasının zamanı gelmiştir. 

RUTH FORSYTH  16.05.2016, Newsweek



Tamer Güner, 19.05.2016, Sonsuz Ark, Stratejik Araştırma, Çeviri



Metnin Orijinali:

http://europe.newsweek.com/putin-secretly-plotting-topple-merkel-459766?spMailingID=413542&spUserID=MTI0NzM1ODAyMjYS1&spJobID=550084944&spReportId=NTUwMDg0OTQ0S0

Seçkin Deniz Twitter Akışı